Akademisyen Ceren Damar’ın katlinin iktidarın kadına yönelik politikaları sonucu olduğunu söyleyen kadınlar, cinsiyetçiliğe karşı mücadele edeceklerini söyledi
AKP iktidarının devlet şiddetiyle toplumu susturma politikası toplumsal krize neden olurken kadınlar şiddeti iktidarın tetiklediğini kaydediyor. Son dönemde artan şiddet sarmalı ile birlikte kadına yönelik şiddet yaşamın tüm alanlarına sirayet etti. Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Ana Bilim Dalı Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel, hukuk öğrencisi Hasan İsmail Hikmet isimli erkek tarafından 3 Ocak’ta katledilmesinin ardından erkek şiddetti bir kez daha gündeme geldi. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Kadın Sekreteri Derya Yulcu, Damar’ın katledilmesi ve eğitim sisteminde var olan şiddete ilişkin jinnews’ten Dilan Babat’a konuştu. Kadına yönelik şiddettin artığını ve bu durumun okullara da sıçradığını vurgulayan Yulcu, “Resmiyette ne kadar kaldırılmış olsa da Olağanüstü Hal (OHAL) sürecinden sonra toplumsal olarak şiddetin çok arttığını, toplumsal barışın artık bitme noktasında olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Güvenlik önlemleri daha çok yurttaşların ve biz kadınların demokratik haklarının kullanmamamız için baskı ve korku aracı olarak kullanılıyor” dedi. Daha önce de akademisyenlere yönelik “oluk oluk kanlarını akıtacağız” diyen organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in sözlerini hatırlatan Yulcu, akademisyenlere yönelik tehditlerin cezasız kaldığını belirterek bunun da şiddeti ve zorbalığı cesaretlendirdiğini söyledi. Üniversitelerin liyakata göre değil sadakate göre tanzim edildiğini belirten Yulcu, “Bu tamamen bilim insanları güvensizleştiren bir hale geldi. Aslında baktığımız zaman ortada bir katil yok. Katiller var. Bu katillerde aramızda” diye konuştu.
‘Hırsız yetiştirmiyoruz’
İstanbul Eğitim Sen 3 No’lu Şube Kadın Sekreteri Ayşe Panuş, bunun erkek şiddetinin yaygın bir şekilde eğitimde yer almaya başlamasının sonucu olduğunu kaydetti. 2005 ve ardından 2009 yılında devreye konulan 4+4+4 ile eğitimde cinsiyetçi dönemin başladığını kaydeden Panuş, devletin kız çocuklarına ve genel olarak kadınlara eğitimle kapıları kapatarak köleleştirmek istediğini söyledi. Devlet yetkililerin eğitimcileri itibarsızlaştırma politikası yürüttüklerini belirten Panuş, “Eğitimci olarak sürekli tehdit ediliyorsunuz. Sürekli bir tehdit ve şantajla karşı karşıyayız. Ceren Damar’ın da durumu böyle. Öğrencisi kopya çekerken yakaladığı için öldürülüyor. Biz hırsız yetiştirmiyoruz. Kopya çekmek de bir hırsızlıktır” dedi.
Mücadele sonuç verecek
Eğitim Sen üyesi Şevin Karslı da, cinsiyetçi öğelere kitaplarda fazlasıyla yer verildiğini dile getirdi. İktidarın kadınları ikinci sınıf konumuna getirmeye çalıştığını söyleyen Karslı, “Yani erkek adam sistemine karşı, yükselen tek adam rejimine karşı ancak ortak feminist bir mücadele verirsek başarılı olabiliriz” diye konuştu. KESK Kadın Meclisi’nden Dilek Kanlıbaş ise, toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan bir öğretmen olduğunu ve öğrencilerini de bu bilinçle yetiştirmeye çalıştığını belirterek, eğitim alanında hayata geçirilen cinsiyetçi müfredatla mücadele etmeye devam ettiklerini kaydetti.
ANKARA