Partilerine yönelik gözaltılara tepki gösteren HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, “yerel seçimlere giderken bu yapılan operasyon gözaltı ve tutuklamalar doğrudan doğruya HDP’nin yerel seçim çalışmalarını engelleme amaçlıdır” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Saruhan Oluç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Parti yönetici ve üyeleri ile gazetecilere yönelik yapılan gözaltı ve tutuklamalara dikkat çeken Oluç, “Gözaltı ve tutuklama furyasıyla karşı karşıyayız. Sayın Leyla Güven şu anda cezaevinde tutuklu. Milletvekilimiz Leyla Güven’in operasyon sırasında evi basılıyor orada tutuklu olduğu zamandan bu yana kimsenin kalmadığı bilindiği halde. Apartman yönetiminden anahtar talep edilmiyor, evin kapısı kırılarak açılıyor, ev darmadağın ediliyor. Kendisi cezaevinde, buna rağmen. Özel Harekat tarafından yapılıyor, özel harekatçılar kapıyı kapatma gereği bile duymadan orayı terk ediyor” dedi.
‘İddiaların hepsi mesnetsiz’
Oluç, gözaltı ve tutuklamalara dair de şu değerlendirmelerde bulundu: “İddiaların hepsi mesnetsizdir. Gözaltına alınan arkadaşlarımızın arasında il-içe yöneticilerimiz vardır. Arkadaşlarımızın yaptıkları nedir diye baktığımızda 24 Haziran seçimlerinde HDP kampanyasında çalışmış, emek sarf etmiş mahallelerde, sokaklarda seçim çalışması yapmış arkadaşlarımızdır. Bunun bir tek anlamı var bizim için; yerel seçimlere giderken bu yapılan operasyon gözaltı ve tutuklamalar doğrudan doğruya HDP’nin yerel seçim çalışmalarını engelleme amaçlıdır.
‘İktidarın tutumu meşru değil’
Oluç, Gülen cemaati ile AKP ortaklığının sonlanması ardından Erdoğan’ın “kandırıldık” açıklamalarını hatırlatarak, şunları dile getirdi: “Dün cemaatle birlikte yapılan bu tür operasyonlar, bugün MHP ortaklığıyla yapmaktadır. Dün ‘cemaate inandık kandırıldık’ diyenler yarın ‘MHP’ye inandık kandırıldık’ diyeceklerdir. HDP’yi durdurmak ve engellemek mümkün değildir, meşru değildir. Bir meşruiyet tartışması yapacaksak iktidarın bu tutumu meşru değildir. Seçimlere gölge düşürmektedir.”
‘Cumhurbaşkanlığı’nın bütçesi neredeyse 3 kat artırıldı’
Ekonomik krizine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Oluç, şunları söyledi: “Ekonomik krizin yaşandığı dönemde onaylanan bu plana göre Cumhurbaşkanlığı’nın 2019 bütçesi neredeyse 3 kat artırıldı. 3 milyon liraya yükseltildi. Hani israf ekonomisine son verilecekti, hani tasarruf yapılacaktı? Peki Cumhurbaşkanı’nın 2019 bütçesinin 3 kat artırılması ne anlama geliyor? İsraf ekonomisinin kendisidir Saray’ı ayakta tutan. Cumhurbaşkanlığı’nın kullandığı Örtülü Ödenek 2013-2015 arasında 17 kat artırıldı. Şimdi bir yasa çıktı ve Sayıştay denetimi Örtülü Ödenek’ten kaldırıldı. Örtülü Ödenek nereye gidiyor denetlenemeyecek. Peki Örtülü Ödenek Cumhurbaşkanı’nın onayladığı mali planda nasıl artırıldı; 3 yıl için 16 buçuk milyar TL’ye çıkarıldı. Demek ki tasarruf yapılması öngörülen halkın ekmeği, emekçilerin, esnafın, çiftçinin gelirleridir. Tasarruf halka yaptırılacak, krizin faturası halka ödetilecek.”
‘Bu bir hukuk davası değil’
Oluç, mahkemesi sürmekte olan ABD’li rahip Brunson davasına ilişkin de, “Türkiye’nin epey zamandır tartıştığı, ülkenin ekonomisini ve politikasını meşgul eden bir konu var: Brunson davası. Dava devam ediyor ama uluslararası arenada Türkiye ile gizli anlaşma yapıldığı, Halkbank cezasının minimuma inmesi papazın da aşamalı ya da direkt serbest bırakılacağı söyleniyor. Bu bir hukuk davası değil, bu bir pazarlık davası ve bugün önümüzdeki dakikalarda bunun sonucunu göreceğiz” dedi. Oluç, “Bu dava ile ilgili yaşananlar Türkiye’de yargının bir pazarlık ve baskı aracı olarak kullanıldığının, yargının Saray’ın hedefleri doğrultusunda adım attığının göstergesidir. Bu durum HDP’ye yönelik hukuk dışı adımlarda da görülmektedir” diye vurguladı.
HABER MERKEZİ