HÜSEYİN AYKOL
Ödemiş T Tipi Cezaevi’nde bulunan Mehmet Salih Filiz, 21 Aralık 2020 tarihli mektubunda -özetle- şöyle diyor: “Son 5-6 ay boyunca karantina ile koğuş arasında mekik dokudum. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan iki kolonoskopimde CA-kanser olduğum belirtilmişti.
Burada gönderildiğim İzmir-Yeşilyurt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 13 Temmuz 2020 günü yapılan kolonoskopimde, halen ülserotif kolitli olduğum CA-kanserin ise klinik şüphe ile varolduğu belirtildi. İlaç dozajlarımı artırdılar, beni hastaneye götürmeden durum bildirir raporu düzenlediler. Buna rağmen mamalarım 3 Ekim tarihinde kesildi. Ülke maliyesi bana mama alamayacak kadar kötüymüş.
Bu durum, beni beslenme açısından zorluyor. Diyet listeme ise uyulmuyor. Amgevita adlı bağışıklık baskılayıcı iğne kullanıyordum. 13 Mart 2020 tarihinde kesilmişti. Araya corona falan girince uzun bir süre hastaneye git-gel yapmak zorunda kaldım. En son 12 Ekim 2020 tarihinde zor bela iğnem yenilendi. Bu iğne 14 günde bir vurulduğumdan dolayı şu anda karantina koşulu önüme konulmakta. Neden mi? Şu ana kadar kurumda vurulmaktaydı bu iğne. Ancak kurum hekimi iğnenin yüksek reaksiyonlar gösterebilecek bir iğne olması nedeniyle acilde vurulması gerektiğini belirtti.
Bu durumda, 14 günde bir acile yani hastaneye gideceğim. Geri dönüşte 14 gün karantinada kalacağım. Yeniden iğneye gideceğim, dönüşte yine 14 gün karantina. Bunun anlamı asla koğuşuma geri dönemeyeceğim demektir. Bu yüzden iğnemi vurduramıyorum. Oysa iğnenin nasıl vurulduğuna dair bana pratik eğitimi verildi hastanede. Dahası Yeşilyurt Hastanesi, pandemi hastanesidir. Gitsen bir dert, gitmesen bir dert!
Genel anlamda da iyi olmaya çalıştığımızı belirtebilirim. 29 arkadaşız. İki odamız var. Genel zindan durumları ile halimiz aynı. Öyle ciddi bir sorun-sıkıntımız yok. Pandemi süreciyle birlikte koşullar biraz daha ağırlaştı. Buna karşı ve tecride karşı dönüşümlü-süresiz açlık grevi süreci burada da devam ediyor. Bu süreçten aldığımız güç ile moral-motivasyonumuzun daha da güçlü olduğunu belirtmek mümkün.”
* * *
Tokat T Tipi Cezaevi’nde bulunan Hüsnü Aşkan, 14 Aralık 2020 tarihli mektubunda -özetle- şöyle diyor: “İçinden geçtiğimiz süreçte ülkenin her yanından çok acı ve ağır haberler gelmeye devam ediyor. Pandeminin yaygınlaşması, ekonominin durumu, siyasal-toplumsal sorunlar, ağır hak ihlalleri, yoksulluk, işsizlik… Mevcut kaos ve krizin aşılmasının toplumsal barışla mümkün olacağı aşikardır. Bunun da en önemli aktörlerden biri olan Sayın Öcalan’ın şahsında uygulanan ve İmralı’da sürdürülen tecritin kaldırılmasıyla doğrudan ilişkili olduğu açığa çıkmıştır.
Bu nedenle biz, ağır koşullarda bulunan ve pandemi tehlikesiyle karşı karşıya olan siyasi tutsaklar olarak buna katkı sunmak, bu ağır ve zorlu süreçte üzerimize düşen insani, vicdani ve etik görevimizi yerine getirmek, Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki ağır tecridin kaldırılması adına 27 Kasım 2020 tarihinden itibaren beşer günlük şeklinde süresiz-dönüşümlü açlık grevine başlamış bulunmaktayız. Siz değerli Yeni Yaşam Gazetesi emekçilerine bu konudaki girişimimize duyarlı olmaya çağırıyor, şimdiden çabalarınızı en anlamlı biçimde sergileyeceğinize olan inancımızı paylaşıyor, başarılar diliyoruz.”
* * *
Ağrı-Patnos L Tipi Cezaevi’nde 6-7 aydır tutuklu bulunan Ömer Hüseyin Muhammed’i iki kez avukat görüşü diye koğuştan çıkarmışlar. Gittiği yerde ise avukat değil de, istihbarat personeli olduğunu söyleyen kişilerle karşılaşmış. Kendisine fotoğraf gösterip, soru sormaya kalkışmışlar. Hatta ilkinde kimi tekliflerde bulunmuşlar. Muhammed, gelenlerle görüşmeyi reddetmiş. Bu benzer bir durumu Ahmet Ataman isimli bir başka mahpus da yaşamış.
Mahpuslar, böylesi bir durumun bir daha yaşanmaması için Cezaevi İdaresi’ne, Başsavcılığa, Adalet Bakanlığı’na ve yargılandıkları mahkemeye dilekçe yazmışlar. Bu arada, Patnos L Tipi Cezaevi’nde 30 kadar mahpusun cezası bir yılın altına düştüğü halde ne açık ne de ilçe cezaevine gönderilmiyorlar. Böylece denetimli serbestlik ile tahliye olma hakları çiğneniyor. Ha sahi, Patnos L Tipi Cezaevi’nde, açılmasının üzerinden üç yıl geçtikten sonra ilk kez sıcak su aktı:)
* * *
Elbistan E Tipi Cezaevi’nde bulunan Erdal Laçin 10 Aralık 2020 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Şu an beşer günlük açlık grevini sürdürüyoruz. İkişer kişilik gruplar halinde grevimiz devam ediyor. Sağlık ve moral durumumuz iyidir. Zamanın ve kavganın daha güzel ve özgür yarınları yaşatacağına olan umutla sevgi ve saygılarımı iletiyor, çalışmalarınızda ve yaşamınızda başarılar diliyorum.”
* * *
Yeni yılımızı kutlamak için bize kart gönderen HDP yöneticileri Figen Yüksekdağ, Ayla Akat Aka, Beyza Üstün, Dilek Yağlı, Alp Altınörs ile cezaevlerinde uzun yıllardır yatmakta olan okurlarımıza teşekkür ediyoruz.
MEKTUBU GELENLER:
———————————
Figen Yüksekdağ – Kandıra 1 nolu F Tipi Cezaevi
Ayla Akat Ata – Sincan Kadın Kapalı Cezaevi
Beyza Üstün – Sincan Kadın Kapalı Cezaevi
Dilek Yağlı – Sincan Kadın Kapalı Cezaevi
Gökhan Gümüş – Bafra T Tipi Cezaevi
Cihan Temel – Bolu F Tipi Cezaevi
Erdal Laçin – Elbistan E Tipi Cezaevi
Salih Filiz – Ödemiş T Tipi Cezaevi
Ozan Alpkaya – Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi
Veysel Avcı – Patnos L Tipi Cezaevi
Alp Altınörs – Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi
Bêhrûz Şûcayî – Şakran 2 nolu T Tipi Cezaevi
Hüsnü Aşkan – Tokat T Tipi Cezaevi
Önder Al – Tokat T Tipi Cezaevi