Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin 5’i tutuklu 14 çalışanının yargılandığı davanın duruşmasında yine tahliye çıkmadı. Tutuklu yargılanan gazeteci Reyhan Hacıoğlu’nun “300’ü aşkın tutuklunun girdiği bir açlık grevi var” demesi üzerine mahkeme başkanı “bizi ilgilendirmiyor” diyerek sözünü kesti.
Kapatılarak mallarına el konulan Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin 5’i tutuklu 14 çalışanının yargılandığı davanın 3’üncü duruşması İstanbul 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Tutuklu yargılanan gazetenin Yazıişleri Müdürü İshak Yasul, İmtiyaz Sahibi İhsan Yaşar ve editörler Mehmet Ali Çelebi, Rayhan Hacıoğlu ile Hicran Urun, duruşmada hazır bulundu. Gazeteciler elleri kelepçeli bir şekilde duruşma salonuna getirildi. Tutuksuz gazeteciler Ramazan Sola ve Pınar Tarlak’ın hazır bulunduğu duruşmayı aileler ve gazeteciler izledi.
İshak Yasul hakkında İstanbul 37’nci Ağır Ceza Mahkemesince iki ayrı iddianamenin birleşiminden açılan davanın dosyasının mahkemeye gönderildiği belirtildi.
‘Basın özgürlüğü gözetilmeli’
Kimlik tespitinin ardından söz alan Yasul, 11 aydır tutuklu olduğunu hatırlatarak, tahliye talebinde bulundu. Mehmet Ali Çelebi de, Türkiye’de basın, düşünce ve ifade özgürlüğünün büyük bir sorun haline geldiğini dile getirerek, “Soyut varsayımlar üzerinden hareket etmemek gerekiyor. Basın özgürlüğü gözetilmelidir. Hiçbir şekilde sansüre, oto sansüre yönenilmemeli. Adaletin ölçüsü vicdan olmalıdır” diyerek tahliye talebinde bulundu.
Açlık grevinden söz edince susturuldu’
Gazeteciliğin suç olmadığını dile getiren Reyhan Hacıoğlu da, anadil gününü kutladı. Hacıoğlu’nun “300’ü aşkın tutuklunun girdiği bir açlık grevi var” demesi üzerine mahkeme başkanı “Bizi ilgilendirmiyor” diyerek, sözünü kesti. Hacıoğlu, konuşmasının devamında “Hakikat gazeteciliği yaptık. Toplumdan saklanan gerçekleri yazdığımız için tutuklu yargılanıyoruz” diyerek, tahliye talebinde bulundu.
‘Halkın haber alma hakkı engelliniyor’
Hakkında hazırlanan iddianamenin haberlerden ibaret olduğunu ifade eden Hicran Urun de, “Burada halkın haber alma hakkı ve özgür basın yargılanıyor. Türkiye’de demokrasi ve adalet artık bir ütopyadır” diyerek tahliye talebinde bulundu.
İhsan Yaşar da söz alarak tahliye talebinde bulundu.
Avukat Özcan Kılıç, iddianameye başından beri itiraz ettiklerini hatırlatarak, “Gazetecilerin yaptığı haberler bile önüne konulmadı. Gazetedeki haber toplantısında çekilen fotoğrafı önüne koyuldu” dedi.
Avukat Savaş İşleyen de, Türkiye’deki tutuklu gazeteci sayısına dikkat çekerek, “Dünyanın kaç ülkesinde bu kadar gazeteci tutuklu. Dünyadaki tutuklu gazetecilerin on katı kadar gazeteci tutuklu bu ülkede. Ne zaman bu kadar gazeteci tutuklanmış; Franco ve Hitler döneminde olmuştur. Hukuk artık hukukçular tarafından askıya alınmıştır. Bağımsız ve tarafsız olması gerekenler yargıçlardır. Hiçbir yerde haber yayınlamak suç değildir. Bu sadece bizim ülkemizde var. Bizim ülkemizde hukuk kurallara göre belirlenmiyor. 5 yıl önce ile bugün arasında ne değişti. Ülke de hukuku siyasetçilerin talimatı belirliyor” diye konuştu.
Savcı mütalaa içim dosyayı istedi
Duruşma savcısı da verdiği mütalaasında, dosyanın geldiği aşamayı göz önünde bulundurarak, Davut Uçar, Ersin Çaksu, Fırat Benli, Günay Aksoy, Önder Elaldı, Yılmaz Yıldız’ın dosyasının ayrılmasını, esas hakkındaki mütalaasını hazırlamak için dosyanın kendi tarafına verilmesini ve dosyadaki somut delillerin var olduğunu iddia ederek 5 gazetecinin tutukluluk halinin devamını talep etti.
