İç Anadolu Bölgesi’ndeki cezaevlerinde sağlık alanında yaşanan hak ihlallerinin raporunu açıklayan ÖHD, ATK’nin tek yetkili merci olmaktan çıkarılması çağrısı yaptı
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi, Türkiye cezaevlerinde sağlık alanında yaşanan hak ihlallerine dair hazırladıkları raporu dernek binasında açıkladı.
ÖHD üyesi Dilan Denizhan, İç Anadolu’da bulunan cezaevlerindeki tutsak ailelerinin her gün ihlallere dair kendilerine başvuruda bulunduğunu aktardı. Denizhan, raporun bu yılın ilk 6 ayını kapsadığını aktardı. Denizhan, Yozgat, Kırşehir ve Afyonkarahisar cezaevlerine yapılan ziyaretler ile Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi ve İnsan Hakları Derneği’nin İç Anadolu Bölgesi’ndeki ağır hasta tutsaklara dair paylaştığı bilgilerin de raporda yer aldığını ifade etti.
Tutsaklar gözetleniyor
Tutsakların tek kişilik odalarda tutulduklarını ve havalandırmalarının ortak olmadığını söyleyen Denizhan, havalandırma saatlerinin mevzuata aykırı olarak kısıtlandığını ifade etti. Denizhan, “Sincan Yüksek Güvenlikli Hapishaneleri’ndeki odalarda güneşlik denilen apartman boşluğuna benzeyen boş bir alana açılan pencerelerin olduğu, hücrelerde demir korkuluk ve eleğe benzeyen çelik bir ağla kapatılan pencereden gökyüzünü görmenin mümkün olmadığı, hücreye güneş girmediği tespit edilmiştir. Yine bu tip hapishanelerde mahpusların odalarını izleyen kameraların varlığı ve mahpusların özel alanlarına müdahalesi F Tiplerinde olduğu gibi ‘gözetlenebilir hücre’ anlayışının devam ettirildiği görülmüştür” diye belirtti.
‘ATK tek yetkili merci olmaktan çıkarılmalı’
Tutsakların infazlarının yakıldığı ya da tahliyelerinin ertelendiğine dikkati çeken Denizhan, bu noktada kolaylaştırıcı yasal düzenlemelerin yapılması çağrısında bulundu. Denizhan, “Hastalık nedeniyle infazın geri bırakılması kararlarında ‘toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen hükümlü’ kriteri kaldırılmalı, suç tipleri arasında ayrımcılık yapılması önlenmelidir. Ağır hastalık, engellilik ve yaşlılık nedeniyle tahliyelerde, ATK tek yetkili mercii olmaktan çıkartılmalı. Tam teşekküllü devlet hastanelerine ve eğitim-araştırma hastanelerine ‘Cezaevinde kalabilir/kalamaz’ raporu verme yetkisi düzenlenmelidir. İnsanlık onuru ile bağdaşmayan ağız içi arama uygulamasına ve diğer yasaklı arama usullerine son verilmeli, hasta mahpusların hastaneye sevkleri sağlanmalıdır” diye konuştu.
‘Kelepçeli muayeneye son verilmeli’
Denizhan, konuşmasının devamında şu talepleri sıraladı:
“Mahpusların talebi doğrultusunda daha iyi tedavi görebilecekleri hastanelerin bulunduğu illere nakil talepleri kabul edilmelidir. Bu talepler keyfi gerekçelerle reddedilmemeli ve geciktirilmemelidir. Mahpusların muayenesi sırasında jandarmanın muayene odasında bulunması ya da muayenenin hükümlü ya da tutuklu kelepçeli iken gerçekleştirilmesi uygulamasına son verilmeli, hasta mahremiyeti gözetilerek ve eşit koşullarda, insan onuruna uygun olacak şekilde bir muayene gerçekleştirilmelidir. Mahpusların birinci basamak sağlık hizmetlerine ulaşımına ilişkin olarak kurum hekimliği modeli benimsenmelidir. Birinci basamak sağlık hizmetleri kapsamında hapishanelerde yeterli sayıda hekim, diş hekimi, hemşire, sağlık teknisyeni, psikolog/ psikolojik danışman, sosyal çalışmacı bulundurulmalıdır.”
ANKARA