Kürt siyasetçiler, Erdoğan’ın İmralı’ya ilişkin tekrar ettiği sözlerine yanıt verdi
Önceki gün NTV yayında bazı gazetecilerin sorularını yanıtlayan AKP’li Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile ilgili iddialarını tekrarladı. Erdoğan: “Edirne’deki en büyük hesabı İmralı’dakine verecek” sözlerinin hatırlatılması üzerine, “Öcalan’ın Demirtaş’ın oradan vermiş olduğu mesajlardan rahatsız olduğu ortada bir gerçek” dedi. Erdoğan, “Öcalan, Demirtaş’ın açıklamalarından rahatsız’ demiştiniz böyle bir bilgi mi var?” sorusuna “Var ki söylüyorum” yanıtını verdi. Erdoğan’ın Öcalan ile ilgili söylemlerini sürdürmesi üzerine değerlendirmelerini sorduğumuz Kürt siyasetçiler, Kürt halkının Öcalan’ın fikirlerini direkt kendi ağzından duymak istediğini belirterek, bununu koşullarının yaratılmasını gerektiğini belirtiler. Halkların Demokratik Kongresi Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, gazetemize konuyu değerlendirdi
Psikolojik savaş
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, Erdoğan’ın sözlerini “kendi iktidarı ayakta tutmak için giriştiği ayak oyunları” olarak değerlendirdi. Çiçek, şunları söyledi: “Erdoğan’ın sözleri ‘Osmanlı’da oyun bitmez’ cümlesinin güncellenmiş hali. Kendi iktidarını ayakta tutmak için her türlü ayak oyunlarına başvuran bir akıl var karşımızda. Bu sözleriyle iki şeyi amaçlıyor: Birincisi Kürt halkının kafasını bu tür psikolojik savaş söylemleriyle karıştırmak. Erdoğan’ın Kürt halkının politik ferasetinden, bilincinden fazlasıyla rahatsız olduğunu ve bundan korktuğunu biliyoruz. İktidarı önündeki en büyük engellerden biri olarak bunu görüyor ve Kürt halkının önümüzdeki süreçte son yıllarda Erdoğan’ın tahtını sarsan iradesini, bütünlüğünü parçalamaya çalışıyor.”
Millet İttifakı’nın sınavı
Çiçek, Erdoğan’ın bu söylem ile Millet İttifakı’nı hizaya getirmek istediğini de belirterek şunları söyledi: “İkincisi ise Millet İttifakı’nı bu tür söylemlerle milliyetçilik sopasıyla hizaya getirmek ve toplumsal zeminini eritmek. Bu da Millet İttifakı’nın vereceği sınav. Gerçekten bu ülkede demokratik bir dönüşümü savunan her çevre Öcalan üzerinden yürütülen tecrit, işkence ve özel savaş yönelimlerine dur demek zorunda. Öcalan iktidarı ve muhalefetiyle siyasal hedeflerin aracısı kılınmaya çalışılıyor. Bu durumun kendisi bile ne ahlaki ne insanidir. Tecrit politikaları kaldırılmadan, tasfiye edilmeden bu durumun önüne geçmek de mümkün değil. Tüm bu tartışmalardan kendisine AKP’nin karşısındayım, demokratım diyen herkesin yükleneceği ilk şey İmralı tecrit ve işkence sistemine son verin çağrısı ve mücadelesi olmalı.”
Erdoğan’ın kafası karışık
Erdoğan’ın sözlerini gazetemize değerlendiren Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Erdoğan’ın farklı bir şey söylemediğini belirterek sadece İmralı ile bir görüşme olduğunu teyit ettiğini söyledi. Aydeniz şunları belirtti: “Bu ülkenin Cumhurbaşkanı biliyor ki sorunun çözümü anahtarı, çözüm yeri İmralı’dır. Son sözleri kendisi de bunu itiraf etmiştir. Bir tarafta her gün derinleştirilen tecrit meselesi var, bir tarafta dört parçadaki Kürtlerle savaşılıyor, bir yanda da bu sözleri söylemek çelişkidir. Bu söylemlerle Türkiye’nin kimin yöneteceğini belirleme noktasına gelmiş olan Kürt halkının kafasını karıştırmak istiyor. Şunu çok net söylemek gerekiyor. Bu söylemler Kürt halkının kafasını karıştırmıyor. Kafası karışan iktidarın ta kendisidir.”
Çöküşün demleri
Aydeniz, Erdoğan’ın Öcalan ile bir görüşme olduğunu ima eden sözlerine değinerek şunları ekledi: “İmralı Cezaevi Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları içinde bir yer. Devletin görüşüyor olması çok normal. Önemli olan Sayın Öcalan’ın bu noktada ne düşündüğü, ne söylediğinin halkın bilmesidir. Önemli olan ne düşündüğünü onun ağzından duymaktır. Kürt halkı direkt Sayın Öcalan konuşmadıkça, direkt Sayın Öcalan bir söz söylemedikçe kimseye inanmayacaktır. Bu daha önce defalarca deneyimlendi, biliyoruz. Erdoğan da söyledi ‘Öcalan’ın kendisi biliyor, kendisi söylesin’. En doğru şey Sayın Öcalan’ın özgür koşullarda kendi düşüncelerinin ifade etmesinin koşullarını oluşturmak gerekir. Ama biz biliyoruz ki bu iktidarın bunu yapacak kapasitesi ve gücü yok. Çünkü bu iktidar MHP’leşmiş bir iktidardır. Ve çöküşün son demlerini yaşıyor. Kafa karışıklıkları yaratarak ayakta kalmaya çalışıyor. Ama çok net söyleyelim. Kürt halkında bir kafa karışıklığı yok. Kürt halkı Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürdistan’ın özgürleşmesi için şimdiye kadar nasıl bir mücadele verdiyse bundan sonra da mücadele edecektir. Sayın Öcalan da Kürt halkının kırmızı çizgisidir. Bu konudaki değerlendirmeleri böyledir.”
‘İktidar acizlik içinde’
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise her gün derinleştirilen bir tecrit söz konusuyken böyle söylemlerin samimiyetine inanmanın mümkün olmadığını belirterek, Erdoğan’ın tutumunu şöyle değerlendirdi: “Bir yanda tecrit derinleştirilirken bir yanda da bu tür söylemlerde bulunmak ne kadar acz içinde bulunduklarını gösteriyor. Ne kadar sıkıntıda olduklarını gösteriyor. Bu tür söylemlerle Kürt halkının kafasını karıştırmaya çalışıyorlar. Bugün Öcalan, susturuluyorsa, tecrit uygulanıyorsa bu barış konusundaki ısrarından kaynaklanıyor. Ancak bizim HDP olarak talebimiz nettir. Tecridi kaldırın, Kürt halkı Öcalan’ın sözlerinden başkasına kulak vermez. Önemli olan Sayın Öcalan’ın konuşmasıdır. Onun dışarı ile iletişiminin sağlanmasıdır. Kendi düşüncelerini kendisinden duymak isteriz. Herkes bunu talep ediyor. Ve üstelik bu temel bir haktır.” HABER MERKEZİ