Hesekê’de Sinaa (Al Sina) Cezaevi’ne yapılan IŞİD saldırısına dikkat çeken Özerk Yönetim Eşbaşkanları, IŞİD’lilerin, Özerk Yönetim alanında kurulacak bir mahkemeyle yargılanması için çağrı yaptı. Gelen ekonomik yardımların da Şam denetimindeki alanlara gittiği uyarısı yapıldı
Kuze ve Doğu Suriye Özerk yönetimi “Özerk Yönetim’in elinde 12 bine yakın DAİŞ üyesi bulunuyor. Bunun 2 bini Irak, 2 bini 50 farklı ülkeden gelenler, 5 bini ise Suriyeli olmakla birlikte on binlerce kişiden oluşan aileleri de Hol ve Roj Kampı’nda kalıyorlar” açıklaması yaptı ve uluslarası mahkeme kurulmasını istedi.
IŞİD’in 20 Ocak’ta Sinaa (Al Sina) Cezaevi’ne yaptığı saldırı ve firarlar sonrası başlatılan “Halkın Gürzü” operasyonu 1 Şubat 2022’de de devam etti. Operasyonlar Ğweran Mahallesi, Ezîziyê Mahallesi, Xeşman Mahallesi ve Salihiye Mahallesi’nde gerçekleşti. ANHA’nın haberine göre Ezîziyê Mahallesi’nde başlatılan temizlik operasyonunun sona ermesiyle Hesekê’nin kuzey yakasındaki Xeşman Mahallesi ve Salihiye Mahallesi’nde temizlik operasyonu yapıldı.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Eşbaşkanları Berivan Xalid ve Ebid Hamid El-Mihbaş, IŞİD’in Sinaa Cezaevi’ne yönelik 20 Ocak’ta gerçekleştirdiği saldırıya ilişkin Hesekê’de açıklama yaptı.
ANHA’nın geçtiği habere göre 1 Şubat 2022 günü açıklama yapan Özerk Yönetim Eşbaşkanları, uluslararası güçleri, IŞİD’lilerin uluslararası bir mahkemede yargılanabilmeleri için daha fazla sorumluluk almaya çağırdı.
Açıklamada, Mart 2019’da Baxoz’da uluslararası koalisyonla birlikte IŞİD’e karşı verilen mücadelede büyük bir zafer elde edildiği belirtilerek, Kobane, Baxoz ve Sinaa Cezaevi’ne kadar yaşanan savaşta DSG, YPJ ve İç Güvenlik Güçlerinin insanlığı koruma mücadelesinde 12 bin kayıp verdiği, 25 binden fazla kişinin de yaralandığı kaydedildi.
IŞİD’in gizli hücrelerine dikkat çekilen açıklamada şunlar kaydedildi: “Bunun yükünü taşımaya devam ediyoruz. Özerk Yönetim’in elinde 12 bine yakın DAİŞ üyesi bulunuyor. Bunun 2 bini Irak, 2 bini 50 farklı ülkeden gelenler, 5 bini ise Suriyeli olmakla birlikte on binlerce kişiden oluşan aileleri de Hol ve Roj Kampı’nda kalıyorlar. Özerk Yönetim ve QSD güvenliğini sağladı. Bu durum Özerk Yönetim’in yükünü arttırdı. Buna rağmen QSD, DAİŞ çetelerine karşı rağmen operasyonlar gerçekleştirmiş ve birçok üyesini tutuklamıştır.”
‘Uluslararası bağımsız bir mahkeme kurulmalı’
Bu tehlikeli dosyanın kördüğüm olduğunu ve tüm uluslararası toplumu ilgilendirdiğinin daha beyan edildiği hatırlatılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Özerk Yönetim ve uluslararası güçlerin koordinesinde çözülmeli. Ya uluslararası bağımsız bir mahkeme kurulmalı ya da uluslararası toplumun da resmi olarak tanıdığı, Özerk Yönetim alanında kurulacak bir mahkemeyle bunlar yargılanmalı ve adalet yerini bulmalı. Vatandaşları DAİŞ içinde bulunan devletler buna karşı sorumluluklarını yerine getirmeli, özellikle çocuklar ve kadınlar olmak üzere vatandaşları geri götürmeli, yargılamalı ve topluma yeniden katarak eğitmelidir. Çocukların bu olumsuz koşullardan kurtulması için Özerk Yönetime destek vermeliler. Yeniden eğitilmeleri için, kamplar ve cezaevlerinin güvenlik ve insani açıdan daha da iyileştirilmesi için gerekli destek verilmeli. Bu, durum sorununun çözümüne kadar sürdürülmelidir. Uluslararası toplum sorumluluklarını yerine getirmediği için bu sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz. Hol kampında her gün katliam yaşanıyor. Kafa kesme, kampı yakma gibi olaylar yaşanıyor. 20 Ocak’ta Hesekê’de Sinaa Cezaevi hedef alındı. 200’e yakın DAİŞ üyesi büyük bir plan sonucu Türkiye’nin işgali altındaki bölgelerden ve Irak sınırından gelen bir grup çete cezaevini hedef aldı. Amaç DAİŞ’i yeniden canlandırmaktır. Böylece bölge halkı arasında sorun çıkarılarak Özerk Yönetim projesi tasfiye etmek hedeflendi.”
