Hayat pahalılığı nedeniyle okuyabilmek için çalışmak zorunda kaldıklarını söyleyen Çukurova Üniversitesi öğrencileri, bu durumu, ‘part time öğrencilik’ olarak değerlendirirken, ‘Sömürülmediğimiz sistemde yaşamak istiyoruz’ dedi
Çukurova Üniversitesi öğrencileri, ülkedeki ekonomik krizin öğrencilere yansımalarını Mezopotamya Ajansı’ndan Hamdullah Yağız Kesen’e anlattı. Ev kiralarındaki artış, devlet yurtlarının yetersiz kapasi ve özel yurtlardaki yüksek fiyatlar nedeniye barınma sorunu yaşayan öğrenciler, yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte bu soruna birçok sorunun daha eklendiğini dile getirdi. Öğrenciler geçinebilmek için birçok farklı iş kollarında çalışmak zorunda kalıyor.
‘Kümes kadar’ evlere fahiş kiralar ödeniyor
Birçok öğrencinin hayatta kalabilmek için hem okuyup hem de çalışmak zorunda kaldığını ifade eden Çukurova Üniversitesi öğrencisi Zehra Aydın, öğrenci evlerinde kalan öğrencilerin koşullarına değindi. Öğrencilerin “kümes kadar” evlere fahiş fiyatlar ödemek zorunda kaldıklarını belirten Aydın, “Bugün bir öğrenci eğer ailesi ile birlikte yaşamıyorsa, hayatını idame etmesi mümkün değil” dedi.
‘Sömürülmediğimiz sistemde yaşamak istiyoruz’
Öğrencilere reva görülen bu sisteme karşı direndiklerini ifade eden Aydın, “Kimi zaman sonuç alamıyoruz belki ama biliyoruz ki biz sisteme direnmedikçe, bugünler iyi günlerimiz olarak tarihe geçecek” şeklinde konuştu. Aydın son olarak öğrencilerin ortak taleplerini şu sözlerle ifade etti: “Ulaşım ve yemekhane ücretleri düşürülmeli, hatta ücretsiz olmalı. KYK kredi ve burslara zam yapılmalı. Faizler kalksa da kesinlikle geri ödemeler de kaldırılmalı. Sömürülmediğimiz, bir sistemde yaşamak istiyoruz. Gençlerin yaşadıkları sorunlara sebep olan sistemler de kaldırılmalı.”
İş ve okul bir arada
Öğrencilerden Sidar Üngör de okuyabilmek ve aynı zamanda barınabilmek için part time (yarı zamanlı) işlerde çalışıyor. Üngör, “Geçinebilmek için çoğu zaman derse gitmek yerine işe gittiğim oluyor. Bazen ikisine de gidemiyorum. Okula gidebilmek için yol paramın olmadığı zamanlarda yürüyerek gidiyorum. Yürüyerek yetişemediğim zamanlarda da derse veya işe gidemiyorum” diyerek ekonomik sorunlar karşısında okuyamadığını belirtti. Her geçen gün hayat pahalılığının giderek arttığına dikkat çeken Üngör, “Okuyamıyorum, geçinemiyorum, barınamıyorum, nitelikli beslenemiyorum” sözleriyle durumunu özetledi.
Okulda yemekler kalitesiz
Üniversite yemekhanesinden kalitesiz, kimi zaman içinde kurt, kıl vb. şeylerin olduğu yemekler çıktığını, ucuz olduğu için bu yemeklere mecbur kaldıklarını ifade eden Üngör, 5 öğrenci ile birlikte 5 bin kira ödedikleri bir evde kaldıklarını anlattı. Üngör, “Bu şartlar altında tek başıma yaşama şansım yok, o yüzden ailem bana destek oluyor, ben de günlük işlere giderek çalışıyorum” dedi.
‘En uygun öğrenci evi aylık 5 bin TL’
Okumak için çalışmak zorunda kalan öğrencilerden biri de Umut Özşimşek, burs aldığını ancak bu bursun kendisine yetmediğini aynı zamanda ailesinin de aylık bir miktar para gönderdiğini anlattı. Part time işlerde çalıştığını söyleyen Özşimşek, en uygun öğrenci evinin aylık kirasının 5 bin TL olduğunu belirtti. Özşimşek; elektrik, su ve internet bedelinin en az aylık 600 TL olarak faturalara yansıdığını ve barınma, beslenme ve ulaşım konusunda ciddi sorunlar yaşadığını dile getirdi.
Tek sosyal aktivite parkta oturmak
Öğrencilerden Rojin Yumuşak da Alevi, Kürt ve kadın kimliğinden ötürü baskı gördüğünü ve bu yaklaşımın barınma sorununa da neden olduğunu aktardı.
Okumak için çalışmak zorunda kaldığını söyleyen Yumuşak, “Geçen yıl aylık 3 bin TL’ye çok kötü bir evi kiraladık. Hayatta kalmaya çalışıyoruz, sosyal aktivitelere asla zaman ayıramıyoruz. Her şey zaten ücretli. En fazla bir parkta oturabiliyoruz. Ya işe gidiyoruz ya da ders çalışmak zorunda kalıyoruz. Eğitim benim temel hakkım. Nitelikli yemek istiyoruz. Barınabilmek istiyoruz. Kadın öğrenciler için hijyenik pedlerin ücretsiz dağıtılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
HABER MERKEZİ