Öcalan’ın ‘Üçüncü Yol’ önerisinin halklar açısından kurtuluşun tek yolu olduğunu söyleyen DTK Eşbaşkanı Öztürk, ‘Güvenlikçi politikalar, var olan sorunları daha da derinleştirdi. Çözüm, üçüncü yoldur’ dedi
Mehmet Şah Oruç/Diyarbakır-MA
İmralı Adası’nda tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan, 8 ay aradan sonra kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı görüşmede, önemli değerlendirme ve tespitlerde bulundu. Üçüncü yol vurgusunu yineleyen Öcalan, çözümün halkların birlikteliğiyle sağlanabileceğine işaret etti ve tecride karşı mücadelenin önemine dikkat çekti. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Suriye’de derinleşen kriz ve aylardır ambargonun devam ettiği Maxmur’a yaptıkları ziyarete ilişkin değerlendirmelerde bulundu. DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, “Bu sorunların çözümünde temel rol oynayabilecek lider varsa, Sayın Abdullah Öcalan’dır. Tüm dünya Sayın Öcalan’ın rolünü ve misyonunu biliyor. Dolayısıyla tecrit sadece Kürtlere değil, Türkiye’deki tüm haklara uygulanıyor” dedi.
Öcalan’ın tespit ve değerlendirmelerine dikkat çeken ve çözüme dair önceki önerilerini hatırlatan Öztürk, “Eğer, fikir ve düşünceler mevcut iktidar tarafından dikkate alınmış olsaydı, bugün Türkiye halkları bu zor koşullarda geçmemiş olacaktı, farklı bir Türkiye’den bahsetmiş olurduk” diye konuştu. Öcalan’ın üçüncü yol vurgusuna ilişkin konuşan Berdan Öztürk, “Üçüncü Yol, Türkiye halklarının kurtuluşu için tek yoldur. Bu yol demokrasi ve özgürlükleri geliştirme yoludur. Bununla birlikte Türkiye’ye onurlu bir barışı getirme ve savaşa karşı durma yoludur. Üçüncü ayak güçlendirildiği zaman hem Türkiye hem Kürdistan cephesinde rol ve misyonu ve Türkiye halklarının yaşam standartları çok farklı olacağını düşünüyorum” diye vurguladı.
Sorun çözülür
Kürt sorununda çözüm sağlanmadan diğer sorunların çözülemeyeceğini kaydeden Öztürk, “AKP, devletin derin
yapılarıyla ortaklaştı. Tamamıyla kendi menfaatleri doğrultusunda tüm halkların menfaatlerini ve geleceğini hiçe sayan bir politika izleniyor. Haklı olan taleplerimizi dile getiriyoruz. Sadece bu Kürtlerle alakalı bir durum da değildir. Türkiye’de vicdan adına bir şey kalmamış durumda, her anlamda bir yozlaşma söz konusu, uluslararasında hiçbir itibari kalmamış bir Türkiye’den bahsediyoruz. Güvenlikçi politikalar, var olan sorunları daha da derinleştirdi. Çözüm, üçüncü yoldur” ifadelerini kullandı.
9 aylık ambargo yaralıyor!
Kürt parti temsilcilerinin aylardır ambago altında olan Federe Kürdistan Bölgesi’nin Maxmur kentine 7 Şubat’ta yaptığı ziyarete de değinen Öztürk, izlenimlerini ise şöyle aktardı: “Ambargo yüreğimizi yaralıyor. Bunu yapan Türkiye’dir. 1990’lı yıllarda mağdur olan ve koruculuğu kabul etmeyen insanlar, başka bir yere sığınmadılar. Neden buraya gittiler? Aslında Kürdistan’ın bir parçasından başka bir parçasına geçtiler. Kürdistan toprağına gidip bir yaşam kuruldu. Türkiye’nin hedef almak istediği de bu yaşamdır. Ambargo devam ediyorsa, Türkiye’den kaynaklı devam ediyor. Bu mağduriyetler bir an önce giderilmelidir. Bu durumun, Güney Kürdistan eliyle yapılması insanları yaralıyor.” Hewler ve Süleymaniye’de akademisyen, yazar ve kanaat önderleriyle bir araya gelerek iki toplantı gerçekleştirdiklerini aktaran Öztürk, “Bu bir başlangıçtı. Güney Kürdistan’a da bir umut oldu diyebiliriz” dedi.
Üçüncü yolun önemi
Türkiye’nin dış politikasını da eleştiren Öztürk, özellikle İdlib sorununda Türkiye’nin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Donald Trump’da aradığını ancak bunun çözüm olmadığının altını çizdi. Öztürk, “Bu iki devletle çözümü aramak, en büyük çıkmazdır. Sorunun muhatapları bunlar değildir. Sorunun çözümünün muhatabı Kürtler, öncüleri ve liderleridir. Onun için üçüncü yol önemlidir. Bundan kaynaklı da bu yolu güçlendirmek gerekir. Bu gidişattan memnun olmayan tüm kesimler üçüncü yol çerçevesinde bir araya gelip, bu anlayışa karşı mücadele vermesi gerekiyor” diye konuştu.
‘İmralı’da bambaşka bir sistem var’
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ve Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş 3 Mart tarihinde aileleriyle görüştü. 5 yıl önce İmralı cezaevine sevk edilen Veysi Aktaş ile 5 yıldır görüşemeyen Meliha Çetin 3 Mart’ta ilk kez İmralı’ya giderek görüşme gerçekleştirdi. İmralı’ya gitmenin çok zorlu olduğunu dile getiren Çetin, “Karakola vardıktan sonra sürekli gözlem altındaydık. Gemiye bininceye kadar ve gemiden inip cezaevine gidinceye kadar yanımızda askerler vardı. Çok sıkı bir arama yapıldı. Ben ilk kez görüştüm. Ne mektup alabiliyoruz. Ne telefonla konuşabiliyoruz. Annem hasta olduğu için görüşe gidemiyor. Sağlığı biraz kötü olan bir insan İmralı’ya gitmekte çok zorlanır. Ben şeker hastasıyım çok zorlandım. Sadece Veysi’yi görebildim. Yarım saat görüştük. Büyük bir salondu yuvarlak bir masa vardı. İki sandalye vardı. Birde gardiyan vardı salonda. Kürtçe konuştu” dedi.
‘Düzenli görüşmek istiyoruz’
Çetin kardeşi Veysi’nin herhangi bir sağlık sorunun olmadığını söylediğini dile getirdi. Çetin,“Bende iyi gördüm. Sadece biraz kilo almıştı. Daha önce zayıftı. Neden bu kadar kilo almışsın diye sordum. Soruma cevap vermedi sadece ‘Bilmiyorum’ dedi. Çünkü daha önce kilolu değildi. Aileyi sordu. Zaman çok hızlı geçti. Çok fazla sohbet etme imkanımız olmadı. Çıkan yangından dolayı endişeli olduğumuzu söyledim. Oda yangından çok bir bilgimiz yok dedi. Görüşe gideceğimizden de haberi yoktu. Biz görüş hakkımızı düzenli olarak kullanmak istiyoruz. Mektuplarımız verilsin. Telefon hakkını kullanabilsin. Ben çok özlemiştim. Özlemle sarıldım. Özlemimi yansıtmamaya çalıştım. Ama İmralı cezaevi çok farklı geldi bana. Başka cezaevlerine daha önce gittim. Ama böyle bir uygulama ve sistem görmedim. Bambaşka bir sistem” diye konuştu.