Sinaa Cezaevi’ndeki çatışmalara dikkat çekilen açıklamada şunlar kaydedildi: “Teröristler cezaevi etrafından karışıklık çıkararak, güçlerimizi şaşırtıp kaçmak istediler. Faşist Türk devleti ve kendisine bağlı çeteler Eyn Îsa’da sivillere saldırdılar. Şam hükümeti, Erdoğan ve ortakları bu durumdan faydalanmaya çalıştılar. QSD ve Koalisyon Güçlerini suçlamaya başladı. Savaş suçu işlendiğini ve demografik değişim yapıldığını söylediler. Amaçları Özerk Yönetimi yok edip teröristlere destek vermekti. Aynı zamanda bölgede etnik temelli karışıklık çıkarmayı amaçladırlar. İki tarafta kirli siyasetlerini göz önünde geçirmelidirler ki, bu sadece terörü yeniden canlandırmaya hizmet etmektedir. Ancak halkımızın fedakarlığı, çabası ve askeri güçlerimiz etrafında toplanması sonucu bu planlar boşa çıktı. Kobanê’nin kurtarılmasının yıl dönümünde tarih bir daha tekerrür etti. Terör ve destekçileri kaybetti.”
Hesekê’deki planların büyük ve tehlikeli olduğuna işaret edilen açıklamada, buradaki çatışmalarda 121 asker, güvenlik, cezaevi çalışanı ve sivilin yaşamını yitirdiği belirtildi. Açıklamada, “Bu komplonun kötü sonuçları oldu. Yaşananlar, Uluslararası Koalisyon ve toplumun, bu tür saldırıları ve olayların tekrarlanmaması için Özerk Yönetim, askeri ve güvenlik güçleriyle ortak bir çalışma yürütmesine işarettir. Bu şekilde bu tarz olaylar tekrarlanmaz” denildi.
Öneriler sıralandı
Açıklamada, uluslararası toplum ve Uluslararası Koalisyonun beraber yapması gereken çalışmalara dair şu öneriler yapıldı:
* DAİŞ terör saldırılarına karşı QSD ve İç Güvenlik Güçleri’ne daha fazla destek verilmesi gerekiyor.
* Uluslararası mahkeme kurulmalı ya da Kuzey ve Doğu Suriye’de resmi olarak tanınan uluslararası mahkeme kurulmalıdır. Suçlular yargılanıp adalet yerini bulsun.
* Vatandaşları Kuzey ve Doğu Suriye’de bulunan devletler sorumluluklarını yerine getirerek, silahlı vatandaşlarını, kadın ve çocuklarını geri götürmeli. Ya da Özerk Yönetim’e destek vermeli ki cezaevi ve kampların durumunu düzeltebilsin. Eğitim alsınlar ki kendi toplumlarına katılabilsinler. Suça karışmış kadınlar da yargılanmalı.
* Eğitim, sağlık ve hizmet çalışmalarını iyileştirilmesi için Kuzey ve Doğu Suriye’ye ekonomik destek sağlanmalı, DAİŞ’in ekonomik durumu kötü olanlardan faydalanmaması için bölgenin ‘Sezar Yasası’ndan çıkarılması gerekiyor. DAİŞ’in bunu gizli hücreler ve ideolojik amaçları için bir araç olarak kullanmasının önüne geçilmeli.
* İnsanı yardımlar artırılmalı, kapalı olan Til Koçer Sınır Kapısı gözden geçirilmeli. Uluslararası toplumun Şam üzerinde yaptığı yardımlar yetersiz kalıyor. Birleşmiş Milletler (BM), Hesekê’de yaşanan olaylar nedeniyle 36 tır yardım gönderdiğini söylüyor. Gelen yardımlar Qamişlo denetim merkezine gidiyor. Burası Şam’ın denetimde bu nedenle yardımlar gelmiyor.
* Özerk Yönetim’in siyasi olarak tanınması için destek verilmeli, bölgenin güvenliği için çalışmalar yapılmalı. Türk devleti işgal ettiği bölgelerde teröristlere güvenli bölgeler yaratmış durumda. Türk devletinin işgal ettiği bölgelerden çekilmesi için baskı yapılmalı. Türk devleti bölgenin güvenliğini yok etmek için teröristleri kullanıyor, sivilleri hedef alıyor.
* Çocuk eğitim merkezi kurulması, cezaevi ve kamplardaki insanların koşullarını iyileştirmek için Özerk Yönetim desteklenmeli.”
HASEKÊ