Bugün 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü. Türkiye’de onbinlerce öğretmen, KHK ile ihraç, sürgün, tutuklama ve güvencesiz çalışma koşulları ile günü karşıladı. Mağdur öğretmenler yaşadıklarını anlattı
Gülcan Kılagöz/İstanbul
Onbinlerce öğretmen, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü 15 Temmuz 2016’da darbe girişimi sonrasında yaşanan ihraçlar, açığa almalar, tutuklama, soruşturma ve sürgün gibi anti demokratik uygulamalar ve sözleşmeli/güvencesiz istihdamla karşılıyor. 5 Ekim, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO ve ILO tarafından 1994 yılında Dünya Öğretmenler Günü olarak ilan edildi. 5 Ekim Türkiye’den sadece Eğitim Sen’in üyesi olduğu Eğitim Enternasyonali’ne üye yüzden fazla ülke tarafından eşzamanlı olarak kutlanıyor. Olağanüstü Hal (OHAL) ve Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile 40 bin 922 eğitim ve bilim emekçisi kamu görevinden hukuksuz bir şekilde ihraç edildi. Mesleğini yapamayan öğretmenlerle beraber aileleri de hem maddi hem de manevi olarak büyük mağduriyet yaşıyor. Türkiye’de onbinlerce eğitim emekçisi sadece sendikalı olduğu ve sendikalarının aldığı eylem kararlarına katılarak demokratik haklarını kullandığı için haksız ve hukuksuz uygulamalarla karşı karşıya bırakıldı. KHK ile ihraç edilen eğitimcilerin bin 600’ü Eğitim Sen üyesidir. Eğitim Sen üyesi bin 221 öğretmen, 358 akademisyen ve 21 yükseköğretim idari personeli OHAL KHK’leri ile ihraç edildi.
AKP itibarsızlaştırdı
Eğitim Sen, konuya dair yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Öğretmenler; insani değerleri gelişmiş, topluma önderlik eden, bilimsel düşünen, toplumsal ve siyasal olarak etkin, insan ilişkilerinde özgecil, sorun çözmeye yatkın, öğrencilerin sosyal ve kültürel durumlarını kavrayan, var olan eşitsizlikleri sorgulayıcı ve mücadeleci, alanında uzman kişiler olarak tanımlanırlar. Öğretmenlerin gelişimi onların yaptıkları işi anlamlı bulmalarına, mesleki özerkliğe sahip olmalarına, okulun demokratik olmasına, yakından izlendiği duygusuna kapılmamasına, kendini güvende hissetmesine bağlıdır. Okul, öğretmenlerin kendi kendilerini yönetir oldukları ve meslektaşları arası rekabet değil, dayanışmaları ile kendilerini geliştirdikleri ve okulu anlamlı ve değerli buldukları mekânlar olmalıdır.” Öğretmenlerin tarihin hiçbir döneminde AKP iktidarı döneminde olduğu kadar hakarete maruz kalmadığını belirten Eğitim Sen, “Öğretmenlik mesleği tarihte hiç bu kadar büyük bir itibar kaybına uğramamıştır. Göreve gelen her bakan fırsat buldukça öğretmenlerin az çalıştığı, uzun tatil yaptığını iddia etmiş, her fırsatta öğretmenlik mesleğini ‘itibarsızlaştıran’ ifadeler kullanmıştır” dedi.
Eğitim Sen’den MEB’e çağrı
Taleplerini madde madde sıralayan Eğitim Sen, 5 Ekim’in öğretmenler günü olarak esas alınıp tatil edilmesini istedi. Hukuksuz ihraçların son bulmasını isteyen Eğitim Sen, ‘Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı’nında hayata geçirilmesini istedi. 19 talebin içerisinde, 0-6 yaş çocuklar için kreş açılması, doğum izinlerinin toplam 32 hafta ve ücretli olması, MEB’in ihtiyaç sayısı olarak açıkladığı 117 bin öğretmen atamasının bir an önce yapılması gibi talepler sıralandı. Eğitim Sen, “MEB’e çağrımız; 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nün 25. yılında Öğretmen Strateji Belgesi’nin uygulanmayacağı, ILO ve UNESCO tarafından 5 Ekim 1966’da kabul edilen ‘Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı’nın’ ise eksiksiz uygulanacağı açıklanmalıdır” dedi.
53 öğretmen intihara sürüklendi
MEB verilerine göre resmi öğretmen açığı 117 bin 403, ataması yapılmayan öğretmen sayısı 438 bin. Son 16 yılda KPSS’ye giren her 100 öğretmenden sadece 17’sinin ataması yapıldı. Bugüne kadar 53 işsiz öğretmen ataması yapılmadığı için yaşamına son verdi. MEB, öğretmen açıklarını kapatmak yerine sözleşmeli ve ücretli öğretmen istihdamını yaygınlaştırarak eğitimde güvencesiz istihdamın kapılarını ardına kadar açmayı hedefliyor. Sözleşmeli, ücretli çalışan kadınlar mobbinge daha fazla maruz kalıyor. Kadın emekçiler, mazerete dayalı tayin hakkı, doğum izni ve süt izni hakkı konusunda da ciddi mağduriyetler yaşıyor.
