Özgür Basına yönelik saldırıların protesto edildiği açıklamalarda ‘Kürt basınını susturma çabalarınız Türkiye’ye kaybettirmek dışında bir işe yaramayacaktır’ denildi
Özgür Basına yönelik saldırılar birçok kentte protesto edildi.
Mêrdîn
Mêrdîn’de DEM Parti, DBP ve TJA tarafından ortak açıklama yapıldı. Karayolları Parkı’nda yapılan açıklamaya çok sayıda kişi katılırken, “Özgür Basın Susturulamaz” pankartı açıldı
Ortak basın metnini okuyan DEM Parti İl Eşbaşkanı Necla Acıbuca, Özgür Basına dönük saldırıların Kürt halkına yönelik daha büyük ve kapsamlı saldırı hazırlıklarının göstergesi olduğunu belirterek, “Bu saldırının 22 Nisan Kürt Gazetecilik Günü’nde yapılmış olması aynı zamanda inkârcı ve düşmanca tutumun da bir göstergesidir. İnkâr ve savaş politikalarını esas alan iktidarı uyarıyoruz: Türkiye’nin kaynaklarını, Kürt düşmanlığı üzerinden bölgesel ve uluslararası güçlere peşkeş çekmeyin. Denediğiniz yol ve yöntemlerin tamamı iflas etmiştir, hiçbiri sonuç almamıştır, alamayacaktır da. Hazırlığını yaptığınız yeni saldırı ve katliam politikaları ve Kürt basınını susturma çabalarınız Türkiye’ye kaybettirmek dışında bir işe yaramayacaktır” dedi. Acıbuca, saldırıların derhal durdurulması çağrısını yaptıklarını belirterek, özgür ve muhalif basınla dayanışma içinde olmayı sürdüreceklerinin altını çizdi.
Amed
Amed Emek ve Demokrasi Platformu, Özgür Basına 2dönük gözaltı operasyonlarına ilişkin basın açıklaması düzenledi. Dîclekent’e bulunan Rojava Parkı’nda gerçekleştirilen açıklamaya, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), DEM Parti, DBP il ve ilçe yöneticileri, Mezopotamya Bağrında Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER), ,Tevgera Jinên Azad (Özgür Kadın Hareketi-TJA) ve basın emekçilerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. “Özgür Basın susturulamaz, savaş politikaları meşrulaştırılamaz” pankartının açıldığı açıklama da sık sık, “Özgür Basın susturulamaz” sloganı atıldı.
‘Kürt halkına daha kapsamlı saldırının hazırlığı’
Platform adına açıklamayı yapan Cansu Şahin, “Öncelikle Özgür Basına yönelik bu haksız, hukuksuz ve korsanca saldırıları lanetliyoruz” diye kaydetti. Kürt basınına yönelik yapılan her saldırı ve operasyonun, Kürt halkına yönelik daha büyük ve kapsamlı bir saldırının hazırlığı olduğuna dikkati çeken Şahin, şöyle konuştu: “Kürt halkının sesi olan basını susturma çabalarının, daha sonra yapılacak saldırıları görünmez kılma amacında olduğu defalarca kanıtlanmıştır. 21 Aralık 2011’de Kürt basınına yönelik yapılan tarihin en kapsamlı gözaltı ve tutuklama operasyonundan sadece 7 gün sonra savaş uçaklarıyla Roboski Katliamı gerçekleştirilmişti. AKP-MHP iktidarının Kürt halkına yönelik kapsamlı saldırı planları yaptığı, Erdoğan’ın yıllar sonra Irak hükümetiyle bunun pazarlığını yürüttüğü böylesi bir dönemde Kürt basınına içeride ve dışarıda bu operasyonların yapılmış olması da boşuna değildir. Ne yazık ki bölgesel ve uluslararası güçler bu saldırı planlarının bir parçası haline getirilmek isteniyor.”
‘Türkiye’ye kaybettirmekten başka bir işe yaramaz’
Herkesi saldırılara karşı duyarlı olmaya çağıran Şahin, bu saldırının 22 Nisan Kürt Gazetecilik Günü’nden bir gün sonra yapılmış olmasının “inkârcı ve düşmanca” tutumun bir göstergesi olduğunu kaydetti. Şahin, “İnkâr ve savaş politikalarını esas alan iktidarı uyarıyoruz: Türkiye’nin kaynaklarını, Kürt düşmanlığı üzerinden bölgesel ve uluslararası güçlere peşkeş çekmeyin. Denediğiniz yol ve yöntemlerin tamamı iflas etmiştir, hiçbiri sonuç almamıştır, alamayacaktır da. Hazırlığını yaptığınız yeni saldırı, katliam politikaları ve Kürt basınını susturma çabalarınız Türkiye’ye kaybettirmek dışında bir işe yaramayacaktır” şeklinde konuştu.
Açıklama slogan ve alkışlarla son buldu.
Dêrsim
DEM Parti Dêrsim İl Örgütü de saldırıları Seyit Rıza Meydanı’nda gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla protesto etti. Açıklamada konuşan DEM Parti Dêrsim İl Eşbaşkanı Esma Ateş, “Demokrasi, insan hakları ve basın özgürlüğü alanlarında sözüm ona ilerici ve demokratik olarak lanse edilen Belçika ve diğer Avrupa ülkeleri, konu çıkarları olduğunda, bu değerleri Türkiye ve diğer ülkelerle yapılan pazarlıklar sonucu kolayca yok sayabilmekte, çiğneyebilmektedir” diyerek, saldırıların amacının Kürt halkının sesini kısmak olduğunu söyledi.
‘Basın emekçileri serbest bırakılsın’
İstanbul, Ankara ve Riha’da yapılan gözaltıların Türkiye’nin Irak ve ziyaretleri sonrasında yaşanmış olmasına dikkati çeken Ateş, “Özgür Basına ve Kürt halkına yönelik bu saldır, AKP’nin ve saray rejiminin, seçim sonuçlarını hazmedememesi, intikam alması olarak okunmaktadır. 31 Mart günü, seçim sonuçları doğrultusunda, Türkiye halklarının sandıkta verdiği ‘demokrasi, çözüm ve barış’ mesajlarının doğru okunarak bu haksız ve hukuksuz saldırılara bir son verilmesi gerektiğini söylüyoruz” şeklinde konuştu. Özgür ve muhalif basınla her daim dayanışma içerisinde olacaklarını vurgulayan Ateş, gözaltına alınan basın emekçilerinin bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Haber: MA