21. yüzyılın kadın yüzyılı olacağını belirten Öcalan, her görüşmesinde kadınlara mücadele edin diyor
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne kısa bir süre kala kadınlar yer yerde eylemleri ise isyanlarını büyütüyor. Kadınlar zorlu bir sürecin ardından özgürlük mücadelelerinde çok ciddi yollar katederken, bu yolda kadınların önünü açanlardan biri de PKK Lideri Abdullah Öcalan. “Kadın Özgürlükçü, Ekolojik, Demokratik Toplum Paradigması” ile ilham kaynağı olan Öcalan, kendi özgürlüklerini tayin etmesi için kadınların mücadelesine ışık tutuyor.Kadına dair yaptığı değerlendirmelerde özgürlüğün güç ve riskli olduğunu ancak en onurlu mücadele olduğunun altını çizen Öcalan, kadınların özgürlüğü için hamleler geliştirerek başarıya ulaşabileceklerini söyledi.
‘Büyük çaba gerekir’
İmralı Adası’nda avukatlarıyla yaptığı görüşmelerde sohbetlerinin birçoğunda kadın üzerine değerlendirmelerde bulunan Öcalan, 26 Nisan 2000 tarihli avukat görüşmesinde, kadınların örgütlenmesinin en büyük umutlarından biri olduğunu belirtti. PKK Lideri, bu görüşmede, “Büyük bir özgürlük mücadelesine giriştim. Bu temelde kadınla buluşma sağlanmıştır. Düşüncede, duyguda, fiziksel gelişmelerini derinleştirerek, sürdürülmesi inancımı koruyorum. Bu her şeyden daha değerlidir. Yeni örgütlenmelerini bir Kadın Özgürlük Akademisi olarak görüyorum. İçine girenleri hazırlık sınıfının öğrencileri olarak tanımlıyorum. Ve sınıf atlamaya büyük çaba göstermelerini bekliyorum. En soylu çabaları ile demokrasi mücadelesi temelinde yer alacaklar ve başarıyı büyük çaba belirleyecektir. Kadınların çabaları başarıda kesin rol oynayacaktır” dedi.
‘Kölelikten kurtulmak gerek’
Kadınların bu çabada fedakarlık yapması ve erkeğin himayesini kabul etmemesi gerektiğini ifade eden Öcalan, 17 Mayıs 2000 tarihli avukat görüşmesinde, “Demokrasinin, toplumun sağlıklı gelişmesi için asıl barışın daha sağlıklı gelişmesi için oldukça önemlidir. Bu çelişki üzerinde çözüm projesi geliştirmek gerekir. Sağlıklı gelişmesi gerekir. Şimdiye kadar doğru dürüst başarılamayışı, feminist anlayıştan ya da kaba erkek taklitçiliğinden kaynaklanmıştır. Fedakarlık gerekir, çalışmak gerekir. Bağımsız, ilkeli yaklaşmamız gerekir. Erkek egemenlikli geleneksel şeylerden ziyade; ruhi, fiziki gelişimleri önemlidir. Kadın için en temel şeydir. Evlilik için en derin kölelik deniliyor. Kadının bundan kurtulması önemlidir. Bu şekilde eski klasik aile ilişkileri kaybeder belki” değerlendirmesinde bulundu.
‘Sadece kadınların sorunu’
Kadın tarihinin incelenmesi gerektiğinin altını çizen Öcalan, 7 Haziran 2000 tarihinde gerçekleştirilen avukat görüşmesinde ise şunları söyledi: “Toplumsal gerçekliğimizde kadının yeri nedir? Kadına yaklaşım daha derinlikli olmalı. Kadının objektif gerçekliği dile getirilmelidir. Bir kadın hareketi niye var? Bir cinsiyet hareketi değil, ancak cinse dayalı baskı, sınıflaşma, ayrımcılık nasıl ve neden gelişiyor? Bunlar objektif olarak incelenmeli. Bu sorun sadece kadın sorunu değil, erkek sorunudur da. Ardından da bir kadının özgürlüğü veya kadının kurtuluşu programı çıkarılmalı. ‘Kadının özgürlük problemi nasıl çözümlenebilir’ denilebilir adına. Kadının özgürlüğünü çok önemsiyorum. Bu konuda eskisi gibi düşünüyorum. Bu program ve hareket tarzı önemlidir. Kadınların horlanması, sömürülmesine karşı geliştirilmesi gereken bir harekettir. Demokratik hareket sorunudur” diye belirtti.
