HHB avukatlarından Ceren Yılmaz, ölüm orucunda olan Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım’a yönelik hukuksuz yargılama ve hak ihlallerinin son bulmasını isteyerek duyarlılık çağrısı yaptı
Kanun Hükmünde Kararname’yle (KHK) ihraç edilen emekçilerin Ankara Yüksel Caddesi’nde gerçekleştirdikleri “İşimi geri istiyorum” eylemlerine destek verdiği gerekçesiyle, 10 Aralık 2018’de gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Sibel Balaç’a 8 yıl bir ay 15 gün hapis cezası verildi. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini söyleyen Balaç, 19 Aralık 2021’de tutuklu bulunduğu Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde ölüm orucuna başladı.
İstanbul Gazi Mahallesi’nde yaşayan Gökhan Yıldırım ise, “örgüt üyeliği”, “Kasten yaralama”, “Mala zarar verme” suçlamalarıyla 46 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2016’dan beri Tekirdağ 1 No’lu Cezaevinde tutulan Yıldırım, adil bir yargılanma olmadığını belirterek, 21 Aralık 2021’de açlık grevine başladı. Yıldırım, taleplerinin karşılanmaması üzerine, 25 Aralık’ta eylemini ölüm orucuna çevirdi.
Balaç’ın ölüm orucu eylemi 97’nci, Yıldırım’ın ise 92’nci gününde devam ediyor. Balaç ve Yıldırım’ın taleplerinin karşılanması gerektiğini belirten Halkın Hukuk Bürosu (HHB) avukatlarından Ceren Yılmaz, müvekkillerinin ölüm orucuna başlamasının nedeninin şöyle açıkladı: “İtirafçı tanıklar, gizli tanıklar, aslı olmayan dijital delilerle verilen cezaların kaldırılması ve adil yargılanma hakkının sağlanmasıdır.”
Yargılama usulsüz
Hukuki süreçte yaşananlara değinen Yılmaz, tutuklu Gökhan’ının dosyasında birçok gizlik tanık beyanı olduğunu ve Balaç’ın dosyasında ise arama kararı olmamasına rağmen üst aramasında bulunduğu iddia edilen bir hafıza kartının ceza verilmesine delil gösterildiğini söyledi. Yargılama sırasında Balaç’ın üzerinde çıkan dijital materyallin mahkemeye getirilmediğine dikkat çeken Yılmaz, “‘Emniyette, adli emanette yok’ dendi. Hem arama kararı olmadan hem de ortada olmayan yasa dışı delillerle yürütülen yargılamaların son bulması gerekiyor” diye belirtti.
Keyfi cezalar
Balaç ve Yıldırım’ın bir diğer talebinin hukuka aykırı disiplin cezaları verilmesi olduğunu aktaran Yılmaz, söz konusu durumun keyfi bir hal aldığını dile getirdi. Yılmaz, şunları söyledi: “Tutsaklar hapishanelerde bir kısım hakları için kapıya vurma eylemleri yapıyorlar. Bu kapı dövmelerine ilişkin olarak sürekli davalar açılıyor ve disiplin cezaları veriliyor. Mesela eylem sırasında kapının kolu düşüyor, o kapı kolunu gardiyan her gün yeniden takıyor ve her gün disiplin cezaları veriliyor. Oysa kapı kolu bozuk. Kapı kolu tamiratı yapılmıyor onun yerine disiplin cezaları veriliyor. Müvekkillerimiz bu keyfi uygulamaların kaldırılmasını istiyor.”
Balaç’la yaptığı görüşmeyi aktaran Yılmaz, “Sibel’i en iki hafta önce gördüğümde 22 kilo vermişti. Çok hızlı kilo veriyor. Ölüm orucunda olduğu için halsizlikler başlamış durumda ve migreni olduğu için baş ağrıları var” dedi.
Balaç’ın sadece KHK ile ihraç olan emekçilere destek verdiği için ceza aldığını söyleyen Yılmaz, kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu
HABER MERKEZİ