İktidar dün HDP belediyelerinde halk iradesine yapmış olduğu darbeyi, bugün de CHP’li belediyelere yapacak. Çünkü iktidar yasa, anayasa hiçbir şeyi dinlemeden her şeyi yapıyor. Çünkü muhalefet tepki göstermiyor
Mustafa Yıldız*
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili bana göre tamamen kurgulanmış bir senaryo ile YSK üyelerine hakaret ettiği için 2 yıl 7 ay 15 gün ceza ve siyasi yasak kararı verildi.
Söz konusu karar bekleniyor muydu?
Evet, bu iktidarı çok iyi tanıyanlar olarak böyle bir kararı bekliyorduk. Tabi bizim gibilerin bunu bilmesinin çok anlamı yok. Öncelikle bu tür hukuksuzluklarla muhatap olanların beklemesi gerekiyordu. Ancak, karar duruşmasının olduğu gün, CHP Genel Başkanının Almanya’da, Millet İttifakı’nın diğer üyelerinin Ankara’da olduğundan anlıyoruz ki muhataplarının böyle bir kararı beklemediklerini anlıyoruz. Buradan da şu sonuç çıkıyor ki muhalefet liderleri, muhalefet belediye başkanları AKP iktidarının hangi hukuksuzlukları yapacağının hala farkında olmadıklarını anlıyoruz.
Şimdide muhalefet ve muhalif köşe yazarları ve TV yorumcuları hala şunu diyebiliyor: Karar hala kesinleşmedi. Daha İstinaf ve Yargıtay süreci var gibi cümlelerle hala umut saçıyorlar. Bu da henüz AKP iktidarını tanımadıkları sonucunu çıkarabiliriz. Ve Erdoğan, Mardin’deki konuşması ile “Aslında bu tartışmanın ne bizimle ne şahsımla ne de milletimle bir ilgisi var. Çünkü konu bir şahsın hakimlere hakaret ettiği iddiasıyla aldığı mahkumiyet kararından ibaret” diyerek, kararı desteklediğini belirterek, noktayı koydu. Bunun anlamı şuydu, kararı destekliyorum. Çünkü AKP iktidarı kayyum atamayı HDP’de test etmişti, HDP’de test ettiğinde, muhalefetten ve halktan gerekli tepkiyi almadığından, 2019 seçimlerinden 4 ay sonra HDP’li belediyelere tekrar kayyum atadı. Çünkü muhalefet ülkenin bekası için sus pus olmuştu, şimdi de aynı şeyi CHP belediyelerinde deneyeceğinden kimsenin kuşkusu olmasın.
İBB Başkanı İmamoğlu karardan sonra Saraçhane’de yapılan mitingde kurduğu cümleden anlıyoruz ki hala iktidarın hukuksuzluklarını öğrenememiş. Ne diyordu Saraçhane’de? “Hukuksuzluğun 31 Mart’ta başladığını”, aslında hukuksuzluk 31 Mart’ta başlamamıştı. Hukuksuzluk bu iktidarın geleneğinde vardı. Hukuksuzluk bu iktidarın işlemlerinin her alanında vardı. Konumuz yerel yönetimler olduğu için hukuksuzluk 2016’da HDP belediyelerine kayyum atandığında başlamıştı. Hukuksuzluk sadece o tarihlerde sizin semtinize gelmemişti. Hukuksuzluğu görmek istemiyordunuz. Hukuksuzluğa kulağınızı tıkamıştınız.
Hukuksuzluğa gözlerinizi kapatmanızın en önemli belgesi, 5393 sayıl Belediye Kanunun 45. Maddesinin ek fıkrasıdır. Bu ek fıkra 15/08/2016 tarihli 674 sayılı KHK’nın 38. Maddesinde düzenlenmişti. Bu düzenleme 10/11/2016 tarihinde TBMM de 5393 sayılı Belediye Kanununa işlendi. Ve o gün CHP 6758 sayılı kanunda yerel yönetimler ile ilgili yapılan düzenlemeleri Anayasa Mahkemesi’ne götürdünüz ancak 45. Maddenin ek fıkrasını Anayasa Mahkemesi’ne götürmediniz. Çünkü bu madde bu ülkede sadece HDP için düzenlenmiştir diye düşündünüz. O gün Anayasa Mahkemesi’ne götürmediğiniz ek fıkra hem İmamoğlu’nun hem de CHP belediyelerinin üzerinde demoklesin kılıcı gibi sallanıyor.
İmamoğlu’na verilen cezadan çok, İçişleri Bakanlığı Müfettişlerinin hazırladığı ve savcılığa sunulan 500 sayfalık soruşturma raporu, İmamoğlu’nu görevden aldıracak işlemin hazırlığıdır. Çünkü bu dava Belediye Yasasının 45. Maddesinin ek fıkrasını içeriyor. Şimdi savcılık iddianame hazırlayacak, hazırlanan iddianame sonrasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (HDP’ye yapılan KCK operasyonuna benzer) bir operasyon yapılır. Bazı bürokratlar hatta Ekrem İmamoğlu bile “terörle iltisaklı” sayılarak gözaltına alınır ve İçişleri Bakanlığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bir kayyum atar. Ondan sonra iktidar kendi medyasında İmamoğlu ve ekibi hakkında algı operasyonu yayınları başlar, İBB’nin kaynaklarını da yandaşlarına açar. Şimdi okuyan arkadaşlar akıllarından bu kadarı da olmaz diye geçiriyorlardır. Onlara şu soruyu sorarım o zaman, “Kayyum atanan HDP belediyelerin Kandil’e para gönderdiklerini, belediye kaynaklarını PKK’ye aktardıkları” iddiası ile görevden alındılar. Şu an görevden alınan hiçbir belediye başkanı hakkında böyle bir suçlama ile dava açılmış mıdır? Hayır. Peki bir anket yapsak vatandaşlara sorsak, HDP’li belediyelere neden kayyum atandı? Büyük bir çoğunluğu HDP’li eşbaşkanların belediyenin kaynaklarını PKK’ye aktardıklarını söyleyeceklerdir.
İktidar dün HDP belediyelerinde halk iradesine yapmış olduğu darbeyi, bugün de CHP’li belediyelere yapacak. Çünkü iktidar yasa, anayasa hiçbir şeyi dinlemeden her şeyi yapıyor. Çünkü muhalefet tepki göstermiyor.
Önerim şudur ki; Öncelikle Millet İttifakı liderleri, milletvekilleri, muhalefet belediye başkanları yarın bir kitapçıya uğrayıp Jack London’un Demir Ökçe kitabını alıp okusunlar. Ve orada saygıdeğer bir din adamının iktidarın düşünceleri ile çeliştiği için iktidarın demir ökçesi altında nasıl ezildiğini, çöplüklerden yiyecek toplayan aç bir zavallı haline nasıl getirildiğini bir daha okumalıdırlar.
Ve kararlarını vermelidirler. Ya vatandaşlarını bir daha iktidarın demir ökçesinin altında ezdirmeyecek radikal düzenlemelere gidip demir ökçeyi çatlatacaklar, ya da onlar da devletin bekası için devletin demir ökçesi ile aynı yöntemleri birazcık restore edip aynı şekilde devam mı ettirecekler….
*Mardin Büyükşehir Belediyesi Kayyum öncesi genel sekreteri, HDP Uzlaşma Kurulu Üyesi