42 yıl önce 111 kişinin öldürüldüğü Maraş katliamının bizzat devlet eliyle gerçekleştiğini söyleyen HDP milletvekili Özen, devlet arşivlerinin açılması ile katliamın arka yüzünün açığa çıkacağını belirtti
Türkiye tarihinin katliam ve soykırım sayfaları arasında yer alan 19-26 Aralık 1978 Maraş Katliamı’nın üzerinden 42 yıl geçti. Resmi rakamlara göre 111 kişinin katledildi, 100’ün üzerinde kişinin yaralandı, Alevilere ait 200’ün üzerinde evin yakıldı ve 100’e yakın işyerinin tahrip edildi. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesine giden yolda döşenen ilk taşlardan olan katliamın tanıklarından dönemin Türkiye Öğretmenler Birliği Derneği (TÖB-DER) üyesi genç bir öğretmen olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Zeynel Özen Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Emrullah Acar’a yaşananları anlattı.
Önce kıraathane bombalandı
Maraş Katliamı’ndan önce Erzincan, Malatya, Sivas, Elbistan, Hatay’da yaşanan olaylarda yüzlerce iş yerinin tahrip edildiğini ve onlarca kişinin katledildiğini hatırlatan Özen, “12 Eylül faşist diktatörlüğüne bir hazırlık yapıldı. 4 Nisan 1978’de Alevilerin gittiği bir kıraathane önce bombalandı, sonra otomatik silahlarla tarandı, o zaman 70 yaşında olan Gijik dedemiz (Sabri Özkan) orada katledildi. Katliam orada başladı” diye belirtti.
Provokasyon
Provokasyon amaçlı Ankara’dan Maraş’a 3 adet bombalı paket gönderildiğini anımsatan Özen, “Ali Çevik adında bir Yüzbaşı Ankara’dan Maraş’a silah ve bombalar gönderiyor. Çevik, 15 Nisan 1978’de yakalanıyor ve gönderilen bombaların nerelere atılacağı ile ilgili bir belge ele geçiriliyor. Bombalar camiye, MHP ve ülkü ocaklarına atılacaktı” dedi. 19 Aralık’ta Ordu Çiçek Sinemasında ülkücülerin “Güneş ne zaman doğacak” filmini izledikleri esnada bomba patladığını belirten Özen, o güne dair şunları söyledi: Fakat bomba bir ses bombası tahrip gücü olmayan bir bomba yani bu da tahminlerce söylemiyoruz. Daha sonra bu silahlar esir Türkleri kurtarma denen örgütün elemanlarının üstünde bulunmuş ve bunlardan bir itirafçı anlattı. ‘Bombanın tahrip gücünü olmadığı sadece provokasyona yönelik bir bomba olduğunu’ belirtmiş. 19 Aralık’ta gerçekleşen provokasyondan sonra Alevilere ait işyeri ve evlerin işaretlendi. İşyerlerinin üzerine ‘Allah için savaşın’ yazıldı.
Halkı karşı karşıya getirilmek istendi
21 Aralık’ta kendisinin de üye olduğu TÖB-DER üyesi iki öğretmenin katledildiğini vurgulayan Özen, öğretmenlerini cenazelerini bir gün sonra bilinçli olarak ikindi namazına denk getirilecek şekilde verildiğini anlattı. Amacın halkı karşı karşıya getirmek olduğunu belirten Özen, “On bini aşkın insan cenazeye katılıyor. Kent merkezinde bulunan Ulu Camii önüne geldiklerinde caminin imamı bir duyuru yapıyor, diyor ki: ‘Aleviler, komünistler Maraş’ı bastı camileri yakıyorlar’. Böylece cami cemaati ile o cenaze korteji karşı karşıya getirildi. Sopalarla taşlarla korteje saldırdılar. Önceden planlandığı üzere cadde bulunan evlerin çatılarına insanlar yerleştirilmiş. Yağmur gibi taş sopa yağıyor. Bu ortamda birçok insan yaralandı” diye konuştu. Maraş’ta esas saldırıların 23 Aralık’ta gerçekleştiğine vurgu yapan Özen, “Camiler yakıldı, Aleviler, solcular Maraş’ı işgal etti” söylemleri üzerine çevre köylerde yaşayan Sünni köylülerin kentin merkezine taşındığı, Alevilere destek gitmemesi için de abluka oluşturulduğunu söyledi.
