Kendisini katletmeye çalışan erkeği özsavunmayla öldüren Namme Öztürk’e verilen 12 yıllık cezanın gerekçeli kararı açıklandı. Karar çok açık bir şekilde özsavunmayı haklı çıkarıyor
Sistematik işkenceye maruz bırakan ve en son katletme teşebbüsünde bulunan boşandığı Kazım Aydemir’i özsavunmasını kullanarak öldüren Namme Öztürk’ün davası, Anadolu Adliyesi’nde bulunan 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Öztürk’ün müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar veren mahkeme, suçun Kazım Aydemir’in gerçekleştirdiği aile içi şiddet dolayısıyla oluştuğunu ve devam eden haksız fiilin yarattığı hiddet ve şiddetli eylemin etkisinde kalarak işlendiğini belirterek cezayı 15 yıla indirdi. Mahkeme Namme Öztürk’ün duruşmalardaki iyi halini göz önüne alarak cezayı 12 yıl 6 aya indirdi ve verilen cezanın gerekçeli kararını açıkladı.
Şiddet ve travma var
Gerekçeli kararda, iddianamede yer alan bilgilere yer verilerek, Namme Öztürk ve Kazım Aydemir’in 2007 yılında evlendikleri ve 2016 yılında boşandıkları belirtilerek, boşanma kararından sonra Aydemir’in çocuğunu görmek için Öztürk’ün evine ara ara gittiği ve tecavüz saldırısında bulunduğu hatırlatıldı. İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından hazırlanan 29 Mayıs 2018 tarihli bilir kişi raporuna yer verilen kararda, Namme Öztürk’ün sistematik şiddete, birçok kez tecavüze maruz bırakıldığı, bu nedenle travma sonrası stres bozukluğu, major depresif bozukluk tanısı aldığı, sistematik nitelikte fiziksel, cinsel ve psikolojik aile içi şiddet öyküsü ile uyumlu fiziksel travma bulguları bulunduğu kaydedildi.
Bir hakim şerh koydu
Mahkeme üyelerinden biri ise karara muhalefet şehri koyarak şunlara dikkat çekti: “Cinsiyet ayrımı neticesi kendisine yönelen fiziksel, cinsel ve psikolojik her türlü şiddete karşı kendini ifade edemediğinden boyun eğmek zorunda kalması ve toplumun kanayan yarası olan kadın cinayetleri birlikte düşünüldüğünde, sanığın kendisini başka türlü kurtarma ihtimal ve imkanının olmadığı, kendisine yönelen gerçekleşen veya tekrarı muhakkak haksız saldırı ile fiilin orantılı olduğu, eylemin TCK 25, 27/2 maddeleri kapsamında kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle sanığa ceza verilmesine yer olmadığı tarafımca değerlendirilmiştir. Sanığın kaçma şüphesini uyandıracak herhangi bir somut olgu olmaması ve meşru müdafaa hükümlerinin uygulanması gerektiği nazara alınarak tahliyesine karar verilmesi gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyorum.” Namme Öztürk’ün avukatları ise karara itiraz ederek dosyayı İstinaf Mahkemesi’ne gönderdi.
İSTANBUL