‘Bir cevap arayışı olmalı’
“Kadın Kurtuluş Programı” ve örgütlenme hareket tarzının önemine değinen Öcalan, “Kadının demokratik hareketi barış hareketidir. Demokratik Cumhuriyeti kadın hareketi yaratılmalı. Demokratik toplum, demokratik anayasa, demokratik yaşam için özgürlük, örgütlülük ve eylem önemlidir. ‘Özgürlüğün teminatı biziz’ derler bu eylemleriyle. Demokratik hak arama eylemleri geliştirilmelidir. Demokratik hareketin gelişmesi ve kalıcılığı için kendilerini demokratik bir tarzda geliştirmeleri ve yetiştirmeleri gerekir. Dil, kültür, sanat, konusunda, demokrasi konusunda kendilerini müthiş derecede eğitmeleri gerekir. Bütün bunlar erkeklerle nasıl bir ilişki, nasıl bir dünya, nasıl bir toplum, nasıl bir çevre, nasıl bir ekonomi, nasıl bir aile yapısı, nasıl bir kadın istiyoruz sorularına cevap olmak için yapılmalıdır” önerisinde bulundu.
‘Özgürlük tarihi ortaya çıktı’
Kadın mücadelesiyle toplumsal sorunların çözülebileceğinin altını çizen Öcalan, 19 Temmuz 2000 tarihli görüşmede, “Sınıflı tarih, uygarlaşma ve uygarlık devrimi erkek devrimidir. Erkek egemenlikli toplum, baskıcıdır, kavgacıdır. Neolitik devrim kadın devrimidir. Devlet ve kadın denen olayı anlamak için günümüz kadın hareketi incelenebilir. Kadının gözüyle nasıl bir toplumsal yaşam sorusuna cevap olabilmelidirler. Bu çalışma sonucunda kadının kölelik ve özgürlük tarihi ortaya çıkar” dedi.
‘Tarihin doğru çözümlenmesi lazım’
PKK Lideri, kadın sorununun sınıf ve ulus gerçekliğinden daha önemli olduğunu, bunun için derin eğitim ve araştırmanın kaçınılmaz olduğunu belirttiği 6 Eylül 2000 tarihli avukat görüşmesinde, şu değerlendirmelerde bulundu: “Kadın meselesi hem tarihi hem de sosyal bakımdan kapsamlıdır. Sınıfsallık ve ulusallık adına yapılan politikacılıktan daha değerlidir. Bunun için kadının bu konuda en alttaki ve tümüyle toplumdan dıştalanmış sınıf olduğu gerçeğinin görülmesi ve bu tarihin doğru çözümlenmesi gerekiyor. Günümüze kadar kadının tarih ve toplum gerçeğinin açığa çıkarılması gerekiyor. Neolitik toplumdan sonra gelişen sınıflı toplumdan bu yana erkek egemenliği, erkeğe dayalı olarak sürekli geliştirilen erkek egemenliğine dayalı iktidarlaşma, sınıflaşma, askerleşme ve dinleşme olgularının geliştiği, bunların hepsinin içinde baskı-sömürünün gizlendiği uygarlık vahşet halini almıştır. Burada cins egemenliğinin payı büyüktür. 20. yüzyıl bu anlamda en vahşi geçen bir yüzyıl olmuştur.
‘En iddialı güç olmalı’
19. yüzyıl nasıl burjuva partilerinin, 20. yüzyıl emeğe dayalı partilerin yüzyılı olmuşsa, 21. yüzyıl da kadının özgürlük yüzyılı olacaktır. Kadının kendine dayalı politika sürecine girmesiyle insan hakları, toplum ve kültürel hakları, doğa ve çevre sorunlarına duyarlılık, çocuk hakları, sağlık ve eğitim sorunlarında derinliğine açılımlar sağlanması beklenilmelidir. Kadınlar her düzeyde düşünce ve duygularında fiziki ve bedeni varlığı ile yaşamı konusunda sonsuzluğunu esas almalı. Kadın, barış ve demokrasiyi en çok gündeme getirmesi gereken bir güç olarak kendini geliştirmelidir. Kadın kültür ve sanat alanında en iddialı bir güç olmak konumundadır. Bütün bu konuların sizleri zorluklarla karşı karşıya bıraktığını biliyorum. Bunu aşmanız için muazzam kişilik dönüşümleri, muazzam bir örgütlülük, derinliğine araştırma ve inceleme çabalarına ihtiyaç vardır. Bütün gücümle böyle çalıştım. Hiç kimsenin cesaret edemediği kadar erkek iktidarlaşmasını yıkmaya çalıştım.
