Bütün dünyada orman kayıpları artarken, Türkiye’de bu durum misliyle yaşanıyor. İktidar orman varlığının arttığını iddia ederken, raporlar aksini gösteriyor. Şırnak’taki ağaç katliamlarına ise gözler kapalı, kulaklar sağır
Yusuf Gürsucu
Kapitalizm fıtratı gereği doğal yaşamı hammadde deposu olarak görmektedir. Bu amaçla dünyanın dört bir yanında sürdürülen maden, enerji, endüstriyel tarım vb. üretimlerle ormanlar katliamlara uğratılmakta. Türkiye’de AKP iktidarı ormanların sermaye çıkarları için yok edilmesinin önündeki bütün yasal engelleri kaldırarak, yağmada büyük bir özgürlük alanı oluşturdu. Kampanyalar yapıp 1 milyon fidan diken iktidarı bu fidanların hiçbirinin yaşamıyor olması ilgilendirmezken, orman varlığının arttırıldığı yönündeki gerçek dışı iddialar gerçek raporlarla yalanlanıyor. Diğer yandan AKP Mv. Ceylan’ın orman katliamlarına yönelik konuşması dikkat çekerken, Şırnak’ta operasyon iddiasıyla süren orman yakmalar ve her gün binlerce ağacın kesilerek korucular eliyle satışa çıkarılmasının raporlarda yer tutmaması ise dikkat çekiyor.
Orman yoksa afet var
Türkiye Ormancılar Derneği’nin hazırladığı yeni rapora göre, 2020 yılı sonu itibarıyla 748 bin hektar orman
alanı madencilikten enerjiye, turizmden ulaştırmaya uzanan geniş bir yelpazedeki uygulamalara tahsis edildi. Editörlüğünü Prof. Dr. Erdoğan Atmış’ın yaptığı rapor, 11 akademisyen, 2 uzman tarafından kaleme alındı. Raporda, Türkiye’deki ormansızlaşmanın, orman kaybının hızla arttığına dikkat çekildi. Raporun açıklandığı Türkiye Ormancılar Derneği Marmara Şubesi’nde yapılan toplantıda açılış konuşmasını yapan TOD Genel Başkanı Ahmet Hüsrev Kara, “Giderek artan ormansızlaşma ve onun sonucunda ortaya çıkan doğal afetler, ülkemizde büyük ciddi yıkımlara neden olmakta” dedi.
Rakamlarla orman arttırılıyor
Ormanlık alanların sadece kağıt üzerinde arttığını belirten Kara, “Rakamlarla oynamayı bir başarı gibi gören ve
topluma bunu anlatırken sahte haz duyan bir anlayış var. Birçok yer kağıt üzerinde değiştirilerek ormanlık alan olarak gösterildi” diye konuştu. Son olarak orman yangınlarına dikkat çeken Kara, “En son çıkan orman yangınlarında iklim krizinin etkisi büyük. Ancak siz bilime sırt döner, tedbir almazsanız felakete davetiye çıkarırsınız. Ülkedeki yıllık yanan alan ortalaması 8 bin hektarken, geçen yıl 15 günde 140 bin hektar alan yandı” ifadelerini kullandı.
Ormanlar küçük parçalara bölündü
Raporun editörü Ormancılık Politikası Uzmanı Prof. Dr. Erdoğan Atmış, “İktidar ormanlık alanların arttığını söylese de bu büyük bir yalan. Ormanlık olarak gösterilen alanlar fiili olarak orman değil. Bunun yanı sıra orman parçalanması da her geçen gün artıyor. Sadece 11 yıl içerisinde orman parçalanma miktarı yüzde 56 arttı. Bizim yöneticilerimiz kalkınma kaynağı olarak gördükleri ormanları ekonomiye kurban ettiler. Büyük ormanlar küçük parçalara bölündü. Orman yangınlarının nedeni bu tablo. Çünkü ormanları parçaladınız. Ormanın içerisindeki etkileşimini arttırdınız” diye konuştu.
