8 Yılın ardından cezaevinden tahliye olan gazeteci Dilan Oynaş, derinleşen tecrit ve artan baskılara karşı tutsakların 40 yıllık direnişi sürdürdüğünü vurguladı
Haziran 2016’da tutuklanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Azadîya Welat çalışanı Dilan Oynaş, 13 Nisan’da Sincan Cezaevi’nden tahliye oldu.
Yaklaşık 8 yıl tutuklu kalan Oynaş’ın tahliyesi, ceza süresi 26 Nisan 2022’de dolmasına rağmen ‘iyi halli değil’ denilerek 5 kez engellendi.
Cezaevi sürecine dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan Oynaş, hak ihlallerinin artarak devam ettiğini kaydetti.
Yaşanan hak ihlallerini sıralayan Oynaş, “Selam vermekten tutun, halay çekmek, Newroz kutlamasına katılmak disiplin cezalarına bir sebep oluyordu. Zaten Kürt kimliğimiz hiç tanınmıyordu. Cezaevlerinde çok sayıda arkadaşımız bırakılmıyor. Nedeni de Kürt olduğumuz içindir. Dayattıkları pişmanlığı kabul etmediğimiz içindir” diye belirtti.
Cezaevlerindeki direnişin 40 yıldır devam ettiğini ifade eden Oynaş, “30 yıldan fazla tutsak kalan arkadaşlarımız var. Ancak hiçbir zaman Kürt direnişinde geriye düşmediğini belirtmek isterim” şeklinde konuştu.
Tutuklanma süreci
Cezaevine girdiğinde Azadîya Welat çalışanı olduğunu belirten Oynaş, “Silopiya’ya özyönetim direnişi vardı. Haziran 2016’da gözaltına alındım. Gerekçeleri de benim halkın fotoğraflarını çekip, yaşadıklarını duyurmam oldu. Orada Özgür Basın’ın sesini kesmek istediler. O yüzden ceza verdiler. Zindanda ise gardiyanların saldırılarıyla karşılaştım ve çıplak aramaya maruz kaldım. Bana ‘Türkün gücünü göreceksin’ diyorlardı. İçeride faşizm vardı ancak ne kadar faşizm var ise o kadar da ona karşı bir direniş vardı. Direnişimiz tüm bunların yanında çok büyüdü. Ben çıplak aramaları kabul etmediğim de ise bana karşı disiplin soruşturmaları açılıyordu. Onların hukuku faşizmdir” ifadelerini kullandı.
‘Karanlığa karşı aydınlık’
Cezaevindeki kötü şartları tersine çevirdiklerini ifade eden Oynaş, “Zindanda kadın özgürlükçü, paylaşımcı, eşitlikçi bir bilinç ortaya çıkardık. Aslında Mazlum Doğanlar bunu inşa etmişti. Oradaki karanlığı aydınlığa çevirmişti. Zindandaki karanlığa karşı aydınlığı arkadaşlarımız bize miras bıraktı. Biz de onlara yani düşmana karşı boynumuzu eğmedik, bu da onlara dert olsun” dedi.
‘Tecrit her yerde’
Zindanlardaki tecridi kırmaya yönelik açlık grevi ve daha sonra yeni aşamada aile ziyaretleri, telefon görüşmelerini boykot etme eylemlerine de değinen Oynaş, şöyle konuştu: “Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan tüm halkların iradesidir, Kürt halkının özgürlük iradesidir. 25 yıldır İmralı’da barbar bir işkenceyle karşı karşıyadır. Biz ondan herhangi bir bilgi almıyoruz. Bu yüzden çok merak ediyoruz. Avukatları, ailelerinin görüşleri engelleniyor. Bu süreçte yeni bir adım atıldı. Bu adım zindanlarda dönüşümlü açlık greviyle başladı. Tüm arkadaşlar büyük bir moralle buna katıldı. Daha sonra yeni aşamaya geçildi. Biz tecridin sadece kırılmasını değil, ortadan kaldırılmasını düşünüyoruz. Biz Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasını istiyoruz. Ayrıca sadece zindanlarda değil, her yerde tecrit var. Bunu da belirtmek isterim.”
HABER MERKEZİ