Direnişle karşılık verildi
Maraş’ta direniş olmadığı yönünde bir algının söz konusu olduğunu ifade eden Özen, bunun doğru olmadığını, halkın direndiğini sözlerine ekledi. Kent merkezinde bulunan Yörükselim Mahallesine faşist, katliamcıların direniş nedeniyle giremediğini belirten Özen, direnişle yüzlerce insanın hayatının kurtarıldığını ifade etti. Dumlupınar ile Namık Kemal Mahallelerinde ise Alevilerin katledildiğinin altını çizen Özen, “O mahallelerde Aleviler tek tek oturuyorlar. Oradakiler komşularının kendilerine bir şey yapmayacağını düşünüyorlar. Ne yazık ki öyle olmadı. Her gün birbirlerine gidip, geldikleri komşuları tarafından katledildiler” diye belirtti. Pazarcık Yolboyu köyünün muhtarı Mehmet Mengücek’in, Alevilerin yaşadığı Karamaraş Mahallesini üç gün boyunca savunduğuna dikkati çeken Özen, “3 gün boyunca gerek sivil gerek resmi katliamcıları mahalleye sokmadı. Orada yüzlerce insanın katletmesini önledi. Son gün Mengücek resmi güçler tarafından kurşuna dizilerek katledildi, şehit oldu” diye konuştu.
Katledilenlerin mezar yerleri belli değil
Maraş’ta resmi rakamlara göre 111 kişinin katledildiğini hatırlatan Özen, ancak sayının daha fazla olduğunu söyledi. Özen, şöyle devam etti: “Olayların arkasındaki esas katiller Maraş’ta yargılanmadı. Bizim için önemli olan sayıdan ziyade bu katliamın niteliği. Şu anda bile mahkeme devam ediyor. Şehitlerimiz toplu gömülüyor ve mezar yerleri şu an bile değil.” Maraş’ta yaşanılanların soykırım olduğunun altını çizen Özen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Katliamda iki güç karşı karşıya gelir birbirini katleder. Gözü kör olan Cennet ninemiz ile 90 yaşındaki Gijin dedemiz katlediliyor. Ali 12 yaşındaki bir çocuktu kolları ve bacakları kesiliyor ve kazanda kaynatılır. Hamile kadınların karnı deşiliyor. Bu bir ırkı bir soyu yok etmeye yöneliktir. Onun için Maraş öbür katliamlardan farklı bir Dersim ve Koçgiri gibi aslında soykırımdır.”
Katliam devlet eliyle gerçekleşti
Maraş’tan sonra Çorum, Gazi Katliamlarının olduğunu dikkati çeken Özen, katliamlarda devlet faktörünün görmezden gelindiğini dile getirdi. Katliamların bizzat devletin eliyle gerçekleştiğini sözlerine ekleyen Özen, şöyle tamamladı: Bunu dediğimiz zaman çoğu hopluyor. Düşünün Roboski’de sivil faşistler mi vardı. Gazi’de, Gezi’de sivil faşistler mi vardı. Direkt devletin yaptığı katliamlardı. Maraş devlet destekli gerici güçlerin yaptığı bir soykırımdır.” Devlet arşivlerinin açılması ile katliamların arka yüzlerinin açığa çıkacağına belirten Özen, “Maraş katliamının tanıkları da yaşıyor ama bu öyle bir travma ki birçoğu cenazesine bile sahip çıkamadı. Yeni yeni talepleri var.
Maraş Alevisizleştirildi
Örgütlü bir güç haline geldiği için son dönemde katliamların yaşanmadığına işaret eden Özen, devamında şunları dile getirdi: Aleviler tarihi katliamlar tarihi. Günümüzde fiziki katliamlar yerine Alevilik katledilmeye başlanıldı. 1978’de sadece Yörükselim Mahallesinde 20 bine yakın Alevi vardı, bugün yüzlerle ifade ediliyor. O bölgede hedefine ulaşıldı ve Maraş Alevisizleştirildi. Bunun en güzel örneği Londra’da 200 bine yakın Maraşlı Alevi yaşıyor. Maraş’ı Alevisizleştirdiler onunla da durmadılar, şimdi Alevi yerleşim yerlerine maden ocakları, HES’ler, taş ocakları, çimento fabrikaları yapıyorlar. Terolar’a 27 bin Suriyeli cihatçıyı yerleştirdiler. Hem demografik yapıyı değiştiriyorlar hem de Maraş’ta kalan Alevilerin tüm yaşam alanlarını yok ederek göçe zorluyorlar. Alevilerin yoğun olduğu yerlerde oranın doğası tahrip ediliyor. Oranın suları, toprağı, tarımı, hayvancılığını bitirerek insanlar göçe zorlanıyor. Bu fiziksel soykırımdan da daha tehlikelidir.
Katledilenler anılacak
Maraş Katliamı anmasının bu yıl salgının gölgesinde olacağını ifade eden Özen, bu yılki anmalara ilişkin şunları söyledi: Bugün saat 12 Meclis grubumuzla birlikte bir basın açıklaması yapacağız. 21 Aralık’ta parti olarak bir grupla birlikte Maraş’a gideceğiz. Salgın olduğu için kitlesel bir anma yapmayacağız ama gidip şehitlerimizi anacağız. Anmadan önce Mehmet Mengüç’ün ve Gijik dedenin mezarlarını ziyaret edeceğiz. Sonra Maraş Erenler Cemevi’nde kitlesel olmayan bir çıra uyandıracağız, gülbenklerimiz ve konuşmalarımızla şehitlerimizi anacağız.
ANKARA