Tabiat parkları lunapark oldu
Doç. Dr. Cihan Erdönmez ise toplantıda korunan alanlara ilişki olarak, “Korunan alanlar kavramsal olarak iyi bir
ufuk açıyormuş gibi görünse de ne yazık ki Türkiye’de öyle bir tablo yok. Tabiatı koruma alanları en korunan alanlardır. Bizde tabiat parkları var, sözde koruma alanları. Koruma ağırlığı yüksek gerçekten korunan alanların azaldığını, sadece adında koruma geçen kullanımı yüksek alanların arttığını görüyoruz. Toplam koruma alanı artmış gibi görünüyor ama gerçekten korunan alan sayısı her geçen gün azalıyor. Bütün mesire alanları, bir gecede yüzden fazla mesire yeri tabiat parkına dönüştürüldü. Bunların korunan alanla yakından uzaktan alakası yok. Biz tabiat parklarını, lunaparka dönüştürdük” ifadelerini kullandı.
748 bin hektar orman yağmalandı
Kitap haline getirilen raporun özet bölümünde, “2020 yılı sonu itibariyle 748 bin hektar orman alanı madencilikten
enerjiye, turizmden ulaştırmaya uzanan geniş bir yelpazedeki uygulamalara tahsis edilmiş durumdadır. Fiilen orman olmayan ve ülke toplam ormanların yüzde 3.2’sine karşılık gelen bu alanlar orman varlığı envanterinde halen orman olarak görünmeye devam etmekte ve bu nedenle ormanların azalmadığı aksine arttığı yönünde yanıltıcı bir algı oluşturmaktadır. Son verilere göre bugün 626 bin hektar orman alanı, 2B ile orman sınırları dışarısına çıkarılmıştır. Orman Yasası’na 2018 yılında eklenen Ek 16. madde ile 928 hektar orman alanı orman sınırları dışarısına çıkartıldı” diye belirtildi.
Şırnak’ta ağaç yağması
AKP iktidarının uygulamaya koyduğu politikalarla Kürt halkı üzerinde yoğun bir baskı kurulurken, bu baskıya benzer bir diğer baskı ise Kürt coğrafyasının genelinde ekolojik yıkımlarla sürdürülüyor. Türkiye’nin batı bölgelerinde yaşanan ekolojik yıkımlarda ayağa kalkanların büyük bölümünün bölgede süren yıkım karşısında sessizliğe bürünmeleri ve ormanların yakılıp kesilerek yok edilmesinin raporlarda yer tutmaması can sıkıyor. Bu duyarsızlık, devletin sömürge hukukunu ortaya koyduğu politikalar sonucunda düşmanlaştırılan Kürtlerin, yaşadıklarına ve coğrafyalarına devletin gözüyle bakma alışkanlığının neden olduğu ise biliniyor.
İşbirlikçi korucular
İktidar, bölgedeki işbirlikçileri eliyle orman kıyımları yaşatırken, her gün binlerce ağaç kesilerek katledilmektedir. Özellikle Cudi ve Gabar dağları ile Besta bölgesinde korucuları araziye süren TSK, ağaç kesimlerine yol vererek bölgenin doğal yaşamı ve ağaçlar yağmalanıyor. Yağmanın sürdüğü bölgelerde halkın bağ ve bahçelerine gidişlerini de engelleyen askerler, halka ait meyve ağaçları da dahil binlerce ağacı her gün keserek TIR’larla kent
dışına taşıyıp satıldığı belirtiliyor.
Kesim bölgesine girmek yasak!
Besta’da ağaç kıyımını sürdüren Şırnak’ın Uludere ilçesinin Sêgirkê Beldesi’nden Hançer Timi sorumlusu Zübeyir Babat’ın, kendi bünyesinde bulunan korucular üzerinden talanı sistematik bir hale getirdiği belirtiliyor. Ağaç kıyımıyla Besta’da bulunan Qûrteka Pêşya ve Keniya Mîra bölgelerine giriş çıkışlar ise asker tarafından yasaklandı. Nêrweh de bulunan askeri karakoldan izin alarak bölgeye gidebilen yurttaşlar ise karşılaştıkları talan karşısında
şaşkınlık yaşıyorlar.
