Geçtiğimiz tarihi günlerin sorumluluğu her açıdan büyüyerek devam etmektedir. Bu sorumluluk ruhuyla hareket edemeyen, tarihselliğini kavramayan gençlik kendi geleceğini doğru temeller üzerine kurmaktan ziyade devletçi jerontokrasinin zihinsel yönetimlerine kapılıp gitmekten kurtulamazlar. Bunun için her açıdan doğru okumalı, doğru analiz etmeli, buna göre sorumluluğunu bilmelidir. Kapitalist modernite sistemi tüm yöntemleriyle ilkin gençliğin beynine hükmetmek istemektedir. Bunun için özgürlük ve yenilik aşkıyla çalışan gençliğin aklını bir saniye bile iradesel düşünmesi için boş bırakmamak istemektedir. Bunun için milyonlarca yöntem uygulamaktadır. Bunların en bariz olanı hakikati ters yüz etme, gerçeğinden koparmasıdır. Bunun temel zihinsel ideolojilerinden birisi de liberalizmdir. Liberalizmin toplumkırım anlayışının bir özgürlük anlayışı olarak sunulması bu hakikatin en göz önünde olan örneklerinden birisidir. Fakat bu hakikat öyle bir ters yüz edilmiştir ki özgürlük anlayışı olarak savunulmakta ve propagandası yapılmaktadır.
Bu kirli propagandadan kurtulmak beyinlerin aşkla çalışmasını sağlayacağı gibi bunun fiiliyatını da kişiliğinde oluşturacaktır. Tüm demokrasi ve özgürlük isteyen gençliğin de bu temelde doğru yerden başlaması önemli bir konudur. Parçalanmaya karşı birleşmenin zemini özgürlük fikriyatında buluşma zeminidir. Bu temelde geçtiğimiz tarihi günlerde sıkça duyduğumuz ve öncü gücü olduğumuz özgürlük yürüyüşünde yer almak, tarihi sorumluluğuna sahip çıkmak elzem önemdedir.
Kapitalist modernite güçlerinin uluslararası komplosuna karşı gerçek özgürlük zemininde buluşmak,
Sayın Abdullah Öcalan’ın üzerindeki mutlak tecridi parçalamak ve fiziki özgürlüğünü sağlayıp tüm sahte, yalan, çarpıtılan özgürlük anlayışlarını bertaraf edip özgürlük hakikatini açığa çıkaran bir zemin olmaktadır.
Bu özgürlük zemininde buluşmak Wan, Colemêrg, Şirnex, Amed yollarında adımlamak tarihsel sorumluluk olduğu gibi kendi özgürlüğünü adımlamanın da bir yolu olacaktır.
Bu özgürlük yürüyüşünde yürünen yol sadece bir mesafeyi ve zaman dilimini temsil etmediği gibi dar anlamda bir sayıyı ve özgürlüğü de temsil etmemektedir. Yürünen yolun her bir adımı binlerce yılın ataerkil devletçi sistemine basmak, bunu teşhir etmek, tarihin tüm ceberut iktidarlarını ayaklarının altına almak anlamına da gelmektedir. Zamanın göreceliliğini aşan evrensel zaman diliminde özgürlüğe adımlamak olmaktadır.
Milyonların gelecek umudu olduğu gibi milyonların tarihsel hesaplaşması anlamını da kendisinde barındırmaktadır.
Bu düzeyde anlam ifade eden ve karakterinde gençlik ruhu olan yürüyüşte Amed’de özgür gençlik ruhuyla buluşup 13 Şubat’ta Amara’da yüzünü güneşe dönmek tüm özgürlük güçlerinin evrensel düzeyde sorumluluğudur. Haydi o zaman, özgürlük ruhuyla özgürlük yürüyüşüne!