Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri, eğitim gördükleri binanın kendilerinden habersiz değiştirilmesine karşı bir süre önce yaptıkları oturma eylemini farklı etkinliklerle sürdüreceklerini belirtti
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri, eğitim gördükleri binanın kendilerinden habersiz değiştirilmesine karşı 31 Ekim’de başlattıkları ve iki hafta sürdürdükleri oturma eylemlerini farklı etkinliklerle sürdüreceklerini dile getirdi. Oturma eylemlerini sonlandırmanın etkinliklerini bitirme anlamına gelmediğini ifade eden öğrenciler, bu süre içerisinde dayanışmada bulunan sivil toplum ve demokratik kitlerine teşekkür etti.
Eylem süresince Rektör Prof. Dr. Mehmet Karakoç ile 3 görüşme yaptıklarını, son toplantıda kararlarını gözden geçireceklerini söylemesine rağmen uygulamadığını aktaran öğrenci Rohat Çapkın, kullandıkları demokratik haklarına karşı alınan olağanüstü güvenlik önlemlerin öğrencilere gözdağı amacı taşıdığını ifade etti.
Direnişi sürdüreceğiz
Sürecin alelacele yürütüldüğünü dile getiren öğrenci Kaan İnceler, “Öğrencilerin vakit geçirebileceği bir kantin dahi yoktu. Protestoların başlaması ile birlikte üniversite yönetimi yeni fakülte binasının tadilat ve peyzaj işlemini hızlandırdı ayrıca kantini tamamen bitirdi. Eylemin en önemli sonucu özelde hukuk fakültesi genelde Dicle Üniversitesinde yönetiminin dayatmacı kararlarını sorgulayan bunları tartışabilen ve öznesi olan öğrencilerde kolektif bir kültür inşa edildi. İnşa edilen bu kültür salt olarak hukuk fakültesinin taşımasını değil aynı zamanda bir bütünden akademiye egemen olan tekçi, ırkçı, cinsiyetçi, homofobik ve rantçı zihniyete nasıl itiraz edilebileceğini tartışan ve bu sorunlara çözüm önerileri arayan tartışmalar yürüttü, yürütmeye de devam etmekte. İki hafta süren oturma eyleminden sonra yapılan forumlarda alınan kararlar doğrultusunda direnişimizi boyutlandırarak sürdürme kararı aldık. Sadece oturma eyleminin bitmiş olması direnişimizin bittiğini göstermemektedir” diye konuştu.
Hukuksuzlukların karşısında olacağız
Öğrencilerden Gülbahar Ateş, “Bizler yaptığımız son eylemde fakültenin önündeki oturma eylemini bitirdik. Fakat bu karar sanki her şey bitti gibi algılandı. Derdimizin yalnızca bir bina olduğu görüntüsü verdi. Her şeye rağmen büyük kazanımlarımızın olduğunun farkındayız. Neticede bugün antidemokratik yönetime karşı bir arada durabilen bir kitle oluştu. Bu süreçle beraber oluşan bu kitlenin örgütlülük içerisinde olmasının ne kadar elzem olduğunu gördük. Bundan dolayıdır ki bugün arkadaşlarımız arasında hakkımız olan örgütlenme metotları üzerine tartışmalar yürütülmektedir. Şunu da kabul etmek gerekir, evet, hukuk fakültesi binası rektörlüğün aldığı antidemokratik ve bilimdışı bir kararla taşıtılmıştır. Bundan sonra alınacak her antidemokratik ve hukuksuz kararların karşısında ve peşinde olacağız. Hukuk fakültesi öğrencileri tüm Dicle üniversitesi öğrencileriyle dayanışma içinde ve yan yana durmaya devam edecektir” diye belirtti.
İzolasyon girişimi
Rıdvan Toktaş ise, şunları söyledi: “Yeni binanın maddi yetersizliklerinden ziyade fakültenin asıl özneleri tarafından yaratılan 40 yıllık ekole sahip çıkmak için bir araya gelip bir duruş sergiledik. 40 yıl boyunca bu kültüre sahip çıkan ve mekânın hafızasını muhafaza edip buradan mezun olan insanlar, bölgedeki hak ihlallerinin, faili meçhullerin peşine düştüler. Bu bahçede oturdular, bu sıraları paylaştılar. Şimdi bu mekanın dışına, hafızasız bir fakülteye gönderiliyoruz. Biz hukuk fakültesi öğrencileri olarak, yeni binayı yaratılan hafızanın hiçleştirilmesi ve öğrenci birliğine yönelik izolasyon girişimi olarak değerlendiriyoruz.”
AMED-MA