Türkiye’nin kimyasal silah kullanımına karşı Avrupa’da süren eylemlerde yer alan siyasetçi Nursel Aydoğan, Türkiye’nin kimyasal kullanımının insanlık suçu olduğunu bildiği için inkara gittiğini söyledi
Zap, Metîna ve Avaşîn’de devam eden operasyonlarda Türkiye’nin kimyasal silah kullanmasına yönelik uluslararası alanda ve Türkiye ile Kurdistan’dan tepkiler devam ediyor. Kimyasala karşı HDP, HDK, BMG ve BDP 6 Kasım’da Silopi ve Taksim merkezli büyük yürüşlere hazırlanırken bir tepki de siyasetçi Nursel Aydoğan’dan geldi.
Türkiye’nin Garê’de 2021yılının Şubat ayında başlattığı kimyasal silah saldırılarına dair bugüne dek birçok belge ve bulgunun tespit edildiğini belirten Aydoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Konvansiyonu, Kimyasal Silahlar Sözleşmesi (CWC) ve OPCW tarafından yasaklandığını ve suç olarak kabul edildiğini ifade ederek, “Çatışma alanlarından yansıyan kimyasal silaha benzeyen renkli gazların çıkışıyla ilgili görüntüler ve iki gerillanın yaşamını yitirdiği son anlara dair görüntüler, ‘ateş olmayan yerden duman çıkmaz’ diyor. Türkiye bu görüntülerle sıkıştı ve bir cevap vermesi gerekiyor ama onlar da bunun insanlık suçu olduğunu ve kullanılmaması gerektiğini biliyor bu yüzden inkar yoluna gidiyor” dedi.
BM harekete geçmeli
OPCW’nin 193 devlet üyesinin olduğunu aktaran Aydoğan, “BM sözleşmelerinde devletsiz halklar koruma ve güvence altına alınmıştır ancak emperyalist güçlerin ilkeleri BM’nin bu konuda yapmak istediği girişimleri zaman zaman sonuçsuz bırakıyor. Kürtler hem OPCW hem de BM önünde eylemler yaparak, BM’yi harekete geçirmeye çalışıyor” diye belirtti. Sivil toplum örgütlerinin Türkiye’nin kimyasal silah kullanımına karşı harekete geçmesi gerektiğinin altını çizen Aydoğan, “Bu konuda demokratik baskılar sürdürülmelidir çünkü demokratik kamuoyunun baskısıyla bir sonuç alabiliriz. Mevcut tablo devletlerden bir şey beklemenin sonuç vermeyeceğini gösteriyor” dedi.
KDP Kürt halkının yanında yer almalı
AKP ile işbirliği yapan KDP’nin yanlış bir politika yürüttüğünü belirten Aydoğan, “KDP, Kürt halkı ve Ortadoğu’daki halkların yüzüne bakabilmek istiyorsa, kimyasal silah kullanımıyla ilgili bağımsız heyetleri kabul etmeli” dedi.
KDP’nin koruyucu maskelere el koymasını anımsatan Aydoğan, “AKP de Erdoğan da gidicidir. AKP’nin gidişi, KDP’yi orada zor durumda bırakacaktır. KDP, Türkiye’deki siyasi gelişmeleri iyi okumalı. Hem Kürt halkının hem de kendi geleceği için Kürt halkının yanında yer almalı” diye belirtti.
Geri adım attıracak mücadeledir
Kimyasal silah kullanımıyla ilgili bilimsel açıklamaları nedeniyle TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanmasına değinen Aydoğan, “Onun tutuklanmasıyla Türkiye’nin kimyasal silah kullanabileceğine yönelik görüşler ve düşünceler ağırlık kazanmaya başladı. Operasyonları, istedikleri gibi sonuç vermedi” dedi.
Avrupa’nın pek çok kentinde kimyasal silah kullanımına karşı eylem ve etkinliklerin sürdürüleceğini vurgulayan Aydoğan, “OPCW, Irak’a başvuru yaptırıncaya, BM’nin oluşturacağı bir soruşturma heyeti Irak’a gidip çatışma alanında inceleme ve analiz yapıncaya kadar, bu eylem ve etkinlikler devam edecek. Hükümete geri adım attıracak olan budur” dedi.
HABER MERKEZİ