Gençlik, her toplumun geleceğini şekillendiren önemli bir dönemdir. Ancak, günümüzde, gençliği yozlaştıran birçok faktör bulunmaktadır. Yozlaşma, gençlerin değerlerini, ahlaki standartlarını ve potansiyellerini olumsuz etkileyen bir süreçtir.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Gençlik Meclisi bir süredir tüm baskı ve engellemelere rağmen gençleri yozlaştırmayı hedefleyen uyuşturucu, fuhuş ve ajanlaştırma politikalarına karşı “Li dijî şerê taybet, Tekoşînek bi heybet” mottosuyla etkili bir mücadele yürütüyor. Hedefleri sokak sokak, ev ev gezerek gençleri üzerlerinde yürütülen politikalara karşı bilinçlendirmek ve örgütlemek. Çünkü örgütlü, bilinçli, ne yaptığını bilen gençlik ancak kendilerine karşı yürütülen özel savaş politikalarını tamamıyla boşa çıkarabilir.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Gençlik Meclisi’nin uyuşturucu ve fuhuş başta olmak üzere gençleri yozlaştırmayı hedefleyen güçlere karşı etkili bir çalışma yürüttüğünü gören derin güçler de elbette ki boş durmadı ve karşı saldırıya geçti. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Gençlik Meclisi Sözcüsü Edanur İbrahimoğlu başta olmak üzere Batman HEDEP Gençlik Meclisi üyelerine ve Riha’da enternasyonalist gençlere karşı planlı ve organizeli bir şekilde gerçekleştirilen tüm saldırılar bununla alakalı.
Yapılan hukuksuzluklara karşı her daim en önde tepki gösteren gençler özel olarak kolluk kuvvetleri tarafından hedef seçiliyor. Söz gelimi bir basın açıklaması yapılıyorsa o esnada ya da açıklamadan sonra devrimci gençler tek tek tespit ediliyor ve özel bir ekip örgütlendirilerek gençlere yöneliniyor. Burada temel hedef gençlik çalışması yürütenleri gözaltına almaktan ziyade şiddetli bir biçimde kalıcı hasar bırakarak darp etmek oluyor. Hukuksuz bir şekilde gözaltına alınanların bırakılacağı çok iyi bilindiğinden işkence ile darp etmenin etkisinin bir günde geçmeyeceği ve gençler üzerinde psikolojik etkilerinin olacağı hesaplanıyor.
Korku ve sindirme politikaları ile hiç kimsenin Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Gençlik Meclisi’nin uyuşturucu, fuhuş ve ajanlaştırma politikalarına karşı yürüttüğü mücadeleye katılmaması amaçlanıyor. Bin kişinin içinde en şiddetli yumruğun gençlik çalışması yürütenlere vurulmasının başka açıklamaları da var elbette.
Burada sorulması gereken soru çok elbette. Ben birkaçını sorayım. “Çöktürme Planı”yla beraber Kurdistan’da yaygın hale getirilmeye çalışılan ajanlaştırma, uyuşturucu ve fuhuşa karşı kılını kıpırdatmayanlar neden buna karşı etkili bir mücadele yürüten gençliğe karşı zalimce yöneliyor? Domuz bağcıklarıyla Kürt halkının en yiğit evlatlarını katleden Hizbul-Kontra katilleri meydan meydan rahatça dolaşırken, neden Kürt gençlerinin bir bildiri dağıtmasına tahammül gösterilmiyor? Bu soruların cevabı elbette ki Kürt gençlerine karşı geliştirilen politikalarla hedef alınmasında saklı.
Gençlik hedefte çünkü özgür geleceğin köprüsü gençliğin yürüteceği mücadeleyle mümkündür. Özgür ve anlamlı bir yaşamı gerçekleştirebilmenin başka bir dinamiği yoktur. Gençliğin yer almadığı bir mücadelenin başarıya ulaşma şansı da yoktur. Bu yüzden Kürt halkının özgürlük mücadelesine gönül verenler buldukları her fırsatta “Genç başladık, genç bitireceğiz” diyor.
Sokaklar, meydanlar, üniversiteler ve son tahlilde zalimin zulmüne karşı oluşturulmuş barikatlar devrimci gençlerle doluyken yaşam anlamlı, mücadele başarılı olur. Gençliğin yer almadığı tüm mevziler düşmeye, gemiler batmaya, mücadeleler akim kalmaya adaydır.
Örgütlü, bilinçli, özgüvenli, tuttuğunu koparan, ideallerinden vazgeçmeyen gençliğin başarıya ulaştıramayacağı mücadele, yıkamayacağı engel, deviremeyeceği diktatör yoktur. Yeter ki uzun yıllardır yürütülen haklı ve meşru mücadelede umutlu, inançlı ve kararlı olunsun.
Dikkat ederseniz sistemin inşa ettiği gençlikte heyecan, coşku ve gelecek yok. Bu gençlik tek düze, basit ve karanlıktır. Coşku ve heyecan, özgürlük ve aydınlık devrimci gençliktedir. Bu gençlerin gözlerinin içinin ışıl ışıl olmasının nedeni de budur.
Zamanın değil anın devrimcisi olmanın yolu da her türlü zulme karşı başkaldıran gençlerin yanında durmaktan geçmektedir. Son zamanlarda baskı ve şiddete uğrayan gençlerin mücadelelerini sahiplenmek en devrimci ve ahlaki tutum olacaktır.
Önemle vurgulamak isterim ki özel savaş politikaları ancak fuhuş, uyuşturucu ve ajanlaştırmaya karşı mücadele eden gençlere vurulmak için kalkan yumruğun önüne geçilerek boşa çıkarılır, işkencelerle darp edildikten sonra bir başlarına yalnız bırakılarak değil.