Sağlıkta randevu krizi devam ediyor. Muayene süresinin 2 dakikaya düşürülmesi hem yurttaşların hem de sağlık emekçilerinin tepkilerine neden olurken, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ertuğrul Oruç, AKP’nin düzenlediği sistemin yürümediğini söyledi
Sağlık Bakanlığı’nın ‘Sağlıkta Dönüşüm’ adı altında yürüttüğü program nedeniyle hastalar artık sadece birkaç dakikalık muayeneyle yetinmek zorunda kalıyor. Sağlık emekçilerinin göç etmesi, kamu hastanelerindeki yetersizlik ve randevu sürelerindeki düşüş gibi sorunlar kartopu gibi büyüyor.
İstanbul Tabip Odası verilerine göre, bazı hastanelerde muayene süreleri 2 dakikanın da altına düşmüş durumda. Bu sürenin tanı koymak için yetersiz olduğu belirtilirken, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) muayene sürenin en az 20 dakika olması gerektiğini söylüyor.
Muayene süresinin ortaya çıkardığı sorunlara dair İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ertuğrul Oruç, değerlendirmelerde bulundu.
Oruç, randevu sürelerinin 2 dakika olmasının yeni olmadığını belirterek, İstanbul’da birçok kamu hastanesinde bu sorunun yaşadığını söyledi.
Sağlık Bakanlığı’nın yaşanan randevu krizini çözemediği için böyle bir yönteme başvurduğunu dile getiren Oruç, “Hastalar randevu bulamayınca Sağlık Bakanı bu krizi böyle aşmaya çalışıyor. Bunu da en kolay yol ile yapmaya çalışıyor. Ne yapıyor? Doktorun bir gün de baktığı hasta sayısını artırıyor. Bu da ne oluyor diye sorarsanız: Doktor hastaya doğru tanıyı koyamıyor. Hasta olan kişi şifa bulamaz hale geliyor” dedi.
‘Bunu halkın sağlığa erişiminin gaspı diye niteliyoruz’
Randevu sürelerinin 10 dakikadan 5 dakikaya sonradan 2 dakikaya düşürüldüğünü anımsatan Oruç, “Bu aslında sadece sağlık çalışanlarının sorunu değil, esasında halkın bir sorunudur. Bu muayene sürelerinin kısaltılmasını halkın sağlık hakkına erişiminin gaspı olarak niteliyoruz” diye belirtti.
Ekonomik krizle birlikte artan iş yükünün sağlık çalışanlarını tükettiğini ve hastaların da endişelerinin arttığını söyleyen Oruç, sistemin ise sorunu çözmeyip sağlıkçılarla hastaları karşı karşıya getirdiğini, bunun şiddete kadar vardığını ve tanı noktasında da sağlık çalışanlarının mesleki itibarını etkileyecek sonuçların ortaya çıkartıldığını ifade etti.
‘AKP’nin sistemi yürümüyor’
Sağlık sisteminde yaşanan krizin sorumlusunun iktidar olduğunu dile getiren Oruç, “’Sağlıkta Dönüşüm Projesi’ ile birlikte yıllık doktorlara başvuru sayısı 2000’lerin başında 200 milyon iken son açıklanan Sağlık İstatistikleri Yıllığı verisine göre, 2022’de bu sayının 850 milyona yükseldi. Bu muayene sayıları artarken, sağlık emekçilerinin sayısı aynı oranda artmadığı için her bir çalışanın üzerindeki yük arttı. Bu da öyle bir noktaya geldi ki şu anda patlama noktasına geldi. Artık AKP’nin düzenlediği, sorumlu olduğu sistem yürümüyor” diye belirtti.
‘Sağlık siteminin temel yapılanması gözden geçirilmeli’
Sağlık çalışanlarının bu “yükten” dolayı Türkiye’yi terk ettiğini ve bu yönlü talebin arttığını belirten Oruç, bu durumun ayrıca kamu hastanelerindeki deneyimli doktorların özel sektöre geçmesine sebep olduğunu da aktardı. Bu krizi aşmanın öncelikli yolunun Aile Sağlık Merkezleri’nin (ASM) tekrar işlevsel hale getirilmesi olduğunu dile getiren Oruç, “Bu sorunları çözmek için öncelikle sağlık sistemimizin temel yapılanmasını gözden geçirmemiz gerekiyor” dedi.
Tüm bu politikalara karşı örgütlü mücadele etmeye çağıran Oruç, “Bu duruma karşı bir duruş sergilemek zorundayız, ancak bireysel olarak değil, örgütlü bir şekilde. Halkın da bu krize karşı duruş göstermesi gerekiyor” ifadesinde bulundu.
Haber: Ferdi Bayram\MA