Türkiye’nin kontrolündeki bölgelerin IŞİD için güvenli liman haline geldiğini söyleyen Hisên El Şêx, IŞİD’lilerin yargılanması için Özerk Yönetim’in tanınması gerektiğine vurgu yaptı
IŞİD’in 23 Mart 2019’da Bahoz’da bulunan son üsünün düşmesiyle fiziki hakimiyeti ortadan kalksa da IŞİD hâlâ dünyanın gündemindeki yerini koruyor. Suriye ve Irak’ta bulunan gizli hücreleri aracılığıyla tehditlerini sürdüren IŞİD 20 Ocak’ta Hesekê’de bulunan Sinaa Cezaevi’ne saldırı girişiminde bulundu. DSG ve İç Güvenlik Güçlerinin direnişiyle kırılan IŞİD saldırısının yankıları sürüyor.
IŞİD tehdidi görmezden geliniyor
Sinaa Cezaevi’nden kaçıracağı IŞİD’lilerle yeniden atağa geçme hesapları yapan IŞİD’in oluşturduğu tehlike bilinmesine rağmen dünya IŞİD dosyası karşısında sessizliğini koruyor. DSG ve Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin her devlet kendi vatandaşını alıp yargılasın çağrılarına hiçbir devletten cevap gelmedi.
ANHA’dan Meysaa Ekarî’ye konuşan Fırat Bölgesi Yasama Meclisi Eşbaşkanı Hisên El Şêx, “DAİŞ yerel ve uluslararası düzeyde bir tehdit olmaya devam ediyor. Ancak bu görmezden geliniyor. Özellikle Kuzey ve Doğu Suriye’de hücreler aracılığıyla varlığını sürdürüyor” dedi.
Kıvılcım bekliyor
“Özerk Yönetim durumu kontrol etmeseydi, DAİŞ gizli hücreleri aracılığıyla bölgede kendini yeniden kurabilirdi” diyen El Şêx, “Bazı DAİŞ hücreleri var ve tehlikeleri devam ediyor. DAİŞ yeniden aktif hale gelmek için kıvılcım bekliyor. Bu tehlikenin tamamen farkında olmamız gerekiyor” dedi. IŞİD’liler, bölgedeki gizli hücreleri ve dünyanın dört bir yanından gelen binlere IŞİD’li ve ailesinin kaldığı Hol kampının oluşturduğu tehlikenin altını çizen El Şêx, bu tehlikenin yanı sıra Türkiye’nin kontrolünde olan bölgelerin IŞİD için güvenli liman haline geldiğini ifade etti.
IŞİD için güvenli liman
Türkiye ve ona bağlı güçlerin Suriye’nin kuzeyindeki Cerablus, Bab, Ezaz, Efrîn, Serêkaniyê, Girê Spî bölgelerinde üsler kurduğunu söyleyen El Şêx, “Halen Türk devletine bağlı çetelerin üyesi olan birçok DAİŞ çetesinin adı işgal edilen topraklarda farklı isimlerle belgelendi. Ayrıca yayınlanan görüntülerde Serekaniyê’de DAİŞ bayrakları görüldü” şeklinde konuştu. IŞİD’in Hesekê saldırısının emrini Serêkaniyê’den aldığını söyleyen El Şêx, “DAİŞ ile Türk devleti arasındaki işbirliğini gördük. DAİŞ, Sinaa Cezaevi’ne saldırdığında, Türk devleti eş zamanlı olarak Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarda bulundu” ifadelerine yer verdi.
El Şêx: Türkiye besliyor
IŞİD liderleri ve ajanlarının Türkiye’nin kontrolündeki bölgelerde olduğunu ve her türlü desteği aldıklarının altını çizen El Şêx, “Bir süredir Serêkaniyê’deki operasyon odasında bu saldırıları planlıyorlar. Saldırı başarılı olsaydı, DAİŞ tutsaklarını kontrol edememekle Özerk Yönetim ve QSD suçlanacaktı. Hesekê’deki Sinaa Cezaevi dünyanın en tehlikeli cezaevi olduğu biliniyor” diye belirtti.
IŞİD liderleri Ebubekir el-Bağdadi ve Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi’nin Türkiye’nin kontrolü altındaki bölgelerde öldürülmesine dikkati çeken El Şêx, Türkiye’nin kendi kontrolündeki bölgelerde IŞİD’lileri beslediğini söyledi.
Yargılama çağrısı
Hisên El Şêx son olarak şunları söyledi: “Bütün devletleri DAİŞ’e katılan vatandaşlarını almaya, onları uluslararası mahkemelere teslim etmeye defalarca çağırdık ve hâlâ çağrıda bulunuyoruz. DAİŞ çetelerinin Kuzey ve Doğu Suriye’de yargılanması için uluslararası mahkeme kurulması gerekiyor. Bunun için de Özerk Yönetim’in siyasi ve askeri tanınmaya ihtiyacı var” şeklinde konuştu.
KOBANÊ