Yapılan operasyonlarla DTK’nin illegalize edilmek istendiğini söyleyen DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, “Müzakere olmadan Kürt sorununun çözümü mümkün değil. Demokratik siyasetteki ısrarımızı sonuna kadar sürdüreceğiz” dedi.
Diyarbakır merkezli 9 ilde gazeteci ve siyasetçilerin aralarında olduğu 100’ü aşkın kişi dün düzenlenen polis baskınıyla gözaltına alındı. Yapılan operasyon kapsamında Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanlık Divanlık üyesi 7 kişi de gözaltına alındı. Diclekent’te bulunan DTK binasının kapı ve pencerelerini kıran polisler, bina içerisinde arama yaparak birçok materyale ve bilgisayara el koydu. Gözaltılara tepki gösteren DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, “Çetevari yöntemlerle bu ülkeyi idare ediyorlar. Tehdit, şantaj, polis ve askeriyle bu ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar. Bu durum da tükenmişliktir” dedi.
Yapılan gözaltı operasyonlarının yeni olmadığını; aksine uzun bir süredir bu tür operasyonların yapıldığını dile getiren Öztürk, özellikle de yapılan operasyonlar ile DTK’nin illegalize edilmek istendiğini kaydetti. DTK, HDP ve TJA’nın yanı sıra Kürt kurum ve kuruluşlarına yönelik 3 yıldır sürdürülen bir operasyonun olduğuna dikkat çeken Öztürk, “AKP-MHP faşist yönetiminin bir yönelimi var. Bununla da Kürt iradesinin ortadan kaldırılmayı amaçlanıyor” dedi.
‘Operasyonlarla sindirmek istiyorlar’
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın belediyelere yönelik sarf ettiği, “Kazansalar da kayyum atayacağız” sözlerine atıfta bulunan Öztürk, şunları söyledi: “Erdoğan’ın tehditlerinden sonra bu operasyon yapıldı. Amaç, tamamen iradeyi kırmaktır. 3 yıldır bunun için büyük bir çaba sarf ediyorlar. Ama tüm baskı ve sindirmelere rağmen bu iradeyi kırmayı başaramadılar. Aslında kendi iradeleri kırılmış ve tükenmiş durumdalar. Bunu yaptıkları tehditlerden açıkça görebiliyoruz. Hiçbir söylem geliştiremiyorlar. Kullandıkları tek dil tehdit dilidir. Bunun dışında bir söylem geliştiremiyorlar. Bu operasyonlarla korkutmak ve sindirmek istiyorlar. Yapılacak yerel seçimler bizler için çok önemlidir. 1 Kasım, 7 Haziran, 24 Haziran seçimlerine baktığımız vakit halkımızın iradesi durduğu yerde duruyor. Halkımız kararlıdır ve direnişine de devam edecektir” dedi. Erdoğan’ın her söyleminin ardından kolluk kuvvetlerinin harekete geçtiğini dile getiren Öztürk, “Erdoğan’ın her söylemi talimat olarak algılanıyor. Erdoğan’ın hedef gösterdiği kişiler veya partilere yönelik hemen operasyonlar yapılıyor. Bu durum açıkça hem tehdit hem de talimattır. Bu söylem, ülkeyi bundan sonra da böyle yöneteceğizin mesajıdır” şeklinde konuştu.
‘Müzakere olmadan çözüm olmaz’
HDP’ye yönelik yapılan tüm baskı ve sindirme politikalarına karşı HDP’nin yerel seçimlere gireceğini vurgulayan Öztürk, “Bu operasyonlar hiçbir şekilde HDP’nin seçimlere girmesine etki yapamayacak. Diğer seçimlerde de engelleme vardı, ama halkımız iradesini her şeye rağmen sandığa yansıttı. Bu açıdan bir engel teşkil etmeyecek. Aksine onların hesaplarının tam tersi çıkacak. Düşünün bir ülkede bir hükümet var ve bu hükümet bu ülkeyi idare edemiyor. Çetevari yöntemlerle bu ülkeyi idare ediyorlar. Tehdit, şantaj, polis ve askeriyle bu ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar. Bu durum da tükenmişliktir. 40 yıldır devam eden bir savaş var. Devlet, tüm kirliliğiyle yürüttüğü savaşa rağmen bir netice almış değil. İnsanlar ölüyor, bedelini sadece Kürtler değil tüm Türkiye ödüyor” dedi. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış tecrit uygulamalarına dikkat çeken Öztürk, “Bu tecrit ile tüm Türkiye halkları kaybediyor. Tecrit, Türkiye ve halklarına herhangi bir faydası yok. Bugün, Türkiye halklarının tamamı tecrit altındadır. Kürt sorunu, eninde sonunda müzakere edileceğini biliyoruz. Müzakere olmadan Kürt sorununun çözümü mümkün değil. Demokratik siyasetteki ısrarımızı sonuna kadar sürdüreceğiz” ifadelerine kullandı.
Kaynak: MA