Tutuklu gazeteciler Nedim Türfent ve Aziz Oruç’un aileleri hırsızlık, tecavüz ve insan kaçırma gibi birçok suça bulaşmış olanların af edildiğini ama düşüncelerinden dolayı binlerce kişinin ölüme terk edildiğini vurguladı
Siyasi tutukluları kapsamayan infaz yasasına yönelik tepkiler sürüyor. Hasta ve politik tutuklular ile gazeteciler cezaevlerinde bırakılırken, hırsızlık, tecavüz, insan kaçırma ve öldürme, mafya- çete kurma gibi birçok suça bulaşmış olanlar ise af edildi. Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan gazetecilerin aileleri koronavirüsün geldiği aşamaya dikkat çekerek, elinde kalemi olanın cezaevlerinde ölüme terk edildiğini bir diğer yanda ise insanların canına göz dikenlerin serbest bırakıldığını hatırlattı.
‘Alınan tek tedbir görüş yasağı’
Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteci Nedim Türfent’in ablası Şehristan Türfent, koronavirüsün cezaevleri için tehlike oluşturmaya devam ettiğine dikkat çekerek, cezaevlerinde şimdiye kadar alınan tek tedbirin görüş yasağı olduğunu söyledi. Cezaevlerindeki doluluk oranının olması gerektiğinin 4 katı olduğunu dile getiren Türfent, birçok yetersizliğe daha işaret ederek infaz yasasının ayrımcı olduğunu kaydetti.
‘Bir kez daha haksızlığa uğradılar’
Suç işleyenlerin serbest bırakıldığını, suç işlemeyenlerin de içeride tutulduğunu kaydeden Türfent, “Gazeteciler, akademisyenler, siyasi tutuklular dediğimiz düşünce suçluları, salgın öncesi bile bir an önce bırakılmaları gerektiği konusunda birçok sivil toplum kuruluşu tarafından dile getirildi. Oysa şimdi bir defa daha büyük bir haksızlığa uğradılar. Haksız bir şekilde tutuklanmaları yetmezmiş gibi tüm dünyanın titizlikle atlatmaya çalıştığı bu salgın karşısında Nedim ve Nedim gibi binlerce kişi sağlık tehdidi altında kalmış bulunuyor” dedi.
İnsanlık tarihi açısından son derece önemli olan bir dönemden geçildiğini belirten Türfent, gazeteci, yazar, akademisyen ve siyasi tutukluların özgürlüklerinin iade edilmesi çağrısında bulundu.
Durum git gide kötüleşiyor
Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Aziz Oruç’un eşi Hülya Oruç ise, cezaevlerindeki durumun git gide daha da kötüye gittiğine dikkat çekerek, acil adım atma çağrısı yaptı. Oruç, eşi ile konuştuğunda, cezaevinde yaşanan ihlalleri kendisine aktardığını belirterek, “Aziz hasta belirtisi gösterenlerin olduğunu, ancak onlar için bir şe yapılmadığını aktardı. ‘Lağım kokusu var burada. Her gün hepimiz mide bulantısı, ishal vb. sağlık sorunları yaşıyoruz’ bilgilerini bizimle paylaştı. Ayrıca hastalıkla ilgili herhangi bir önlemin olmadığını da söyledi” şeklinde konuştu.
Hastane talebi kabul edilmiyor
Eşinin başında 2 tane kist olduğunu hatırlatan Oruç, buna rağmen hastane talebinin “baş ağrısı” denilip geçiştirildiğini söyledi. 2016 yıllından beri tanısı konulan kistler için tedavi başvurularının kabul edilmediğini belirten Oruç, eşinin daha kötü bir aşamaya gelmemesi için tedavi görmesi gerektiğini kaydetti.
Hastalığın yanı sıra koronovirüsün ile de uğraşan eşi ve binlerce tutsağın ölüme terk edildiğini belirten Oruç, “Hükümet hiçbir zaman beni şaşırtmadı. Cezaevindekilerin ölmelerini istiyor. Asla aksini düşünmezler. Buna karşını birlik olalım. Aziz gibi binlerce tutuklunun serbest bırakılması için ses olalım” dedi.
DİYARBAKIR