Yedi gündür süren orman yangınları söndürülebilmiş değil. İktidarın TOKİ projeleriyle ortaya çıkması, yangının rant nedeniyle mi çıkarıldığı sorusunu gündeme getirirken, Diyarbakır’ın tarihi ilçesi Sur’da yaşananlarla rantsal paralellik dikkat çekici
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Bir haftayı aşkın zamandır devam eden orman yangınları halen söndürülebilmiş değil. Antalya’nın Manavgat, Akseki, Gündoğmuş, Muğla’nın Marmaris, Köyceğiz, Milas, Kavaklıdere ve Bodrum ilçelerindeki orman yangınlar devam ediyor. En Son yangın Muğla’nın Menteşe ilçesinde ortaya çıktı. Gündoğmuş’ta alevler gece altı mahalleye sıçradı. Manavgat’ta bir mahalle daha tedbir amaçlı boşaltıldı. Halkın feryatlarla yardım çağrıları sürerken iktidarın yangın söndürme uçaklarının kiralanmasında ayak diremesi dikkat çekiyor.
Yangınların nedeni rant mı?
Ormanı söndürmek yerine rant hazırlıklarının yapıldığı izleniyor. Diyarbakır Sur ilçesi tanklarla yıkılp yakılarak yerle bir edilmesinin ardından ortaya çıkan ranta benzer bir süreç orman köylülerine ev yapacağız söylemi ile paralellik taşıdığı görülüyor. Kentsel dönüşüm adı altında halkın yaşam alanları Türkiye’nin dört bir yanında kamulaştırılıp halkı evsizliğe ya da borç batağına sürükleyen politikalara benzer bir sürecin orman yangınları sürerken dillendirilmesi yangınları kim çıkardı sorusunu gündeme getirdi. Tiyatro sanatçısı Emre Kınay’ın tepkisini gösterdiği video görüntülerinde, ‘yanan ormanlardan kim rant devşiriyorsa ormanı onlar yakmıştır’ sözleriyle Bodrum’da yanan ormana Titanic otelle birlikte 2 otel daha yapılmasını örneklemesi dikkat çekiciydi.
Gündoğmuş yanarken, TOKİ ortaya çıktı!
Antalya’nın Manavgat ilçesindeki orman yangınları söndürülerek yerine genişlemesine izin verilen uygulamalar dikkat çekiyor. Yangınların Antalya’nın Gündoğmuş ilçesine kadar genişlemesi sonucu bir mahalle tamamen yandı. Bu yangın sonrası ilçenin tahliye edilmesine karar verildi. İlçedeki camilerden tahliye anonsları yapılmaya başlandı. Gece alevler altı mahalleye sıçramış durumda. Yangınlar sürerken AKP’li Gündoğmuş Belediye Başkanı Mehmet Özeren’in TOKİ projelerinin reklamını yaparken sanki ilçenin yandığına sevinen sözleri dikkat çekti. Özveren’in ortaya atılan projelere övgüler dizerken, “Evleri eski olanlar keşke bizimkilerde yansaydı diyecek” sözleriyle yangından rant yaratma çalışmasının bir parçası olarak hareket ettiği gözlendi.
Yine inşaat rantı mı?
AKP’li cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın Marmaris’te otobüs üzerinden adeta halkın kafasına çay atması tepkilere yol açtı. Kendisini ekonomist olarak lanse eden Erdoğan’ın köylülerle diyaloğunda TOKİ projesinden söz ederken, evlerin 500 milyar liraya mal olacağını iddia ederek, “300 milyarını ‘biz’ karşılayacağız, siz de 200 milyar lirayı 20 yıl içinde kira öder gibi ödeyeceksiniz” ifadeleri yoğun tepkileri ortaya çıkarırken, ‘bin rakamı yerine milyar’ rakamını kullanması garipsendi. İlk soylulaştırma adımı olan Sulukule kentsel dönüşümde izlenen bu yol sonrası Sulukule halkı bölgeden uzaklaştırılmış ve kendilerine verilen TOKİ evleriyle borçlandırılmıştı. Borçlandırılmaları sonrası yurttaşların borçlarını ödeyememesi sonucu evlerine el konulması sürecine benzer uygulamalar Türkiye’nin dört bir yanında yaşandı.
Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesi yok edildi
Diyarbakır’ın 12 bin yıllık geçmişi olan Sur ilçesinde, 2 Aralık 2015’te Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş mahallelerinde sokağa çıkma yasağı kondu. Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin çatışmalarda zarar gören Dört Ayaklı Minare önünde 28 Kasım günü öldürülmesinin ardından yasağın gelmesi dikkat çekiciydi. O dönem yaşanan çatışmalar gerekçe gösterilerek ilan edilen yasak boyunca, UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan tarihi ilçe yakılıp yıkılarak tahrip edildi. 2016’da Bakanlar Kurulu tarafından verilen ‘acele kamulaştırma’ kararıyla ilçenin yüzde 70’inin yıkılmasının önü açıldı. Tarihi ilçede kilise, cami, konak, hamam gibi onlarca tarihi yapı da sokağa çıkma yasağıyla birlikte ortadan kaldırıldı. 6 mahalleyi kapsayan 73 hektarlık alanın 49 hektarında tarihi yapıların hepsi yıkıldı.
Halk borçlandırıldı
İlçe sakinlerinin büyük çoğunluğu Sur’da kalmak istediklerini belirterek, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile sözleşme imzaladı. Aradan geçen zamandan sonra mülk sahipleri, Müdürlük tarafından çağrılarak evlerinin olduğu arsalara dükkan yapıldığı ve yasaklı mahallelerde yapımı devam eden inşaatlardan kendilerine ev verilmeyeceği söylendi. Gelen tepkiler üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 6 mahallede inşa edilen cezaevi görünümlü ve kent mimarisiyle ilgisi olmayan betonarme yapıları almak isteyen yer sahiplerine 450 bin ila 600 bin TL arasında değişen miktarlarda fiyat biçti. Yurttaşların tamamı biçilen bu rakamları ödeyemeyecek durumda olmaları nedeniyle borçlandırıldı. Ancak halkın bu borcun altından kalkma olasılığı çok düşük.