Öğrencilerle dolu bir sınıfta olacağım
15 yıllık sınıf öğretmeni Sema Uçar, “Eylül 2016’dan itibaren art arda çıkarılan KHK’lerin özellikle sol-sosyalist muhalif kesimleri kapsayacağını tahmin etmek zor değildi” dedi. 7 Şubat 2017’de çıkarılan KHK ile ihraç edildiğini söyleyen Uçar, “Bu duruma kendini hazırlamak ile bu durumu yaşamanın ne kadar farklı olduğunu geçen 20 ayda tecrübe etmiş oldum. İlk zamanlar, okula gittiğim sabahlarda uyandığım saatte uyanıp okula gitmek için hazırlanmaya başlıyordum. Akşamları uyumadan önce ertesi gün sınıfta yapacaklarımı düşünüyordum. Yılların alışkanlığı tabi. Bir yandan bu ülkede yaşanan o kadar zulmün yanında işten atılmış olmaya üzülmeyi lüks sayarken kendime, bir yandan da bizlerin yaşayan ölü ilan edilmeye çalışılmasının da aslında o zulmün bir parçası olduğunu fark ettim. Düşünsenize; mesleğinizi hiçbir şekilde icra edemiyorsunuz, pasaportlarınız iptal, SGK kayıtlarınız fişlenmiş. Yani SGK’li bir işte çalışma şansınız yok denecek kadar az” diye maruz kaldığı hukuksuzluğu anlattı. 5 Ekim’in sadece bir kutlama günü olmadığını belirten Uçar, “Benim açımdan da tam da toplumsal görevlerimizin bir parçası olan ‘Eşit, parasız, demokratik, bilimsel, laik ve anadilinde eğitim’ istemek ve bunun sendikal mücadelesini vermenin bedelinin bize, “terörist” damgası vuranlara inat, bizler öğretmen olmanın sorumluluğunu yerine getirmeye devam edeceğiz” dedi. Bu süreçte en çok çocuklarla birlikte olmayı ve aynı okulda çalıştığı öğretmen arkadaşlarını özlediğini söyleyen Uçar, “Ama eninde sonunda ait olduğum yere, öğrencilerimle dolu bir sınıfa geri döneceğim” diyerek umudu yeşertti.
Okulumun önünden geçtim
Beyoğlu Fındıklı Lisesi’nde Tarih öğretmeni olarak görev yapan ve gece yarısı çıkarılan KHK ile ihraç edilen öğretmen Eşe Telli, yaşadıklarının büyük bir haksızlık olduğunu ifade etti. Öğrencilerinden ayrı olmanın ve öğretmenlik yapamıyor olmanın kendisini çok etkilediğini belirten Telli, sürecin yıprattığını vurguladı. Hiçbir yerde çalışamadığını dile getiren Telli, köyden getirdiği nohut vs. gibi ürünleri satarak geçimini sağlamaya çalışıyor. Öğrencilerini çok özlediğini söyleyen Telli şöyle konuştu: “Önceki gün okulumun önünden geçerken çok etkilendim. Hukuksuzluğa maruz kaldım. Bunun bir an önce son bulmasını istiyorum.”
Elbet başımız dik döneceğiz
Görsel Sanatlar Öğretmeni Seher Darılmaz, yaklaşık 2 yıldır görevini yapamadığı için üzgün olduğunu söyledi. Hiçbir neden yokken gece yarısı işten atıldığını öğrendiğini dile getiren Darılmaz, “Tek neden muhalif olmamdı” dedi. Bilimsel, laik ve anadilde eğitimi savunduklarını belirten Darılmaz, “Mesleğimi, öğrencilerimi çok özlüyorum. Maddi manevi yıpranıyorum” diye konuştu. Haksızlığın bir an önce son bulmasını isteyen Darılmaz şöyle konuştu: “Şu an işimizi yapamıyoruz ama elbet döneceğiz ve kaldığımız yerden, başımız dik bir şekilde devam edeceğiz. Türkiye de adaletin, insan haklarının, barışın, eşit yaşamın kurulması için mücadelemizi hep sürdüreceğiz. 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü dolayısı ile mücadelede kaybettiğimiz eğitim emekçilerini saygıyla anıyorum, dünya öğretmenler gününü daha yaşanılası bir dünya bırakmak için çabalayan eğitim emekçilerine kutlu olsun.”
‘Öğretmen Dünyayı Değiştirir’
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Merkezi, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü dolayısıyla kapsamında “Öğretmen Dünyayı Değiştirir” kampanyası başlattı. Yapılan açıklamaya, Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, eğitim sistemi ve niteliğinde yaşanan bozulmanın sorumlusunun öğretmenler olmadığını, yıllardır piyasacı politikaları hayata geçirmekte ısrarlı olan siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı olduğunu söyledi. Eğitim Sen olarak, Türkiye’de öğretmenler başta olmak üzere tüm eğitim ve bilim emekçilerinin hak ettiği insanca çalışma ve yaşam koşullarına sahip olması için “Öğretmen Dünyayı Değiştirir” kampanyasını başlatıklarını kaydetti.