Havan mermisi ile katledilen Ceylan Önkol’un annesi Saliha Önkol, çocuğunu unutamadığını ifade ederek ‘Nerede bir çocuk ölse, öldürülse Ceylan tekrar öldürülmüş gibi hissediyorum’ dedi
Amed’in Licê (Lice) ilçesinin Kanîsipî (Şenlik) kırsal mahallesine bağlı Xanbaz (Hanbaz) mezrasında 28 Eylül 2009 tarihinde karakoldan atılan havan mermisiyle katledilen 12 yaşındaki Ceylan Önkol’un ölümünün üzerinden 14 yıl geçti.
Hayvanları otlatırken katledilen Önkol’un failleri, aradan 14 yıl geçmesine rağmen bulunmadı.
MA’dan Revşan Sağlam’a konuşan anne Saliha Önkol ise çocuğunu unutmadığını ifade ederek “Sesi aklımdan gitmiyor. Onu çok seviyorum. Hepimiz onu çok seviyorduk. Ceylan hep benimle, Ceylan’ı hep yanımda hissediyorum” ifadelerini kullandı.
Paramparça olmuştu
“Bin yıl geçse de Ceylan’ı unutturmayacağım” diye söze başlayan anne Saliha Önkol, kelimeler boğazında düğümlenerek olay gününü anlattı; “Katledildiği gün ben evdeydim, bir ses geldi. Komşum karşıdan seslendi. ‘Bir şey hayvanların içine düştü’ diye bağırdı. Ben de koşup o tarafa gittim, Ceylan paramparça olmuştu. Ceylan’ın parçalarına sarıldım. Ceylan’ın parçalanmış bedeni 6 saat boyunca orada bekletildi.”
Ceylan hep benimle
Kızını unutamadığını belirten anne Önkol, “Tüm köy halkı tarafından çok seviliyordu. Çok çalışkan çok zeki bir çocuktu. Hayvanları çok seviyordu” dedi. Yutkunarak “En küçük çocuğumdu” diyen anne Önkol, yaşadığı tarifsiz acıyı şu sözlerle anlattı: “Sesi aklımdan gitmiyor. Onu çok seviyorum. Hepimiz onu çok seviyorduk. Ceylan hep benimle, Ceylan’ı hep yanımda hissediyorum. Onun yaşındaki arkadaşlarını gördüğümde kahır oluyorum, çok üzülüyorum.”
Bir çocuk olsa aynı acıyı yaşıyorum
Anne Önkol, şöyle devam etti: “14 yıl geçti. Kızım nasıl öldürüldü ve kimler öldürdü… Hiçbir şey bilmiyoruz. Şimdiye kadar faillerinin bulunması lazımdı. Binlerce çocuk Ceylan gibi öldürülüyor. Nerede bir çocuk ölse, öldürülse Ceylan tekrar öldürülmüş gibi hissediyorum, içim parçalanıyor. O annelerin acılarını onlarla birlikte yaşıyorum. Hangi ülkede olursa olsun; artık savaşlar bitsin, barış istiyoruz. Bu savaşlarda olan çocuklara oluyor. Bin yıl da geçse Ceylan’ı unutmayacağım, unutturmayacağım.”
Yargılamada yaşananlar
Önkol’un ölümüne dair başlatılan hukuki süreç ihlallerle başladı. Önkol’un öldürüldüğü alanı incelemekle görevli savcı, olay yerine “can güvenliğim yok” gerekçesiyle 3 gün sonra gitti. Bölgedeki bulgular, Lice Cumhuriyet Başsavcılığı’na verildi. Olaya dair hazırlanan asker ve polis raporlarında, Önkol’un tahra (eğri budama bıçağı) ile vurulduğu iddia edildi. Jandarma yetkilisi Yüksel Şanlıtürk’ün hazırladığı raporda, Önkol ailesinin “devletten tazminat alabilmek için kendini mağdur gibi gösterdiği” ifadeleri yer aldı.
Önkol ailesinin avukatları, 2010 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. Avukatlar, Mayıs 2012’de de soruşturmanın etkin ve tarafsız yürütülmemesi, soruşturmanın derinleştirilmesine yönelik taleplerin reddedilmesi, aradan geçen süreye rağmen dava açılmaması ve şüphelilerin bulunmaması nedeniyle tekrar AİHM’e başvuru yaptı. AİHM, 17 Ocak 2017’de Önkol ailesinin başvurusunu sonuçlandırdı ve “etkin soruşturma ve yaşam hakkı açısından ihlal olmadığına” karar verdi.
Tazminat talebi reddedildi
Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, 30 Nisan 2014’te Önkol’un ölümüyle ilgili başlattığı soruşturma dosyasında “daimi arama kararı” verdi. Söz konusu karara, “dosyadaki kanıt ve raporların faillerin tespiti için yetersiz olduğu” gerekçe gösterildi. Önkol ailesi avukatları, ayrıca İçişleri Bakanlığı aleyhine maddi ve manevi tazminat talebiyle Diyarbakır 2’nci İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Mahkeme, aileye 28 bin 208 TL tazminat ödenmesine karar verdi. Mahkeme, “Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunu”na dayanarak, manevi tazminat talebini ise reddetti.
Karar Danıştay’a taşındı. Danıştay, 16 Mayıs 2019’da Önkol’un ailesine tazminat ödenmesi kararını bozdu, tazminat davasının “kusursuz sorumluluk” ilkesi veya “hizmet kusuru” ilkesi kapsamında görülmesi gerektiğine hükmetti. Bunun üzerine İdare Mahkemesi, 8 Mart 2021’de aileye toplamda 283 bin TL ile maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Olayda Önkol’un yüzde 10, idarenin ise yüzde 90 kusurlu olduğu kararlaştırıldı.
Hem Önkol ailesi avukatları hem de bakanlık avukatları bir kez daha Danıştay’a temyiz başvurusunda bulundu. İçişleri Bakanlığı, Danıştay’a yaptığı temyiz başvurusunda, olayda “kusurlarının” bulunmadığını iddia etti.
AMED