Kürtlerin ulusal birliklerini sağlaması gerektiğine vurgu yapan DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Kürt siyasetçilerinin bu konuda görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini söyledi
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Türkiye’nin Kuzey-Doğu Suriye’ye dönük saldırılara, Kürtler arasındaki ulusal birlik tartışmalara ve HDP’li belediyelere kayyum atanmasına ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Mehmet Şah Oruç’a değerlendirmelerde bulundu.
‘Siyasi alanda söyleyecek tek bir sözü yoktur’
Avukatları aracılığıyla barış mesajı gönderen Öcalan’a AKP-MHP ittifakın savaşla karşılık verdiğine işaret eden Öztürk, “Devletin kuruluşundan bugüne kadar ve özellikle bu iktidar döneminde Kürt düşmanlığı yapılmıştır. Kürtler statü sahibi olmasın diye ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Rojava işgaline bu şekilde bakmak lazım” diye konuştu.
‘Türkiye kaybedecek’
Türkiye’nin “piyon” olarak kullanıldığını kaydeden Öztürk, Suriye’nin geleceğine Kürtler ve diğer halklar karar vereceğini söyledi. Suriye’de asıl kaybedenin Türkiye ve halklarının olacağını belirten Öztürk, Türkiye, Suriye’de AKP-MHP eliyle bataklığa çekildi. Kaybeden Türkiye ve yaşayan insanlar olacak. Gelecek nesiller kaybedecek. Bu duruma karşı çıkmak lazım. Uzun vadede kazanan ise başta Kürtler ve halklar olacak” ifadelerini kullandı. DSG’nin Ortadoğu’da dengeleri değiştirdiğini vurgulayan Öztürk, “Rojava halkının direnişi Kürtleri, tüm dünyaya tanıttığını belirtti. Öztürk, AKP-MHP Suriye operasyonu ile Rojava’yı yalnızlaştırıp yok etmeyi hesapladığını ancak gelinen noktada Yanlız kalan Rojava halkı değil, Türkiye’nin olduğunu söyledi.
‘Kürt sorunu uluslararası bir sorun haline geldi’
Kürt sorununun artık uluslararası bir sorun haline geldiğine dikkat çeken Öztürk, “Sayın Öcalan ‘biz bu sorunu çözmezsek uluslararası bir sorun haline gelecek’ dedi. Bir sorunu iki aktörle çözmek çok daha rahattır. Bir sorunu uluslararası bir sorun haline geldiği vakit aktörler çoğalır. Ya sorun derinleşir ya da çok farklı bir şekilde çözüme de gidebilir” diye belirtti. Öcalan’nın öngörüsünün gerçekleştiğini belirten Öztürk “Sayın Öcalan’ın öngördüğü gibi Kürt sorunu uluslararası bir sorun haline geldi. Artık Türkiye, bu sorun hakkında tek söz sahibi olmayacak. Şu anki iktidar, sorunu uluslararasılaştırdı. Muhataplar artı. Kimseye fayda sağlamaz bu durum. Hele Türkiye’ye hiç sağlamaz. Sayın Öcalan bunun önünü kapatmaya çalıştı, ama geldiğimiz nokta bu. Uluslararası güçler bu soruna kendi menfaatlerine göre yaklaşacaklardır. Bu durum Türkiye’nin aleyhinedir. Öcalan’ın uyarıları dikkat alınmadı” diye ifade etti. Kürt sorunu çözümünün, bugünkü koşullarda mümkün olmadığını dile getiren Öztürk, bunu, bugünkü faşist iktidarla çözmenin mümkün olmadığını söyledi. Türkiye halkının direnip, bu faşizmi yok etmesi durumunda barışa yaklaşacaklarını ifade eden Öztürk, Öcalan ile görüşmeler olur ise çözüme yakın olacağını söyledi.
‘Eksik olan şey ulusal birlik’
Kürt ulusal birliğine değinen Öztürk, 2007’de kurulan DTK’nin kuruluşundan bugüne değin ulusal birliğin sağlanması için çalışmalar yürüttüğünü belirterek, “Şartlar ve koşullar, bizlere ulusal birliği dayatıyor. Bunu açıkça söylemek gerekir. İsteyip istememiz değil, şartlar birliğini kurulması gerektiğini dayatıyor. Aksi takdirde bir yüzyıl daha kaybedeceksiniz diyor, şartlar bize. ABD, Rusya veya başka güçlerden bir beklentimiz yok. Kürtler, başka devletlere güvenerek mücadele etmiyor. Burada eksik olan tek bir şey var, o da ulusal birlik” diye konuştu.
‘Halkımızın talebini yerine getirmek zorundayız’
Halkın ulusal birlik konusundaki tutumunun net olduğunu ve bundan kaynaklı da Kürt siyasetçilerinin görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan Öztürk, “Bu sorumluluk tarihi bir sorumluluktur. Halkımızın talebini yerine getirmek zorundayız. Saldırılara karşı ortak bir duruş sergileyebilirsek, Kürtlerin başka hiç bir şeye ihtiyacı yoktur” ifadelerini kullandı. DTK’nin birlik konusunda çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürdüğünün altını çizen Öztürk, birlik konusunda görüşmelerinin devam ettiğini ve Kürt partileri ile yakın zamanda görüşme planlarının olduğunu söyledi.
‘Kürtler buna kanmaz’
HDP’li belediyelere atanan kayyumlara da değinen Öztürk, yürütülen kayyum politikasını Kürt düşmanlığı olarak tanımladı. AKP’nin sürekli sandık iradesinden bahsettiğini, ancak bunu yerine getirmediğini dile getiren Öztürk, “Türkiye sahasında halkın iradesine saygı duyuyorsunuz, Kürdistan’da bu iradeyi hiçe sayıyorsunuz. Rojava işgali, Güney’in işgali ne ise Bakur’da da belediyelerin gasp edilmesi odur. Kürt düşmanlığının yansımasıdır. Utanmadan kalkıp Kürt kardeşliğinden, hukuktan ve demokrasiden bahsediyorsunuz. Kimi kandırıyorsunuz? Kürtler buna kanmaz. Bu sizin Kürt düşmanlığınızın açık ifadesidir” diye konuştu. Türkiye’de Kürtlerin bir katliama maruz kaldığını, faili devlet olan 17 bin kişinin katledildiğini, tutuklandığını, şehirlerinin yıkıldığını ve bodrumlarda diri diri yakıldığını hatırlatan Öztürk, “Kürt halkı, hiç bir zaman ulus olmaktan kaynaklı haklı taleplerinden vazgeçmedi ve vazgeçmeyecektir. Bir binayı almış olabilirsiniz, ama halkın iradesini alamazsınız. Halkın özgürlük sesini susturamazsınız” şeklinde konuştu.
‘Sessiz kalmak onay vermektir’
Kayyum politikalarına karşı Türkiye muhalefetinin verdiği tepkiyi yeterli bulmayan Öztürk, “Sessiz kalmak onay vermektir. Bu sessizlikte iktidarı güçlendirir. Tepkiler yetersiz olabilir, ama hala geç değildir daha fazla tepki verilmesi gerekir. Bir bölgeye yapılan haksızlıkları kesinlikle kabul etmemek gerekir. Sadece, kınıyorum demekle değil, demokratik yol ve yöntemler ile buna karşı mücadele etmek gerekir.”