Döviz kurlarındaki yükselme, ÖTV’nin artırılması, elektriğe yapılan peş peşe zamlar, otomotiv sanayisiyle uğraşan küçük esnafı vurdu. Esnaf iş yapamamaktan şikayetçi.
Döviz kurlarının yükselmesi, otomobilde Özel Tüketim Vergisinin (ÖTV) artırılması, elektriğe art arda yapılan zamlar ile ekonomik krizden kaynaklı yaşanan durgunluk, otomotiv sektörüyle uğraşan küçük esnafı olumsuz etkiliyor. Diyarbakır, 3’üncü Organize Sanayi Sitesi’ndeki esnaflar iş yapamamaktan dertli.
Diyarbakır Sanayi sitesinde otomotiv sektöründe hizmet veren esnaf krizin etkilerini Mezopotamya Ajansı’ndan Esra Solin Dal’a aktardı. Otomobil yedek parça ticareti yapan Yılmaz Yıldız, “Ülkede var olan bir ekonomik kriz söz konusudur ve bütün sektörleri olumsuz etkilemektedir. Dövizdeki ani iniş çıkışlar yavaşlasa bile bizim durumumuza olumsuz yansıyor. Biz hala aldığımız bir ürünün iki katına fiyat ödüyoruz. Örneğin bir devriye setini 970 lira bir maliyeti vardı, ben bin 45 liraya sattım kargosuyla beraber, ürünü sipariş ettiğim sırada baktım bin 50 lira olmuş ve bir saat içerisinde oldu. Dolayısıyla bu şekilde nasıl bir kazanç elde edebilirim. Bizim ticaretimiz buna benzer örneklerle doludur. Öte yandan halkta eskisi gibi para dönmüyor çünkü insanlar araç bakım muayenesini en son iş olarak görmeye başladı. Yani insanların artık yiyecek ve giyecek gibi daha temel sıkıntıları oluştu” diye konuştu.
‘Kriz Kürt sorunuyla doğrudan ilişkili’
Döviz kurlarındaki dalgalanmanın yanında, otomobilde ÖTV vergisinin artırılması ve elektriğe yapılan peş peşe zamların otomotiv sektörüne ekstra maliyet yüklediğini, yükselen fiyatlar nedeniyle halkın alım gücünün düştüğünü ve bundan dolayı da satışlarda azalma olduğunu anlatan Yıldız, ekonomik krizin asıl nedenini ise “savaş politikası” olarak gördüğünü ifade etti. Ekonomik krizin aşılması için hükümetin “savaş politikalarından vazgeçmesi” gerektiğini söyleyen Yıldız, “Bunun için hükümetin biran önce savaş politikaları yerine halkın taleplerini karşılayan ekonomiye dair iyileştirici politikalar geliştirmesi gerekiyor. Ekonomik krizin doğrudan Kürt sorununun çözümsüzlüğüyle ilgili olduğunu düşünüyorum. En basit örneği legal alanda siyaset yapan siyasetçilere yönelik baskılar halk üzerindeki baskılar ve Rojava bölgesinde yürütülen savaş politikaları ekonomik krizin kaçınılmaz bir durumda olmasını doğurdu. Cumhurbaşkanı geçen Sivas mitinginde bahsettiği gibi ‘bana domatesten, sivribiberden, soğandan bahsetmeyin bir merminin ne kadara mal olduğunu biliyor musunuz?’ demesi aslında ekonomik krizin neden kaynaklandığının açık bir itirafıdır” şeklinde konuştu.
