Ege Üniversitesi’ndeki taciz olaylarının ardından sosyal medyada başlatılan kampanyaya cinsiyetçi saldırılar yapıldı. Kadın öğrenciler, saldırıların örgütlü bir şekilde gerçekleştiğini söyledi
İzmir’de, öğrenci olmadığı halde Ege Üniversitesi kampüsüne giren Aykut Y.’nin öğrencileri cinsel tacize maruz bırakmasının ardından Ege Üniversitesi’ndeki öğrenciler “#egedetacizvar” etiketiyle sosyal medyada kampanya başlatmış, hazırladıkları videoyu paylaşarak tepkilerini dile getirmişti. Kadınların sosyal medya paylaşımı ise hedef alınarak cinsiyetçi söylemler ile saldırıya maruz kaldı. Kampanyaya saldırıların ardından konuşan kadınlar, Sosyal medyadaki kadın mücadelesine dönük saldırıların ise Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyon sonrası arttığını ve saldıranların örgütlü bir şekilde hareket ettiğini söyledi.
‘Okul ablukaya alınıyor’
Üniversitede yaşanan tacizin rektörlük tarafından hukuken takip edildiğini ve ışıklandırmaların da sosyal medyadaki kampanya sonrası gerçekleştirildiğini aktaran üniversite öğrencilerinden Zelal Baydemir, şunları dile getirdi: “Ayın 15’inde senato açıklama yaptı, ‘1 dakikada müdahale edildi’ diye ama en az 15 dakika geçmişti. Üniversite kamusal alan herkes tarafından kullanılabilmeli. Üniversite abluka altına alınıyor bunun için de taciz meselesi kullanılıyor. Bir taciz meselesinde bile ‘hak ettiniz’ deniyorsa can güvenliğimiz yok demektir. Yeterli güvenlik elemanı var, bunlar neyle ilgileniyor o önemli.”
‘Tarikatçılar saldırdı’
“#egedetacizvar “ kampanyası kapsamında sosyal medyadaki paylaşımların altına yazılan ve kadınları hedef alan söylemlerle yoğun bir saldırı ile karşılaştıklarını söyleyen Pınar Usta ise, bu söylemlerden birinin de “Dağda teröristler şehirde feministler” olduğunu aktardı. Pınar Usta devamında ise, “Sema Maraşlı diye bir yazar da özellikle Ege Üniversiteli kadınlara dönük ağza alınmayacak şeyler söyledi. Kadın dayanışmasına üniversite öğrencilerinin duyarlılık gösterdiğini, ama üniversiteli olmayanların birçok tarikatla ilişkili olduğunu tahmin ettiğimiz insanlardan tepki aldık. Daha öncesinde bu şekilde bir gerici kadın düşmanlığı ve terörize edilişle karşılaşmadık. LGBTİ+ arkadaşımız da videodaydı. Homofobik, cinsiyetçi hakaretler edildi. Bizim talebimiz toplumsal cinsiyet eşitliği derslerini zorunlu hale gelmesi” dedi.
‘Failler serbest bırakıldı’
Yine sosyal medyadaki kampanya paylaşımına dayanışma talebi ile karşılık veren bir kadına “terörist” olarak tanıtıldıklarını aktaran Melodi Zengin de kadının rektörlük tarafından çağırıldığını söyledi. Melodi Zengin, “Arkadaşlar ne dayanışmaya ne de kadın avukatların taleplerine yanıt veriyorlar. Tamamen korkutulmuş durumdalar. Başta dayanışmayı istiyorlardı. Tag paylaşımını ve avukat desteğini istiyorlardı. Şimdi rektörlüğün avukatları ile muhataplar. Taciz eden kişi 13 Ekim gecesi serbest bırakıldı. Sezen Zambak’ı öldüren ehliyetsiz traktör şoförü de serbest bırakıldı. ‘Hukuki sürecin takipçisiyiz’ beyanı boşa düşmüş oluyor. Üniversiteliler olarak serbest bırakılan failler istemiyoruz. Ölmeden yaşayacağımız şiddetsiz kampüsleri kadın dayanışması ile biz kuracağız” diye konuştu.
Melike Aydın/İzmir-Jinnews