AKP’li vekil bile yağmaya dayanamadı
Eski Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürü ve AKP Ankara Milletvekili olan Nevzat Ceylan, TBMM’de katıldığı bir toplantıda Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey’i sert bir dille eleştirmişti. KİT Komisyonu’nda TİGEM raporu görüşülürken söz alan Ceylan, TİGEM Yönetim Kurulu Üyesi ve Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey için, “Bekir Karacabey’in döneminde ağaç kesimi rekor seviyesine ulaştı” dedi. Ceylan konuşmasında, “Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey aynı zamanda TİGEM Yönetim Kurulu üyesi. 2017 yılından bu yana Genel Müdürlük görevine devam ediyor. 2017 yılında 18.5 milyon metreküp olan odun üretimi, 2020 yılında 28.5 milyon metreküpe çıkarıldı, 2021 yılında ise 35 milyon metreküpü aştı. Artış yüzde 100. Bu rakama, geçen yıl yanan rekor orman yangınlarının elde edilen odun üretimi de dâhil değil, onun ne kadar olduğunu Genel Müdür bilir” sözleri dikkat çekti.
Odun üretiminde Türkiye lider
Ceylan konuşmasının devamında, “Ülkemiz ormanlarının yüzde 40’ında üretim yapılıyor. Odun üretimi, ülkemizde 4 metreküpü aşıyor, hâlbuki dünya ortalaması 0.8 metreküp. Avrupa ortalaması 2.5; Kanada 0.47; Rusya
1.1 civarında üretim yapıyor. Ama biz onlardan fazla üretim yapıyoruz. Bu haliyle dünyada odun üretiminden ve
ormanlarımızın yıllık servet artışından fazla üretim yapılmaktadır. Yani ağaç kesilerek rekorlara koşulmaktadır. Küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ve dünyanın en önemli yüksek alanlarından olan ormanlarımızın maalesef küresel iklim değişikliğiyle ilgili yeterince bir politika geliştirilememiş ve klasik statükocu ormancılık faaliyetlerinin devam ettiğine de şahit oluyoruz” dedi.
Madene izin verirken duyarlılar
Orman ürünleri tüm dünyada stratejik bir ürün olarak kabul edildiğini söyleyen Ceylan, “Ülkemizde maalesef bu durum da tersine bir yol izlendiği görülmüştür. Ülkemizde ormanları koruma alanlarımız dünya ortalamasının çok altındadır. Özellik arz eden bir orman alanının koruma statüsüne kavuşturulmasına Orman Genel Müdürlüğü izin vermezken, aynı duyarlılığı maden iznini verirken göstermemektedir. Eskiden orman teçhizatı, ormanları orman köylüsünden korurken, artık orman köylüleri ormanlardaki ağaç kesiminden dolayı orman teşkilatından ormanları korumak için ciddi mücadele vermektedir” sözleri dikkat çekiciydi.
Liyakat ve tecrübe
Orman yangınlarının bir afet olduğunu, mücadelede liyakat, tecrübe, heyecan, araç gereç ve hazırlığın son
derece önemli olduğunu vurgulayan Ceylan, “Büyüyen her yangında geç müdahalenin önemli olduğu unutulmamalıdır. Bizzat şahit olduğum bir yangına, bir saatten daha uzun sürede müdahale edildiği için yangın büyümüş ve kontrol altına alındığı düşünüldükten sonra dahi tekrar yangın alevlenerek yanan alan kadar orman alanı yanarak yaklaşık bin hektar orman kül olmuştur. Bu rekor orman yangınlarının yaşanmasında ve diğer bahsettiğim konularda, Genel Müdürü Bekir Karacabey’in beş yıldır görevde olduğu dönem olduğunu da özellikle hatırlatmak istiyorum” diye belirtti.