‘Krizin suçlusu halkmış gibi azar işitiyoruz’
Sanayi Sitesi’nin bir diğer esnafı Hikmet Aladağ (60), yaşanan kriz nedeniyle birçok sektörün can çekiştiğini belirterek, “Dün aldığımız 200 TL’lik bir parçayı bugün 500 liraya alıyoruz, kriz giderek büyüyor. Bir arabayı 4 aydır satışa çıkarmama rağmen kimse alamıyor, çünkü insanlarda gerçekten para yok. Yani esnaflar artık bankalara da gitmek istemiyor, çünkü faizler çok yüksek. İş olmayınca bankaya borcunu ödeyemiyorsunuz. Parası olan da korkudan parasını kullanamıyor, çünkü Türkiye’nin gidişatına emin değiller. Ekonomik sıkıntılar yaşamamıza rağmen, Cumhurbaşkanı ‘Biz savaşa gidiyoruz, gitmeye devam edeceğiz. Suriye’ye gideceğiz, filan yere gideceğiz’ diyor. En son Sivas mitinginde ‘Siz merminin kaç para olduğunu biliyor musunuz’ diye soruyor. Sanki ekonomik krizin suçlusu halkmış gibi azar işitiyoruz. Yani artık iş yapamıyoruz, demekten bile çekinir olduk. İnanın şu anda Sanayi Sitesi esnafı dükkânın önüne sandalye atıp oturmaktan başka bir iş yapmıyor” ifadelerini kullandı.
‘Karoser imalatında yüzde 80 bir düşüş var’
Karoser diye tabir edilen otomobil, otobüs gibi taşıtlarda, motor, şasi, tekerlek gibi bölümlerin dışında kalan, görünen dış bölümündeki parçaların üretimini yapan karoser üreticisi Şehmus Özer, geçmiş yılla göre karoser üreticilerinin üretimde yüzde 80’lik bir düşüş yaşadıklarını söyledi. 2009 ve 2011 yıllarında hayvancılık ve tarımla uğraşan insanların en fazla rağbet ettiği karoser imalatçılarının can çekiştiğini aktaran Özer, şunları söyledi: “Eskiden aracın üst kısmında bir arıza varsa fiyatı sorup çoğu zaman tamir etmek yerine yenisini alıyordu, çünkü çiftçinin cebi doluydu. Bugün bize geldiklerinde karoserlerin üst yapıları tamamen çürümüş, ‘Değiştirilmesi gerekiyor’ dediğimizde ‘Hayır, onar bu yıl da idare etmeliyim’ diyor. Yani asıl üreticinin cebinde para olmayınca sirkülasyon da olmuyor şuan bizim sektörde yüzde 80 bir düşüş var diyebilirim.”
‘Borcu borçla kapatmak batışa götürüyor’
Geçen sene malzemede bir milyon stoku varken şimdi elindeki malzemelerin miktarını düşürmek zorunda kaldığını anlatan Özer, şöyle konuştu: “Üç ay önce hiç istemesem de yanımda çalışan işçileri çıkarmak zorunda kaldım çünkü elindeki malzeme eridi. Eskiden bankaya gittiğimizde bir imza atıp düşük faizle borç alabiliyorduk. Ama bugün gittiğimizde banka faiz oranları yüzde 2 buçuk 3 oranlarında faizle veriliyor. Parayı aldığımız zaman tefeciden almış gibi oluyoruz borcu borçla kapatmak batışa götürüyor birçok işletme de bu sebeple battı. Bunun esası mevcut hükümetin doları dizginleyebilmek için banka faiz oranlarına müdahale etmesi iç piyasayı burada bitirdi. Faiz oranları yükseltmeseydi, doların yükselmesi belki iç piyasayı bu kadar etkilemeyecekti.”
‘Kriz zincirleme olarak bütün sektörleri etkiledi
Otomotiv ve endüstriyel yağ ticareti yapan esnaf Çetin Papatya, ekonomik krizin zincirleme olarak bütün sektörleri etkilediğini vurgulayarak şunları dile getirdi: “Bizim sektörde, özelikle bize fayda sağlayacak en büyük etken inşaat sektörünün iyi bir çalışma düzeniydi. Çünkü inşaat sektöründe nakliyat araçlarının kargo şirketlerinin çalışması ve lojistik anlamda faaliyete olması bizim için iyi bir şeydir. Çünkü çalışan araç her zaman madeni yağa ihtiyacı vardır. Bu yağ ihtiyacını sektörde biz karşılıyorduk. Ama şu anda öyle bir şey yok. Şu anda bizi yüzde 70 oranında bir düşüşe neden oldu. İnşat sektöründe bir iş makinesi bir kamyonların, mikserlerin çalışmaması bizi geriletti.”