PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 73’üncü yaş günü dolayısıyla anılarını paylaşan kardeşi Mehmet Öcalan, ağabeyinin sürekli bir arayış içinde olduğunu söyledi
PKK Lideri Abdullah Öcalan 23 yıldır ağırlaştırılmış tecrit altında tutulduğu İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 73 yaşına girecek. 2004 yılından bu yana her yıl doğduğu Urfa’nın Halfeti ilçesi Amara (Ömerli) Mahallesi’nde kitlesel olarak kutlanan Öcalan’ın doğum günü olan 4 Nisan, bu yıl da kitlesel kutlanacak. 4 Nisan kutlaması öncesi Öcalan’ın Amara’da yaşayan kardeşi Mehmet Öcalan, aynı evde büyüdükleri, tarlada birlikte çalıştıkları, tüm baskı, tehdit ve saldırılara rağmen izinden ayrılmadığı ağabeyini Mezopotamya Ajansı’ndan Emrullah Acar’a anlattı.
‘Hayatımda önemli etkiler yarattı’
Ağabeyini anlatmaya, “İyi ki ağabeyim, iyi ki onunla büyüdüm” diyerek başlayan Mehmet Öcalan, ağabeyinin hayatında önemli etkiler yarattığını kaydetti. Çocukluk yaşlarında ağabeyinde bir farklılık sezdiğini dile getiren Öcalan, “Bir amacı, hedefi vardı ve ona ulaşmak için çabalıyordu. Ben ondan bir yaş küçüğüm, keşke daha fazla zaman birlikte geçirseydik. Ancak o hep dışarıda okul okuduğu için bu mümkün olmadı. Evde olduğu zamanlarda birlikte tarlada çalışırdık, boş zamanlarında hep kitap okurdu. Herkes ile arası çok iyiydi. Bütün arkadaşları onu severlerdi. Doğayı çok severdi ve hep doğa ile iç içe olmayı isterdi. Havalar ne kadar sıcak olursa olsun, köyün etrafında olan dağ, bayıra çıkar gezer, bizi de yanında götürürdü. Keklikleri çok severdi. Onları yakalar eve getirirdi” diye anlattı. Ağabeyinin çocukluk yıllarında kendi kararlarını kendisinin aldığını belirten Öcalan, “Çocukluk yaşlarından itibaren yaptığı her şeyi aileye danışarak yapmıyordu. Kendi kararını kendisi alıyordu. Annem ve babam özellikle onun için ‘bunlar kırmızı ateş (are sor) bir yerde durmazlar’ derlerdi. Annem kız kardeşlerim Gülsüme, Ayni, Havva ve Fatma’yı bizi kollasınlar, nerede olduğumuzu öğrenmek için peşimizden gönderirdi” diye konuştu.
‘İstesem en lüks şekilde yaşarım’
Ağabeyinin arkadaşları arasında çalışkan özelliği ile ön plana çıktığını belirten Mehmet Öcalan, “Bir arayıştaydı, bir şeyi arıyordu hep. Daha küçüktük; şunu fark ettim. Aslında kendini arıyordu. Amaçları ve hedefleri vardı. Daha ilk okulda bile arkadaşlarına ders verir, onlarla sohbetler ederdi” dedi. Ağabeyinin Ankara Siyasal Bilgiler Üniversitesi’nde okuduğu yıllarda, eve geldiği bir dönemde “arayışına” dair soru yönelttiğini belirten Mehmet Öcalan “‘Köylüler o okul okumaya gidiyor ama onun amacı başka’ diyorlar, ne diyorsun, diye sordum. Bana; ‘Ben istesem okuduğum okul ile diplomat olurum. İstesem bir ayağım burada bir ayağım Avrupa’da olur. En lüks şekilde yaşarım ama benim başka bir amacım var. Benim bir arayışım var’ dedi. O dönem bize bu arayışını anlatmadı, ne olduğunu söylemedi ama biz hal ve hareketlerinden az çok anlıyorduk ne yapmak istediğini” dedi.
