Yeni eğitim öğretim yılını onbinlerce öğrenci cezaevlerinde karşılıyor. Onbinlerce öğrencinin tutuklu olmasının ‘faşizm’ göstergesi olduğunun altını çizen HDP’li Beştaş, ‘Alanlarda olup, haklılığımızdan aldığımız gücümüzle bu zorbalığa, hukuksuzluğa dur demeliyiz’ dedi
Yeni eğitim yılı başlarken, tutuklu ve hükümlü bulunan yaklaşık 70 bin öğrenci yeni eğitim öğretim yılını cezaevinde karşılayacak. Eğitim haklarından yararlanamayan öğrenciler, cezaevlerinde ayrıca birçok sorunla da karşı karşıya. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, cezaevlerindeki hükümlü ve tutuklu öğrenci sayısı yaklaşık 70 bine ulaştı. Hükümlü ve tutuklu öğrencilerin 36 bin 33’ünü lise, dengi okullar ile önlisans ve lisans programlarına kayıtlı öğrenciler oluştururken, açıköğretim programlarına kayıtlı tutuklu ve hükümlü öğrenci sayısı ise 33 bin 268. Tutuklu öğrencileri Meclis gündemine taşıyan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili Avukat Meral Danış Beştaş, eğitim hakkının engellenmesinin hukuki olmadığını söyledi. Bir ülkede bu kadar tutuklu öğrencinin olmasının o ülkede faşizmin olduğu anlamına geldiğini dile getiren Beştaş, kötü yönetimin ve ekonomik krizin bir faturasının da öğrencilere çıkarıldığını belirtti. Üniversitelerdeki antidemokratik uygulamaların 12 Eylül rejiminden miras kaldığını ve o mirasın sürdürüldüğünü ifade eden Beştaş, “Okullarda kendi alanlarında bilimsel çalışmalara dahil olurken diğer yandan sistemi de sorguluyorlar. Yani doğalında bir muhalif duruşları oluyor. Bu muhalif duruş ise AKP gibi kendisini uyguladığı zorba yöntemlerle güçlü gösteren ancak özünde zayıf iktidarları ürkütüyor” dedi.
Anayasal suçtur
Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte Kasım 2016’da yürürlüğe giren 677 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile “Örgüt üyeliği”nden tutuklu ve hükümlü bulunan kişilerin sınava girme haklarının da ellerinden alınmasına değinen Beştaş, bu düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğunu kaydetti. Anayasa’nın ‘Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi’ başlıklı 42. maddesinde ‘Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz’ ifadesinin yer aldığını hatırlatan Beştaş, “Hükümlü dahi olsa öğrenim hakkı en temel insan haklarından olup öğrencilerin elinden alınması asla kabul edilemez iken KHK ile suçları daha sabit görülmemiş tutuklu öğrencilerin bu hakkı da elinden alınıyor. Esasen burada mevcut hukuk sistemi ile dahi örtüşmeyen son derece aykırı bir tablo söz konusu” diye belirtti. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 26’ncı maddesinde yer alan “Herkes eğitim görme hakkına sahiptir.” Ve yine 27’nci maddesine yer alan “Herkes toplumun kültürel hayatına serbestçe katılmak, güzel sanatlarla ilgilenmek, bilimsel alandaki ilerleyişi ve onun yararlarını paylaşmak hakkına sahiptir.” maddelerine atıfta bulunan Meral Danış Beştaş, “Belirlenen bu evrensel ilkelerin tüm herkes için geçerli olduğu ve cezaevindeki yurttaşları da kapsayacağı kuşkusuzdur. Kaldı ki cezaevinde kalan yurttaşların eğitim öğrenim hakkının engellenmesi çok intikamcı bir yaklaşımdır” diye belirtti.
‘Mücadeleyi kaybetmemeliyiz’
Ülkede var olan baskı politikaları ile birlikte pek çok öğrenci ve akademisyeni ülkeyi bir nevi terke zorladığını vurgulayan Beştaş, “Tüm demokrasi güçlerine çağrım bu hukuksuzluk sarmalından çıkmak için bir arada mücadele vermeliyiz, mücadele zeminini kaybetmemeliyiz. 10 binlerce öğrencinin tutuklu olduğu ve bir o kadarının da ülkeyi terke zorlandığı bir iklimde alanlarda olmak ve haklılığımızdan aldığımız gücümüzle bu zorbalığa, hukuksuzluğa dur demeliyiz. Kararlı ve dik duruşumuzla bu kargaşa ikliminden, faşizmden sıyrılmak ve aydınlık geleceğe ulaşmak mümkün” ifadeleri kullandı.
Habibe Eren/Ankara-Jinnews