Çemberlitaş Kız Öğrenci Yurdu’nda yaşanan sorunlardan dolayı işini bırakan E. personel eksikliğinden dolayı yemekhanede hijyenin olmadığını farelerinde bundan dolayı ortaya çıktığını belirterek, 2Öğrencilerin sağlığı tehdit altında’ diyerek çağrıda bulundu
Rengin Kılınç/İstanbul
İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunan 750 öğrencinin kaldığı Çemberlitaş Kız Öğrenci Yurdu’nda yaşanan sorunlarla gündeme gelmişti. Yurtta yaşanan sorunlara her geçen gün yenileri ekleniyor. Eskinden yurtta yemekhane aşçısı olarak çalışan ve isminin açık bir şekilde yayınlanmasını istemeyen E. yaşanan sorunları ve nedenlerini anlattı. Personel eksikliğinden dolayı yemekhanede hijyenin olmadığını belirten E. varolan personellerin de yemek ve gıda güvenliği hakkında bilgilerinin olmadığını, işe alımda bunun önemsenmediğini ifade etti. Yemeklerden sonra bulaşıkların temiz yıkanmadığını ifade eden E. aşçıların bir an önce işini yapıp gitme düşüncesi içerisinde olduğunu belirtti. Yemekte kullanılan sebzelerin de doğru düzgün yıkanmadığını bu nedenle problemlerin çıktığını dile getiren E. “Normalde suda bekletilmesi gereken ürünler veya sirkeli sudan geçirilmesi gereken ürünler yıkanmıyor. Çoğu ürünün yıkanmadan doğrandığını da gördüm dedi.
Kafamızın üzerinden fareler geziyordu
Yurdun birçok noktasında görülen farelerin ilk olarak 2021 Ekim ayında yemekhanede görülmeye başlandığına vurgu yapan E. yönetimin metruk binadan geldiler sözlerinin gerçeği yansıtmadığının altını çizdi. Farelerin yemekhanede üstlerine atlamaya çalıştığını belirten E. “Ben sebze doğrarken kafamın üstünde ki kablonun üzerinde geziyorlardı, kaçmıyorlardı. Yemek yapmam, bulaşık yıkamam gerekiyordu ama doğal olarak hiçbir şekilde adapte olamıyordum. İlaçlama yapıldı ama yetersiz yapıldı. İlaçlama yapıldıktan iki gün sonra fareler tekrar görüldü. Bir çözüm üretilmesi gerekiliyordu ama hiçbir şekilde bir çözüm üretilmedi. Öğrencilerin de bizlerin de sağlığı tehdit altındaydı. Ben orada yemekleri kendim yapmama rağmen hiçbir şey yemiyordum. En son artık kuralsızlığa, hijyensizliğe ve çalışan azlığına dayanamayıp ayrıldım diye konuştu. E. toplu alanlarda geçerli olan gıda güvenliğinin de hiçe sayıldığının altını çizdi.
Kalan yemekler işlenip veriliyor
E. yemekhanede bayat yemeklerin öğrencilere servis edildiğini belirterek, bir gün öncesinin çorbasının içine su katılarak tekrar verildiğini, kalan yemeklerin öğrencilere tekrar satıldığını söyledi. E. devletin denetim için geleceği zamanlarda da yemekhanenin denetime uygun hale getirildiğini söyledi. E. yurt müdüresinin yemekhaneyi düzenli olarak denetlediğini ancak onun denetlemek için geldiği günlerde de her şeyin normal göründüğünü belirterek, Yani burada sorumluluk tamamen kantine ve yemekhaneye ait. Yemekhanede ki işe alımı yemekhane sorumlusu yapıyor. Bütün evraklar işe alımda yurt idaresine veriliyor dedi.
Yemeklerden kıl-tüy çıkıyor
Aşçıların yemek yaparken bone ve kolluk takmadığını bu nedenle yemeklerin içinde kıl ve tüy çıktığını ifade eden E. “Şahit olduklarım karşısında çok üzülüyordum ve gerçekten vicdan azabı çekiyordum. Gece yastığa başımı rahat bir şekilde koyamıyordum. Benim yaptığım kuru fasülye sırf satılmıyor diye yıkanıp piyaz yapılıyordu. Bir gün öncesinden kalan et yemeğini başka bir şeyde kullanmak istiyorlardı. Ben orada ısrarla ‘Bu yaptığınız şey bir öğrenciyi yatağından kalkamaz hale getirebilir, zehirleyebilir öldürebilir’ diyordum. Daha önce ısıtılmış bir eti tekrar tekrar işlemden geçirip servis edemezsiniz diye vurguladı.