İlk tutuklanma
PKK Lideri ile yol arkadaşlarının, 50 yıl önce 21 Mart 1973 tarihinde Ankara Çubuk Barajı’nda “kimsenin hatırlamadığı Newroz ateşini” yaktığını belirten Mehmet Öcalan, 2022 yılında yakılan Newroz ateşinin de aynı ateş olduğunu vurguladı. 1973 yılında kendisi de Ankara’da asker olduğunu belirten Öcalan, ağabeyinin ilk gözaltı ve tutuklamasına dair şu tanıklıklarını anlattı: “Serok bir gün beni ziyarete geldi. Bana ‘büyük bir ihtimal ile tutuklanacağım’ dedi. Okudukları siyasal fakültesinde arkadaşları ile o dönem Kızıldere’de katledilen Mahir Çayan ve arkadaşları için boykota gitmişler. Bu nedenle arandığını söyledi. Bir hafta sonra tutuklandığı haberini aldım. Mamak 2 No’lu Cezaevi’ne götürülmüştü. Bu ilk gözaltı ve tutuklamasıydı. Bana mektup gönderdi ve ziyaret edebileceğimi söyledi. Bende bunun üzerine gerekli hazırlıkları yaptım ve cezaevine gittim. Siyasi tutukluların olduğu koğuşa gittim, herkes kendi ziyaretçileri ile görüştü ama ben uzun uzun bekledim, beni çağırmadılar. Bir süre sonra yanıma iki asker geldi ve beni gözaltına aldılar. ‘Sen askersin nasıl bir siyasi tutuklu ile görüşürsün, yasaktır’ dediler. Orada beni askeri mahkemeye çıkardılar ve 10 gün disiplin cezası verdiler. Benim ağabeyim ama onu ziyaret edemedim. Bana daha sonra neden gelmediğim ile ilgili mektup attı. Bende yasak olduğunu belirttim. Benim mektubuma verdiği cevapta ‘Devlet yasalarına göre hareket etmiyor, senin beni ziyaret etme hakkın var’ diye belirti. Altı ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldı.”
’22 yıl görmedim’
Ağabeyinin en son babalarının vefat ettiği 17 Kasım 1975 tarihinden 2 ay sonra Amara’ya geldiğini belirten Mehmet Öcalan, gecikmenin nedeninin ise o dönem iletişim araçlarının yaygın olmamasından kaynaklı geç haber alması olduğunu söyledi. Amara’ya iki arkadaşı ile geldiğini ve 2-3 gün kaldığı bilgisini veren Mehmet Öcalan, PKK Liderinin o süre zarfında Ereh (Ortayol) köyünde öğrenciler ile 3 saat süren bir toplantı yaptığını aktardı. Toplantıdan sonra ağabeyi hakkında yakalama kararı çıkartıldığını dile getiren Mehmet Öcalan, “Devlet artık siyaset yaptığını anlıyor ve yakalama kararı çıkarıyor. Bir yıl sonra O’nu Antep’te gördüm. Arsalar nedeniyle bir dava vardı, onun için Antep’e yanına gitmiştim. Birbirimizi gördük, dışarıda gezerken polisler ile karşılaştık. O an yolun öbür tarafına geçerek izini kaybettirdi ve o andan sonra 22 yıl görmedim” diye belirti.
İmralı’da görüşme
Son görüşmesi ardından PKK’nin kuruluşu ile birlikte ağabeyinden radyoda çıkan haberler ve devamında televizyondan haber aldıklarını belirten Mehmet Öcalan, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası komplo ile 1999 yılında Türkiye’ye teslim edilmesine dair şunları söyledi: “1999 yılında ben Adana’da yaşıyordum, sürgün edilmiştim. BBC radyosunda tutuklandığı haberini aldım. Çok zor bir süreçti. 22 yıl aradan sonra İmralı’da görüştük. Tutukluluktan 2 ay sonra avukatlar ile gittik yanına. Beni ilk gördüğünde ‘değişmemişsin’ dedi. Ondan sonra birçok kez görüştük. En çok görüşmeye giden kişi benim.”
‘Tepki gösterilmeli’
Ağabeyi ile 25 Mart 2021 tarihinde “kesintili” gerçekleştirdiği telefon görüşmesinden sonra bir yıldan fazladır haber alamadıklarını belirten Öcalan, devamında şunları söyledi: “Sayın Öcalan’a yaklaşım Kürt sorununa yaklaşımdır. Kürt sorunu çözülmeden ne Türkiye’ye demokrasi gelir ne de sorunlar son bulur. İnsanım diyen herkesin İmralı’da ayaklar altına alınan hukuk karşısında tepki göstermesi lazım. Bütün hukuk örgütleri, buna karşı sesini yükseltmeli. Biz bu yaşananları kabul etmiyoruz. Kürtler demokratik haklarını kullanarak tecride karşı alanlarda tepkilerini göstermeli. Newroz’da açığa çıkan sahiplenme bundan sonrada büyüyerek devam etmeli.”