Adana’da 3 yıl önce öldürülen Murat Daşkan’ın dosyasında bir ilerleme kaydedilmedi. Etkin bir soruşturma yapılması için başvurdukları AYM’den yanıt alamadıklarını belirten avukat İlhan Öngör, tüm delillerin polisleri işaret ettiğini söyledi.
Adana’nın Seyhan ilçesine bağlı Dağlıoğlu mahallesinde 1 Şubat 2016 tarihinde toplumsal bir gösteri sırasında öldürülen Murat Daşkan’ın soruşturma dosyasında ilerleme kaydedilmedi.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın etkin bir soruşturma yürütmemesi üzerine Daşkan ailesinin avukatları, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) gitti. Bir yıl önce yapılan başvuruya AYM’den henüz yanıt verilmedi. Tüm delillerin polisi işaret ettiğini belirten İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Başkanı Avukat İlhan Öngör, dosyasına ilişkin konuştu.
‘Polisin öldürdüğüne dair emareler var’
Daşkan’ın öldürülmesi üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen bugüne kadar olayın nasıl gerçekleştiği ve faillerinin kimler olduğu konusunda hiçbir tespit yapılmadığını aktaran Öngör, savcılığın dosyaya dair etkin bir soruşturma yürütmediğine dikkat çekti. AYM’ye Ocak 2018’de başvuru yaptıklarını, ancak kendilerine herhangi bir yanıt verilmediğini dile getiren Öngör, “Cezasızlık hukukunun ve etkin soruşturma yapılmamasının en bariz örneği Murat Daşkan dosyasıdır. Dosyadaki mevcut deliller göz önünde bulundurulduğunda Murat Daşkan’ın, kolluk kuvvetlerinin ateş açması sonucu öldürüldüğüne dair ciddi emareler vardır” dedi.
‘Olay yerinde keşif yapılmadı’
Olay yeri incelemesi yapılmadığı, polis dahil kimsenin ifadesine başvurmadığını vurgulayan Öngör, tutanaklarda mahallede başka şahıslar tarafından ateş açıldığına ilişkin iddialar olduğunu, ancak olay yerinde başka bir silahtan çıkan mermi veya tüfek kartuşlarının bulunmadığını kaydetti. Öngör, “Sokak eylemlerine müdahale eden ‘Şortland’ diye tabir edilen polis aracının olay anına yakın bir zamana kadar kamerası çalışıyorken, tam olay anını gösteren dakikalarda kameranın bozuk olduğu tutanaklara geçmiştir. Ölüm olayının gerçekleştiği anda havanın açık olduğu ve hiçbir teknik arızanın yaşanmadığı bir saatte olay yerinde elektrikler kesilmiştir. Bu nedenle mobeselerin çalışmadığı belirtilmiştir. Olayın gerçekleştiği yerde görevli olanların beyanları alınmış, parmak izi incelemesi yapılmamıştır. Diğer zırhlı polis araçlarının kameraları incelemeye alınmamıştır. Bu kadar vahim bir olay karşısında olay yerinde savcılıkça keşif dahi yapılmamıştır. Kısacası 3 yıllık bir süreçte soruşturma dosyasında hiçbir ilerleme kaydedilmemiş. Ceza kanununca yapılması gereken sonuç alıcı ve maddi gerçeği ortaya çıkarıcı etkin bir soruşturma yapılmamıştır” diye belirtti.
‘Adil bir yargılama olmalı’
Dosyanın hala açık olduğunu ve savcılığın dosyayı sonuçlandırması için hala neyi beklediğini bilmediklerini ifade eden Öngör, etkin bir soruşturma yapılmasını istedi. Öngör, adalete ve hukuka güven algısının yitirildiği bir toplumda, toplumsal barışın varlığından söz edilemeyeceğini hatırlatarak, “Bu hakkın korunması ancak ve ancak adil bir yargılama ve cezasızlık hukukunun reddiyle mümkündür. Herkesin yaptığı hukuk dışı eylemler karşısında yargılanıyor olması ve cezai müeyyideler ile karşı karşıya kalması hukuka ve adalete olan güveni de sağlayacaktır” diye konuştu.
‘AYM başvuruya yanıt vermeli’
AYM’nin başvurularına hızla yanıt vermesi gerektiğine dikkat çeken Öngör, “AYM’nin yaşam hakkı gibi temel bir insan hakkına yaklaşımının da sorgulanması gerekmektedir. Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkma gibi bir huyu vardır. Elbette ki maddi gerçek ortaya çıkacaktır ancak geç gelen adaletin toplumsal bir meşruluğu yoktur” dedi.
Kaynak:Hamdullah Kesen/ MA