‘Kendinizi korumalısınız’
Yalnız Kürt kadınları olarak değil; Türk, Fars, Arap ve Avrupalı kadınlarla birlikte kadın özgürlük devrimini tüm dünyaya yayabilirsiniz. Bu bir din değil, bir kültür, bir düşüncedir. Erkek egemenliğine dikkat ederek kendinizi çok iyi korumalısınız. Göreviniz daha çok yaşamak ve yaşatmaktır. Özgürlüğün ve cesaretin en güçlü sesi olmalısınız. Şahsımda klasik erkeği öldürmeye çalıştım. Kadın özgürlük devriminin başarısı için her şeyi ortaya koymak gerekiyor.”
‘Özgür kadına ulaşmak onurdur’
Öcalan, “Erkeklik egemen cins, egemen sınıf, egemen devlet oluşturmuştur. Ben erkeği bu konuda çözdüm. Kendi şahsımda çözdüm. Çözmekle de kalmayıp, bu erkeği öldürdüm. Erkeği çözmek, erkeği öldürmek, ki bu egemen erkektir; bunu kapsamlı açabilirler. Mitoloji üzerine, kadın tarihi üzerine yoğunlaşmayı kadın yoldaşlarım ve dostlar da yapabilir” önerisinde bulunan Öcalan, 20 Eylül 2000 tarihli görüşmede, erkeklere dair şunları söyledi: “Özgür kadın devrimin ifadesidir. Buna saygılı olmak gerekir. Dar cinsellik temelindeki yaklaşım doğru değildir. Saygılı olunmalı, dostça ve yoldaşça bir yaklaşım hakim olmalıdır. Kendilerini dönüştürme kararlılığını korumalılar. Bu adım tarihidir, mahkûm edilen kadından özgür kadına büyük yürüyüştür. Özgür kadına ulaşmak onurdur. Buna yanlış yaklaşmak onursuzluktur. Bu adım, onurun kazandırılması adımıdır. Dünyada ilktir. Bu bilinçle ortaya koymak gerekir. Çok tarihi bir görevdir. Ben de kendi adıma yardımcı olmaya çalıştım. Bu hususta kişiliğimi sonuna kadar değerlendirebilirler.”
‘Kadın zora karşıdır’
Kadın sorununun demokratikleşmenin de en önemli sorunu olduğu tespitinde bulunan Öcalan, 11 Ekim 2000 tarihli avukat görüşmesinde, “Kadın demokratikleşmeden toplum demokratikleşemez. Ekmek, su, onur, yaşam bununla bağlantılı. Bu konuda yaşanan birçok acı var. Kadının demokratikleşmesi, aynı zamanda herkesi demokratikleştirir. Kadın zora karşıdır. Bölgenin de buna şiddetle ihtiyacı var. Enerjilerini doğru çalışmaya verirlerse, derinliğine bir eğitim, derinliğine bir örgütlenme yaratılırsa, bu her tarafı geliştirecektir. Derinliğine bir anlayış gerektiriyor. Sosyal bir olgudur” diye belirtti.
‘Bütün kadınlar içindir…’
Kadınlara 21. yüzyıl “Kadın Özgürlük Manifestosu” oluşturulması çağrısı yapan Öcalan, 3 Ocak 2001 tarihli görüşmede, “Bu konu sadece Kürt ve Türk kadınları için değil, bütün dünya kadınları içindir. Kadın özgür toplum sözleşmesi geniş bir çalışmanın ürünü olmalıdır. Bu, evrensel ve uluslararası bir öze sahiptir. Kadın hareketi çevre hareketi ile birleşmelidir. Özellikle neolitik toplumdan itibaren dokumayı, tarımı, bitkiyi ve köyleşmeyi kadın geliştirmiştir. Sınıflı toplum uygarlığının gelişimiyle bunlar kadının elinden alınmıştır. Rahip devlet anlayışından kadınlar üzerinde tanrıların egemenliği adı altında kral rahiplerin ince tahakkümü kurulmuştur. Bir tanrı-kral, kadınlardan yüz tanesini hizmetine alıyor. Öldüğü zaman canlı canlı cennete götürüyorum diye bunları toprağa gömüyor. Kadınları böyle büyük tahakküm altına alıyor” diyerek, kadınların buna karşı özgürlüğü sağlaması gerektiğini söyledi.
Özgür Paksoy / Diyarbakır-MA