Ortadoğu Uzmanı İslam Özkan, Libya’nın, Afrika kıtasında kimin hakim olacağını netleştiren ve bunun kaderini belirleyecek olan bir yerde durduğunu ancak kısa vadede bir siyasi çözümün görünmediğini belirtti
Libya’da yıllardır devam eden iç savaşın seyri içinden çıkılmaz bir hal aldı. Küresel ve bölgesel güçlerin hakimiyet arayışları ve müdahaleleri, Türkiye’nin Suriye’de desteklediği paramiliter güçleri Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) yanında savaşa sürüklemesi savaşın seyrini daha da karmaşık hale getirdi.
Türkiye destekli UMH Başbakanı Serrac 5 Haziran’da Türkiye’de AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamada müzakere kapılarını kapatırken, aynı gün Halife Hafter de Mısır’da bir takım temaslar gerçekleştirdi. Görüşmelerin ardından Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Hafter ve Tobruk Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, ortak bir basın toplantısı düzenleyerek “Kahire Bildirgesi” isimli bir duyuru ile Libya’nın tamamında ateşkes çağrısı yaptı. Bu çağrı birçok Ortadoğu ve Afrika devleti ve Rusya’da olumlu karşılandı.
Libya’daki gelişmeleri değerlendiren Ortadoğu Uzmanı İslam Özkan, taraflar için ufukta ne askeri zaferin ne de müzakere masasının görünmediğini kaydetti.
Türkiye’nin müdahalesiyle UMH’nin ilerleyişinin ve Halife Hafter güçlerinin kurduğu üstünlüğün belli ölçüde bozularak, savaşın seyrinin değiştiğine dikkati çeken Özkan, Hafter güçlerinin halen ciddi bir güce ve desteğe sahip olduğunu da sözlerine ekledi. Özkan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Rusya’nın Hafter’den yana olduklarını ve bu desteğin önemli bir güce tekabül ettiğine işaret ederek, UHM’nin de İtalya, İngiltere, Türkiye ve Katar tarafından desteklendiğini söyledi.
Özkan’a göre, halen belirsiz bir tutum sergileyen ABD’nin tutumunun ise seçimlerden sonra değişebileceğine,
Trump yönetiminin seçimleri kazanması halinde Suudi Arabistan ve BAE’nin talebi üzerine Hafter’i destekleme olasılığının yüksek olduğuna işaret etti.
Libya bir köprü
Mezopotamya Ajansı’ndan İdris Sayılğan’a konuşan Özkan, Hafter destekçisi BAE ile Suudi Arabistan’ın bölgede Müslüman Kardeşler ve İslami örgütlere karşı savaş açtığını hatırlatarak, kendi hegemonyalarında bir Ortadoğu istediklerini belirtti. Libya savaşının da büyük ölçüde bu amaçla yapıldığına değinen Özkan, “Libya da bu anlamda bir köprü, bir geçiş. Aynı zamanda Afrika kıtasında kimin hakim olacağını netleştiren ve bunun kaderini belirleyecek olan bir yerde duruyor” ifadelerini kullandı.
Amaç Doğu Akdeniz
Özkan, Türkiye’nin Libya’daki müdahalesinin sadece petrol ile ilgili olmadığını, esas olarak Doğu Akdeniz’deki doğal gaz yataklarıyla ilgili olduğunu belirtti. Türkiye ve Trablus hükümeti arasında imzalanan “Deniz Yetki Alanları” anlaşmasının klasik bir anlaşma olmadığının altını çizen Özkan, bunun uluslararası düzeyde tanınmayacağını da sözlerine ekledi.
Kısa vadede çözüm mümkün değil
Trablus hükümetinin Hafter güçlerini tamamen yok edecek güce sahip olmadığını ifade eden Özkan, “Ama şu anda net bir denge kurulduğu kesin. Trablus sınırlarından Hafter güçleri uzaklaştırılıyor. Bunun devam edip etmeyeceği UHM’nin kararlılığı ve onu destekleyen ülkelerin de Libya’ya bakışıyla ilgili” yorumunu yaptı.
Kısa vadede Libya’da siyasi çözümün olası görünmediğine de ifade eden Özkan, şöyle devam etti: “Hafter güçlerini destekleyen BAE ile Suudi Arabistan ya da UHM’yi destekleyen Türkiye ve Katar barış istiyorlar mı bundan emin değiliz. Resmi açıklamalarına bakılırsa istiyorlar. Ama her iki taraftaki aktörler askeri bir üstünlük kurarlarsa müzakere masasında daha çok şeyler koparacaklarını hesaplıyorlar. Netice itibariyle Libya savaşı daha uzun sürecek gibi gözüküyor. Çok değişken bir durumla karşı karşıyayız. Kısa vadede bir müzakere masasının mümkün olmayacağını düşünüyorum. Her iki taraf için de bu geçerli.”
DIŞ HABERLER