Elîh’te yaşanan selde 4 kişinin yaşamını yitirmesinin nedenlerini sayan HEDEP’li Oluç, ‘Derenin üstü kapatılmıştı. Suyun akacağı yerler tıkanmıştı. O derenin üstü kapatıldığı için ve imar imkânı yaratıldığı için 4 yurttaşımız hayatını kaybetti’ dedi
Meclis Genel Kurulu’nda gündem dışı bölümde söz alan Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, pek çok kente meydana gelen sele etkisine değindi. Elîh’te çok sayıda kişinin bu sel sonrası yaşamını yitirdiğini belirten Oluç, bu ölümlerin ihmaller sonucu yaşandığını ifade etti.
Ölümler neden yaşandı?
Oluç, buna neden olarak ise üç neden sıraladı. İluh Deresi’nin çevresinde bulunan yerleşim yerlerinin alt yapısının taleplerine rağmen güçlendirilmediğinin altını çizen Oluç, “İkincisi, ilgili kurumlar arasında daha etkin koordinasyon ve iletişimin sağlanması; üçüncüsü de çevre düzenlemesi ve afet direncini artırmaya yönelik uzun vadeli planlar yapılması ama tabii ki bunların hiçbiri yerine getirilmedi. Bir kez daha bir derenin üstü kapatılmıştı, suyun akacağı yerler tıkandığı zaman o derenin üstü kapatıldığı için ve orada bir imar imkânı yaratıldığı için bir kez daha 4 yurttaşımız hayatını kaybetmiş oldu” dedi.
Dünya çocuk gününde Filistinli çocuklar
Dünya Çocuk Hakları Günü’ne de değinen Oluç, İsrail tarafından öldürülen Filistinli çocuklara dikkat çekti. Oluç, “Bir ay içinde binlerce Filistinli çocuk İsrail’in saldırganlığıyla katledilmiş oldu. Kiminin bedeni bir bombayla paramparça oldu kimi yaylım ateşinde hedef oldu ama çocuklar gerçekten hani o fotoğraflara, o filmlere, videolara bakamayacağımız şekilde hayatlarını kaybettiler. Dünya Çocuk Hakları Günü vesilesiyle bunu söylemiş olalım; bir an evvel çocukların ölmesini engelleyecek adımların atılması gerekir” diye konuştu.
Uğur Kaymaz
Polis tarafından 21 Kasım 2004’te öldürülen 12 yaşındaki Uğur Kaymaz’a da dikkat çeken Oluç, “12 yaşındaki Uğur Kaymaz, babası Ahmet Kaymaz’la birlikte Mardin’in Kızıltepe ilçesindeki evlerinin önünde polis tarafından açılan yaylım ateşi sonucu öldürüldü. Polis memurları tutuksuz yargılandı ve sonunda beraat ettiler, cezasızlık politikası. Mardin Emniyet Müdürü soruşturma sırasında bazı polis memurlarıyla birlikte açığa alındı ama sonra göreve iade edildi. Bazı polis memurları daha dava sürerken göreve iade edildi ve başka yerlere tayin edildiler. Güvenlik gerekçesiyle Mardin’de yaşanmış olan bu katliamın davası Eskişehir’e taşındı ve dava sırasında o zaman müdahil avukat olan rahmetli Tahir Elçi ‘Tarafsız yargılama istiyoruz’ dediği için, adil yargılamayı etkilemeye çalışmakla suçlandı ve hakkında dava açıldı yani durum bu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye’nin yaşama hakkını ihlal ettiğine hükmetti ve manevi tazminata karar verdi. Türkiye ise orada kendisini orantılı güç kullandığı şeklinde savundu. Yani içler acısı bir durum” diye belirtti.
Oluç, sözlerini şöyle sürdürdü: “‘Neden?’ diyeceksiniz. Uğur Kaymaz 12 yaşındaydı evinin önünde yaylım ateşiyle vurulduğunda, 13 mermiyle vuruldu, 13 mermiyle 12 yaşındaki çocuk. Ortada, dediğim gibi, bir cinayet vardı ve failler devletin koruması altında 2004 yılından bugüne kadar. Devlet çocuğun yaşam hakkını değil polisi savunuyorsa ortada orantısız güç vardır; orantısız güç ise güç değil, zalimliktir, bunu bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Uğur Kaymaz’ı ve babasını, bir kez daha, burada, saygıyla anıyoruz.”
ANKARA