Cesaret, zor veya tehlikeli bir işe girişirken kişinin kendinde bulduğu güven. Cesaret, aynı zamanda kararlılık ve dayanıklılık özelliklerini de içeren, korku, acı, risk, belirsizlik veya tehdit ile başa çıkabilme yeteneğidir. Cesaret korkusuzluktan ziyade bir başka şeyin korkudan daha önemli olduğu düşüncesi olduğunu söylenebilir. Yapılan bilimsel çalışmalar cesaretin doğuştan gelen bir nitelik olmadığını, aksine sonradan kazanılan ve her insanın başarabileceği bir potansiyel olduğunu ortaya koyuyor. Korku ve endişe, kaygı ve tedirginlik gibi kavramlar sonradan öğrenilen kavramlar olduğu gibi cesaret ve özgüven gibi insanı özgürleştiren kavramlar da sonradan öğrenilen kavramlar. Dolayısı ile çevrenizde gördüğünüz ve cesaretli olması ile ön plana çıkan insanlar gibi her birey de sonradan cesaret kazanabilir. Her insan bebeklik döneminden yaşamının sonuna kadar ki dönemine sosyal öğrenme yoluyla çevresindeki insanlardan birçok şey öğrenir. Cesur, korkak, çekingen, sosyal, lider ruhlu, pasif, öfkeli, kibirli gibi tüm kişilik özellikleri aslında zaman içinde öğrenilir. Hatta yapılan birçok araştırma insanın öğrendiği kavramların neredeyse yüzde 90’ını çevresindeki insanlardan sosyal öğrenme yolu ile öğrendiğini belirtiyor.
Birçok insan kendisinin diğer insanlardan değersiz olduğunu zannettiği için herhangi bir konuda cesaretsiz davranma eğilimi gösterir. Yapılan araştırmalar bu insanların çoğunda aşağılık kompleksinin olduğunu ortaya çıkarıyor. Bu tür düşünceler oldukça yanıltıcı ve hatalı, dolayısı ile kişinin aşağılık kompleksi ile dolu olan düşüncelerden kurtulması ve kendisinin de en az diğer insanlar kadar değerli olduğu fikrini kendine telkin etmesinde fayda var.
Bir insanın tüm kişilik yapısının kaynağını bilinçaltı oluşturuyor. Bazen günlük hayatta farkında olmadan yapılan davranışlar da aslında bilinçaltından kaynaklanır. Bilinçaltı kimi korkuların beslendiği yerdir. Kişi burada olumsuz duygularını güçlendirerek kişilik haline getirebiliyor. Aynı şekilde eğer kişi bilinçaltını değiştirip dönüştürmeyi bilirse korkularından da kolayca sıyrılabilir.
Korku sağlıklı bir duygudur, tehditlerin farkında olmamızı, tehlikeli durumlarda varlığımızı sürdürebilmemizi sağlar. Tehlike ve tehdit algısının yükseltildiği dönemlerde korku hissediyor olmamız elbette doğal, ancak ideal olan korku hissetmek ama bu korkuyu uygun şekilde düzenleyerek hareket edebilmek cesarettir.
Hayatta karşınıza çıkacak şeyleri sizin belirlemediğiniz, daima bir macera içinde geçen bir serüvene dönüşür yaşamınız. Üstelik bir kez keyfine vardığınızda da kolay kolay geri dönemezsiniz. Tarih sadece cesurları yazar. İnsanların kendine yapabileceği en büyük güzellik cesur olmaktır. Cesur olduğunuzda herkesin deneyimleyemediği birçok şeyi deneyimleme şansınız olur. Ne kadar uzun yaşadığınızın değil ne kadar şeyi deneyimlediğiniz önemlidir aslında. Belirsizliğe adım atmak insana heyecan verir ve yaşama duygusunu zirveye taşır. Tüm hücrelerin canlanır. Kısacası cesaret, bilinmeyen için bilineni riske etmektir.
Yani bir insan isterse ve uygun tercihlerde bulunursa cesur olabileceği gibi korkak da olabilir. Aynı şekilde bir insanın çekingen ya da sosyal olması da tamamen kişisel tercihler sonucu kazanılabilecek davranış kalıplarıdır. Cesaretin beslenmesi, geliştirilmesi gerekir. Sosyal öğrenme aslında birçok insanı hiç farkında olmadan gerçekleştirdiği bir öğrenme çeşididir, fakat bu öğrenme çeşidini cesaret kazanma yolunda da rahatlıkla kullanmak mümkündür. Cesareti, kendi yaşam yolculuğunuz için bulmanız ve geliştirmeniz gerekir. Tüm bunların dışında, cesaret insanın içinde olan, son derece kişisel bir yolculuktur.
Gülcan Kılagöz