Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu üyesi kadınların düzenlediği ve 3 gün süren Kadın Emeği ve İstihdamı Çalıştayı’nda, kadınların yaşadığı sorunlar ve çözüm önerileri ele alındı. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen ) Genel Merkez Kadın Sekteri Derya Yulcu, eğitim emekçilerine dayatılan performans sisteminin olumsuzluklarına dikkat çekti. Yulcu, “Kadın emekçilerinin birçoğu kendini güvende hissetmiyor. Özellikle; ihbarlar bu durumu etkiliyor.Kanunların hızla değişmesi, hak kısıtlamaları, iş barışını engelleyen davranışlar, çalışma alanındaki angarya işleri kamu çalışanlarının kendini kötü hissetmesine neden oluyor. Eril iktidar yapısının çok sayıda kadın tarafından içselleştirilmesi çalışma sahasında büyük sorunlar yaratıyor” ifadelerini kullandı.
‘Örgütlü güce tasfiye’
Türkiye’de uzun süredir kendini hissettiren yeni rejimin cinsiyetçi, militarist, faşizan uygulamalarını sahada daha fazla hissettiklerini kaydeden Yulcu, şöyle devam etti: “Eğitim emekçileri, ihraç korkusuyla sendikalaşamıyor. Eğitim ve bilim emekçileri, iç hukuk ve uluslararası hukukta güvence altına alınan haklarından kaynaklı ihraç ve soruşturmalarla yüz yüze kaldı.İktidar, kamu emekçilerini susturma ve örgütlü gücü tasfiye etmeyi amaçlamaktadır.Kadın emekçiler çok daha zor koşullara maruz kalıyor.”
‘Seçimlerde tarafız’
Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Emekçileri Sendikası Genel Kadın Sekreteri Selma Kıratlı da, 2014 yerel yönetim seçimleri, sonrasında DBP’li belediyelere kayyum atanmasıyla birlikte halkın seçilmişlerle yönetilmediğini vurguladı.Kıratlı, “Tek adam rejimi, git gide baskıyı arttırıyor.Kayyum atanan belediyelerde anadilde eğitim yapılırken, şu anda o okullar Kur’an kurslarına dönüştü. Camiler içinde kreşler açılmaya başlandı ve buna Kürtillerinde başladılar. Tümbel Sen olarak yerel yönetimlerde tarafız.Kadın özgürlük mücadelesini benimsemiş, kadın emeğini gören belediye başkanlarını açık açık destekleyeceğiz” diye konuştu.
Topyekun mücadele
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Genel Merkezi Kadın Sekreteri Selma Atabey de, kendi alanındaki emekçilerin yaşadığı sorunlara değinerek, “Şehir hastanelerinin açılmasıyla birlikte kadın emekçiler daha fazla etkilenmiş durumda. Toplumsal cinsiyet eşitliği noktasında toplumun bilinçlenmesinde aktif sorumluluk alınmalı, dinci uygulamalara karşı topyekun mücadele hattı örülmeli, iş kollarındaki değişiklikler derinlemesine incelenmeli ve kolektif mücadele hattı örülmelidir” dedi.
Kürt emekçiler
Büro Emekçileri Sendikası Merkez Kadın Sekreteri Banu Aykaç da, en fazla Kürt emekçilerin ihraç edildiğine dikkat çekerek, şöyle dedi: “Kadınlar ise ev bakım sorumluluklarına maruz bırakıldı, yoksullaştı. Dinselleştirmenin yarattığı koşullara karşı mücadeleyi, kadın kimliği üzerinden ortaklaşmayı esas alıp, büyütmeliyiz” ifadelerinde bulundu.
Cinsel saldırılar
Basın-Yayın,İletişim ve Posta Emekçileri Sendikası Genel Merkez Kadın Sekreteri Ayşe Koluman da, sahada yaşadıklarına dair bilgileri paylaşarak, şunları ifade etti: “Cinsel tacize maruz kaldıklarında genelde kadın işten çıkarılıyor. Kadınlar, psikolojik baskıya maruz kalıyor.” Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası Genel Merkez Kadın Sekreteri Suzan Kotay da, AKP politikalarında kadına yönelik şiddet ve cinsel istismarın arttığını, iktidarın her şeye sömürge zihniyetiyle yaklaştığını belirtti. Kültür ve Sanat Emekçileri Sendikası Merkez Kadın Sekreteri Özlem Toprak Cihan ise, üniversitelerde okuyanların yüzde 80’inin kadın olduğunu, KESK üyelerinin tayin işlemlerinin yapılmamasıyla tehdit edildiklerini kaydetti. Atölye çalışmalarıyla devam eden çalıştayda, dün KESK Kadın Meclisi’nde yapılan sendikal-siyasal süreç değerlendirmeleriyle birlikte bir yıllık mücadele programı oluşturuldu.
ANKARA