Amed’de kayıp yakınları ve İHD, adalet arayışlarının 749’uncu haftasında 30 yıl önce gözaltına alındıktan sonra katledilen Mehmet Sıddık Öncü’nün faillerini sordu. Öncü’ye dair verilen bilgide, vücudunda işkence izleri olmasına rağmen işkencenin inkar edildiği belirtildi
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları he hafta yaptıkları “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eylemlerinin 749’uncu haftasında da Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi.
Öncü’nün failleri soruldu
Bu haftaki eylemde 21 Haziran 1993’de Amed’in Çınar ilçesine bağlı Qerqatê (Dikmetaş) köyünde gözaltına alınan ve katledilen Mehmet Sıddık Öncü’nün failleri soruldu.
30 yıldır ‘kayıpları’ arıyoruz
Açıklamada söz alan İHD Amed Şube Yönetim Kurulu üyesi Ercan Yılmaz, 90’lı yıllarda birçok yurttaşın kaybettirildiğine işaret ederek, bu faillerin bulunması ve yargılanması için 30 yıldır adalet arayışı ve mücadelesi sürdürdüklerini ifade etti. Faili meçhul olayların aydınlatılması ve faillerin yargılanması için Amed, İstanbul, İzmir ve Êlih’te (Batman) eylemlerini sürdürdüklerini vurgulayarak,” 30 yıldır kayıp olan insanlar için arayış mücadelemizi sürdürüyoruz. Berfo Ana ve Asiye Ana gibi birçok anne çocuklarının faillerinin yargılandığını görmeden yaşamını yitirdi. Bizler onların bıraktığı mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.
Herkesin gözü önünde işkence
Daha sonra katledilen Öncü’nün hikâyesini okuyan İHD Amed Şube üyesi avukat Yusuf Erdoğan, Öncü’nün Qerqatê Köyü’ne baskın yapan askerler tarafından alındığını ve köylülerin gözü önünde uzun süre kendisine işkence yapıldığını, askerlerin Öncü’nün eşine, “eşini bir daha göremezsin” diyerek köyden ayrıldıklarını ifade etti.
Vücudunda işkence izleri çıktı
Erdoğan, olaya dair ise şu bilgileri verdi: “Mehmet Sıddık Öncü gözaltına alındıktan bir gün sonra Diyarbakır’a sevk edilmeden önce, Çınar Sağlık Ocağı’ndan verilen rapora göre ‘sağ tarafında 10-12 kaburgalarının yanında 3×5 cm ekimoz tespit edildi’ denilir. Gözaltına alındıktan sonra kendisinden hiçbir haber alınamayan Mehmet Sıddık Öncü’nün ailesi; 4 Temmuz günü kendilerine yapılan bir telefonda; Mehmet Sıddık Öncü’nün cesedinin Tıp Fakültesi Morgunda olduğu söylenir. Bunun üzerinde DGM Başsavcılığına başvuruda bulunan aile ancak 8 Temmuz 1993’te cenazeyi alabilir. Kendilerine verilen otopsi raporunda, ‘geçirdiği bir rahatsızlık sonucu öldüğü yazılıdır. Defin raporunda da aynı ibareler kullanılmıştır. Aile ‘maktulün kalçasının iki yanında morarmalar ve yarıklar, sağ kaburgaları, bütün tırnakları, yanaktan ve çene altında morarmalar ile boyun ve bileklerinde ip izleri olduğunu…’ tespit etmişlerdir.”
AİHM Türkiye’yi tazminata mahkum etti
Ailenin iç hukuk yollarını tükerek AİHM’e başvurduğunu belirten Erdoğan, ” Öncü ailesinin açtığı davada AİHM; yaşam hakkı ihlalinden Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkûm eder” dedi. Açıklama, bir dakikalık oturma eylemiyle son buldu.
Kavga ve çatışma sorunları çözmüyor
Êlih’te (Batman) İHD ve kayıp yakınları, eylemlerinin 585’inci haftasında Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde toplandı. Bu haftaki eyleme insan hakları savunucularının yanı sıra Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Êlih Şubesi üyeleri, Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) Êlih Şubesi, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Êlih İl Örgütü katıldı.
Açıklamada konuşan İHD Êlih Şubesi Eşbaşkanı Devran Yıldız, Amed’in Bismil ilçesinde arazi anlaşmazlığından kaynaklı çıkan kavgada 9 kişinin hayatını kaybetmesini hatırlatarak, ailelere baş sağlığı dileyerek, kavga ve çatışma yolunun hiçbir sorunu çözemediğini belirtti.
İHD Şube Yöneticisi Ahmet Şiray da kayıp yakınları ve hak savunucuları olarak, ülkenin gerçek bir demokratikleşme sürecine girmesi için gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerinin açıklanması ve faillerinin yargılanması gerektiğini söyledi. Şiray daha sonra Öncü’nün kayıp hikayesini okudu.
Açıklama oturma eylemiyle son buldu.
AMED / ELÎH