Türkiye Varlık Fonu Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi kendini atamasını değerlendiren HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, “Bu ülkenin bütün emekçilerinin, işçilerinin, halkının alınteri ile çalışmasıyla, birikimleri ile oluşturduğu şirketler, kamu malı olan şirketlerin tamamı kayınpeder ve damatta. Herhalde artık bağlanacak bir şey kalmadı” dedi.
Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş. Yönetim Kurulu üyeleri ile Genel Müdürü’nün atanmasına ilişkin Cumhurbaşkanı kararı Resmi Gazete’de dün yayınlandı. Kararla birlikte şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığı’na AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan getirildi. Başkan vekilliğine Erdoğan’ın damadı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak atandı.
10 Temmuz 2018 tarihinde yayımlanan 3 sayılı Cumhurbaşkanı Kararnamesi’nde Cumhurbaşkanı’nın Türkiye Varlık Fonu’nun yönetim kurulu başkanını, genel müdürünü ve yönetim kurulu üyelerini atayabileceği belirtiliyor. Dün yayınlanan Cumhurbaşkanı kararıyla bir Cumhurbaşkanı kendi kendini atamış oldu. Varlık Fonu’nun temel amacı bütçedeki fazla ya da döviz bazlı ihracat gelirlerini ülke yurttaşlarının geleceği için belirli bir havuzda toplayıp değerlendirmek. Varlık Fonu Enstitüsü’nün (SWFI) 2017 verilerine göre varlık fonlarının elinde bulunan varlıkların değeri yaklaşık 7.4 trilyon dolar.
Türkiye’de 200 milyarlık dev bir şirket olan Varlık Fonu bünyesinde; Ziraat Bankası, Halk Bankası, Türk Telekom, PTT, Eti Maden, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Botaş, Türksat, THY, Milli Piyango, Borsa İstanbul, TCDD, Türkiye Denizcilik İşletmeleri, Kayseri Şeker Fabrikası, Çaykur, Türkiye Jokey Kulübü var.
‘Kamu malları kayınpeder ve damatta’
Halkları Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Saruhan Oluç, yapılan atamayı Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Berivan Altan’a değerlendirdi. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir sistem görülmediğini vurgulayan Oluç, “Tek kişi dediğimiz yönetim bu aslında. Türkiye’nin mali açıdan en değerli olanların toparlandığı Varlık Fonu yönetimi kayınpeder ile damadın elinde. Üstelik ne Türkiye’nin tarihinde ne de Osmanlı tarihinde böyle bir örnek yoktur” diye tepki gösterdi. Bu ülkenin bütün emekçilerinin, işçilerinin, halkının alınteri ile çalışmasıyla, birikimleri ile oluşturduğu şirketler, kamu malı olan şirketlerin tamamı kayınpeder ve damatta. Tek kişi yönetiminin en bariz göstergelerinden bir tanesidir. Bu hiçbir demokrasi anlayışıyla, demokrasi kültürüyle ya da ekonomi anlayışıyla bağdaştırılabilecek bir durum değildir. Önümüzdeki dönemlerde de ekonomik, finansal krizlerin, yolsuzlukların, şirketlerin batırılmasının, peşkeş çekilmesinin zemini hazırlanmaktadır. Çok vahim bir durumdur” diye konuştu.
‘Herhalde artık bağlanacak bir şey kalmadı’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sadece kendini atamakla değil bir de damadını atamakla da bir ilke imza attığını vurgulayan Oluç, şöyle devam etti: “Hazine ve Maliye’yi damadına bağladıktan sonra Varlık Fonu’nu da oraya bağlaması büyük bir skandal, söylenecek laf yok. Uluslararası finans kuruluşları ve ekonomi çevreleri dehşetle bu durumu izliyor. Kabul edilebilir, anlaşılabilir bir durum değil bu. Tek kişi yönetimi son olarak Varlık Fonu’nu da kendisine bağladı. Daha önce Spor Toto ve Milli Piyangoyu da bağlamıştı yani en son bunu da yaptı. Herhalde artık bağlanacak bir şey kalmadı.”