İktidarın, anadilde eğitimi engelleyerek Kürt ulusunun varlığını kabul etmediğini söyleyen Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, eğitim sistemindeki cinsiyetçi uygulamalara da dikkat çekerek, ‘Kız çocuklarının toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir eğitim almasını istiyoruz’ dedi
AKP iktidarının 21’inci yılında okullara yönelik “dayatmacı” politikaları, 11 Eylül’de 2023-2024 yeni eğitim ve öğretim yılına kapılarını açmaya hazırlanıyor. Eğitim ve öğretimin amaçlanmadığı, rant ve asimilasyonun hedeflendiği bir eğitim sistemi ile kendi ideolojisini yaymaya çalışan iktidar, farklı diller, kültürler ve dinlerin yok olması için de eğitim alanındaki politikalarını hayata geçirmeye devam ediyor. Bir yandan Kürt halkının anadilde eğitim, bir yandan da Alevi toplumunun zorunlu din dersine karşı mücadelesi sürerken, diğer yandan ise iktidar, “yeni eğitim” adı altındaki yeni politikaları ile bu mücadelenin başarıya ulaşmaması için her alandan saldırıyor. Yeni eğitim dönemi öncesi İstanbul’da bir basın toplantısı düzenleyen Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), bir milyon kız öğrencinin okuldan uzaklaştırıldığını, Kürt çocukların okula neşeyle girmesini sağlayacak düzenlemelerin yapılmasını belirterek, velileri örgütlenmeye, denetlemeye ve haklarının kendilerine temin edilmesi için ise mücadele etmeye çağırdı.
Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, kalıplaşmış ve ezbere dayalı eğitim sistemi ile çözüm yollarına ilişkin JinNews’ten Rozerin Gültekin’e konuştu.
‘Devşirme bir eğitim sistemi’
Mevcut eğitim sisteminin ”tekçi” olduğunu söyleyen Çiçek, tekçi bir sistemin parçası olan eğitimin de bunun ürünü olarak ortaya çıktığını ifade etti. Tekçi sisteme karşı çıkma çağrısı yapan Otlu, “AKP rejiminin yetiştirmek istediği politik İslamcı bir gençlik var. Bu şekilde ideolojisini kitlelere yaymayı amaçlıyor. Bundan dolayı eğitimi iktidara geldiğinden beri bir yapboz tahtasına çevirdi. Bu oluşan sistem ile Kürtlere, kız çocuklarına, Alevilere yer olmadığı beyan ediliyor. Osmanlıdaki gibi devşirme bir eğitim sistemi. ‘Devşirme politikalarımı kabul edersen eğitim sistemimde okuyabilirsin’ deniliyor. Kız çocuklarının okula gitmemesi için karma okulların olmaması yönünde beyanlar dile getirilmişti. Aynı zamanda 4+4+4 eğitim sistemi ile kız çocuklarının eğitimleri engellenmişti ve şimdi eğitimi ÇEDES gibi sistemler ile tarikatlara vermek istiyor. Bunlardan dolayı tekçilik sistemine karşı çıkmak gerekiyor. Kürtler kendi anadilleri ile eğitim görmelidir, Alevilerin zorunlu din dersi almak istememesini bu iktidar kabul etmelidir. Herkes kendi kültürü ve inancı doğrultusunda okullarda okumalı” şeklinde konuştu.
‘Kürt kimliğini unutturma politikası uygulanıyor’
Lozan Antlaşması ile birlikte Kürt halkının inkar edildiğini ve bu politikadan yıllardır vazgeçilmediğinin altını çizen Otlu, “Anadilde eğitim hakkını kabul etmek demek, bu ülkedeki Kürt ulusunun varlığını kabul etmektir. Özellikle Kurdistan’daki yatılı okullar ile Kürt gençlerine asimilasyon yapılıyor. Kürt kimliğini unutturma politikası uygulanıyor. Kürt halkı kendi varlığını, anadil hakkını savunmakta görüyor. Kürtlere bilmediği bir dil zorla öğretilmeye çalışılıyor ve ‘güzel konuşması’ isteniyor. Gençliğe yönelik özel savaş politikaları uygulanıyor. En son Gülistan Doku örneği var. Sadece anadil değil, aynı zamanda bizim değerlerimize ve kültürlerimiz de yok ediliyor” dedi.
Savaş yerine eğitime bütçe
Eğitim içerisinde hem öğrencinin hem de öğretmenin yaşadığı somut sorunları ele alan Otlu, Yeşil Sol Parti olarak yıl içerisinde eğitimde yaşanan sorunlar için çalışmalar gerçekleştireceklerini paylaştı. Anadil hakkını savunacaklarını belirten Otlu, “Eğitimde eşit bir politikanın uygulanması için çalışacağız. Parasız, demokratik, bilimsel bir eğitim istiyoruz. Eğitim, tam ticarethaneye dönmüş durumda. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan bütçe gelmediği için okul idarelerinin velilerden aidatlar aldığını söylüyorlar. Bu kadar savaşa ayrılmış bir bütçe yerine ezilenlerin ve emekçilerin ihtiyacı olan sağlığa, eğitime, barınmaya ücret ayrılması gerekiyor. Sadece öğrencilerin sorunu yok, öğretmenlerin de çok büyük sorunları var. Örneğin özel öğretmenler tam kölelik sistemi ile çalışıyor. Velilerin bu eğitim sistemine itiraz etmesi gerekiyor” değerlendirmesini yaptı.
‘ÇEDES kız çocuklarının okula gitmemesi üzerine kurulmuş politikadır’
Öte yandan eğitimde kız çocuklarına yönelik gerçekleştirilen politikaların, kadın kazanımlarının yok edilmeye çalışmasıyla aynı politikanın sonucu olduğunu vurgulayan Otlu, “Kız çocuklarının eğitimden mahrum olduğu değil, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir eğitim almasını istiyoruz. Uzun zamandır kadın hakları ve kazanımlarını yok etmeye çalışan bir AKP – erkek egemen rejiminin eğitimde de bu politikaları ile karşı karşıyayız. Mesela ÇEDES sadece inanç özgürlüğüne karşı bir asimilasyon değil, aynı zamanda kız çocuklarının okula gitmemesi üzerine kurulmuş politika. Bu politikaları reddetmeliyiz. Çözüm ancak örgütlü mücadele ile mümkün” ifadelerini kullandı.
İSTANBUL