12 saat aralıksız çalışma
İşe alımlarda işçilere “iş sözleşmesi dayatıldığını dile getiren E. sözleşmede yurtta yaşanılan hiçbir durumun dışarıya aktarılamayacağı maddesinin yer aldığına vurgu yaptı. Mesai saatlerinin de yoğun ve yorucu olduğunu belirten E. Mutfak bölümünde 12 saat çalışılıyor ve hiçbir şekilde dinlenme şansınız olmuyor. Çünkü her işe koşturmak zorundasınız. İşlerini ne zaman bitirirsen o zaman çıkabiliyordun dedi. Yaşananlardan kaynaklı istifa etmek istediğini ama istifa dilekçesinin kabul edilmediğinin altını çizen E. “Baskılar sonucu dilekçemi değiştirdim. Dilekçemde bana mobbing yapıldığını belirtmiştim. Dinlenme saatim yoktu, eleman eksikliği vardı. 1600’da işim bitince çıkmak istediğimde bir sorun oluyordu. Çünkü başka işler yapmam bekleniyordu ifadelerini kullandı.
Kantindeki sorunlar
Yurdun kantin bölümünün de yemekhaneden farksız olmadığını ifade eden E. öğrencilere müşteri gözüyle bakıldığını söyledi. Kantin bölümünde yapılan tostun tostla hiçbir şekilde alakasının olmadığını dile getiren E. “İçerisine ürün yok denecek kadar az konuluyordu. Herkes kendi karnını düşünüyordu dedi. Kantinde satılan ürünlere zam gelmeden önce ürünlerin stoklandığını söyleyen E. Çünkü zam gelecekmiş, kantin yönetimi kendi kârını da düşünmek zorundaymış. Ürünler depoda, dolapta ve kantin bölümünde saklanıyor çocuklara verilmiyordu şeklinde konuştu.
Salgın yemekhaneden çoğaldı iddiası
E., koronavirüs salgınında da hijyene hiç dikkat edilmediğini söyleyerek şunları söyledi:
“Bir öğrenci kantinin bulaşıkhane kısmında çalışan bir kadın bulaşıkçının, öğrencilerin tabağında kalan yemekleri tekrar benmariye boşalttığını çalışan iki elemanın da bunun üzerine kavga ettiğini söyledi. Hatta bu iddianın tartışıldığı o hafta yurtta kovid vakası artmıştı. Bu bir iddia değil.”
Ayrıca E., zam gelmeden önce ürünlerin stoklandığını söyleyen E, “Çünkü zam gelecekmiş, kantin yönetimi kendi kârını da düşünmek zorundaymış. Yukarıda kantin de dolapta saklanıyor ürünler ve çocuklara verilmiyordu. Bu öğrenciler size ulaşıp ne anlatırlarsa inanın çünkü yaşanan her şey abartısız doğrudur” dedi.
‘Vicdanım rahat değil’
Tüm bunlara karşı vicdanının rahat olmadığını söylen E., “Ben bunu yaparken ağladım benim de çocuğum var ben çocuğuma yedirmem onu. Benim çocuğum böyle bir yerde kalsaydı mahkemeye giderdim. Herkesi ayağa kaldırırdım. Kimse benim çocuğumun sağlığıyla oynayamaz yurdun önüne bir kilim atardım otururdum orada şartlar düzelene kadar. Gençlerimize sahip çıkılmasını istiyorum bu yemek yapılan bölümlerin ciddi anlamda denetlenmesi gerekiliyor. Çalışanların belgeleri kontrol edilsin sağlık bu çocuklarımıza sahip çıkılsın başka bir şey istemiyorum” ifadelerini kullandı.
Yönetim ‘bilgi veremeyiz’ dedi
Konuya ilişkin ulaştığımız yurt görevlisi, konuya ilişkin bilgi verme zorunluluklarının olmadığı belirtti. Yetkili bir kişiyle görüşme talebimizin üzerine görevli, Çemberlitaş kız öğrenci yurdu müdür yardımcısına bağladı. Konuştuğumuz müdür yardımcısı ise müdüre hanımın yurtta olmadığını ve konuya dair bilgi veremeyeceğini söyledi.