Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu, “İş arayışı içinde bulunanların yanı sıra, aydın ve zenginlerin de bölgeyi terk ettiklerini” belirterek “bunun önünün alınması için yeni projeler geliştireceğini” açıkladı.
Görüyor musunuz? Büyük devletin büyük adamları nasıl da derdimizin püf noktasını bulmuşlar. Büyük adam dediğin işte böyle olmalı. Sayın Kozakçıoğlu, geç de olsa, güç de olsa, Güneydoğu’daki yoksulun, aydının, zenginin, cahilin batı illerine göçünün altında yatan nedenleri kavramış. Şimdi adama sormazlar mı?
Behey Beyefendi, 6-7 yıldır idare ettiğin “Olağanüstü Bölge” adındaki harp sahasında kim kalabilir? Ayrıca yeni projeler önermenize ne gerek var? Ben size bir öneride bulunayım. Bu iş çözüme ulaşsın. En iyisi mi siz göç edin. Makamınızla birlikte bölgeyi terk edin, olup bitsin.
Hem bakın o aydın ve zengin dediğiniz “Güneydoğu”lulardan biri de benim. Ve ben içim kanayarak, İstanbul varoşlarındaki bir dairede esir hayatı yaşamaktayım. Kaçtım. 70 yaşında olmama rağmen bana yapılmayan eziyet ve işkence kalmadı. Üç kez Mardin Tugayı’na götürüldüm. Gözlerim bağlandı. Istırap çektim.
Sayın Vali, hiç olmazsa elinizi vicdanınıza koyun ve kime bağlı iseniz, ondan insani, medeni ve demokratik projeler isteyin. Yoksa faşizan ve askeri projelerle bu işin sonuçlanacağı yok.
Bu ne sayın Özal’ın GAP hayali, ne de sizin tavsiyede bulunduğunuz hayvan ırkının ıslahıyla çözülür. Hem bence hayvan nesillerini ıslahından önce, güvenlik güçlerinin insanlaşması yönünde bir ıslah üzerinde çalışmalısınız.
ARŞİV YAZILARI /Musa Anter
20 Ocak 1991