Tahliye çıkmadı
Mahkeme heyeti verdiği kararında gazetecilerin tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 10 Nisan’a erteledi. Mahkeme heyeti, mütalaa için dosyanın savcıya tevdiine karar verdi.
10 Nisan’da aynı zamanda Özgür Gündem ana davasının da duruşması aynı mahkeme tarafından görülecek.
Dava hakkında
Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin İstanbul Beyoğlu ilçesinde bulunan binası ve gazetenin basımının yapıldığı matbaa Gün Matbaacılık’a 28 Mart 2018 gecesi polis tarafından baskın yapıldı. Sabah saatlerinde gazete binasına giden gazetenin avukatları, karşılarında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’ndan (TMSF) gelen görevliler ile karşılaştı. Gazete ve matbaaya ilişkin iki ayrı soruşturma başlatıldığı öğrenildi. Operasyon ile birlikte Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi İmtiyaz Sahibi İhsan Yaşar ile Gün Matbaacılık sahibi Kasım Zengin ile matbaa çalışanı 22 kişi gözaltına alındı. Bir gün sonra da Özgürlükçü Demokrasi gazetesi Yazıişleri Müdürü İshak Yasul gözaltına alındı. Gün Matbaacılık’a kayyum atanması üzerine Welat gazetesi, basım yapacak matbaa bulamayınca fotokopi ile okuyucuya ulaştı. Baskın iki gün sonra gazetenin Diyarbakır temsilciliğine polis baskını gerçekleşti. 31 Mart günü Welat gazetesi basım yapacağı matbaa bulamadığı için yayın hayatına son verdi. Başlatılan soruşturma kapsamında muhatap bulamayan gazetenin avukatları, günler sonra soruşturma savcısının Uygur Kaan Arısoy olduğunu öğrendi. Gazeteye ve Gün Matbaacılık’a kayyum atandığına dair belge baskından 10 gün sonra avukatlara gösterildi.
4 Nisan günü bir kez daha düğmeye basan soruşturma savcısı, 8 gazete çalışanını gözaltına aldırdı. 5 Nisan günü Gün Matbaacılık’ın sahibi Kasım Zengin’in de içerisinde olduğu 20 kişi, “Bilerek ve isteyerek örgüte yardım ve yataklık yapmak” iddiasıyla tutuklandı. 3 kişi ise emniyette serbest bırakıldı. 6 Nisan günü ise Özgürlükçü Demokrasi gazetesi İmtiyaz Sahibi İhsan Yaşar ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü İshak Yasul, “Örgüt üyesi olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla tutuklandı. 10 Nisan günü ise gazete editörleri Mehmet Ali Çelebi, Reyhan Hacıoğlu, Hicran Urun ve gazete çalışanı Pınar Tarlak tutuklandı.
8 Temmuz’da ise OHAL kapsamında 701 Sayılı KHK ile Özgürlükçü Demokrasi gazetesi ve Gün Matbaacılık kapatıldı.
İddianemeden
Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin 6’sı tutuklu 14 çalışanı hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu Savcısı Uygur Kaan Arısoy tarafından hazırlanan iddianame İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. 14 gazeteci için “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak”, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak”, “Terör Örgütlerinin Yayınlarını Basmak veya Yayınlamak” suçlamaları yöneltildi. İddianamede, 6 gazeteci için yakalama kararı bulunurken, 5 gazete çalışanı hakkında “Kavuşturmaya yer olmadığına” dair karar verildi. İddianamede, gazeteye yönelik soruşturmanın TSK’nın Efrin’e dönük operasyon başlattığı 20 Ocak günü başladığı ortaya çıktı. 20 Ocak gününden sonra gazetede Efrin’e dair çıkan tüm haberlerin soruşturma konusu olduğu ve “Özellikle kamuoyunda ‘Zeytin Dalı Harekatı’ olarak bilinen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin PKK/KCK bölücü terör örgütüne ve örgütün Suriye uzantılarına yönelik Afrin’de yürütmekte olduğu meşru operasyonlarla ilgili örgütün lehine, devletimiz aleyhine yalan haberlerle olumsuz bir algı oluşturmak amacıyla rutin ve sistematik şekilde terör örgütü propagandasının yapıldığı” iddiası ileri sürüldü. Gazetede yer alan haber suçlama konusu yapıldı. Davanın ilk duruşması 12 Eylül 2018 tarihinde görüldü. Duruşmada, gazete sekreteri Pınar Tahliye edildi.
Soruşturma kapsamında haklarında iddianame hazırlanan gazeteciler şunlar: Davut Uçar, Ersin Çaksu, Fırat Benli, Günay Aksoy, Hicran Urun, İhsan Yaşar, İshak Yasul, Mehmet Ali Çelebi, Mizgin Fendik, Önder Elaldı, Pınar Tarlak, Ramazan Sola, Reyhan Hacıoğlu, Yılmaz Yıldız.
Kaynak: MA