İmralı’da yapılan görüşmelerde Paris’te 3 kadın devrimcinin katledilmesine dikkat çeken Abdullah Öcalan, ‘Benim için bir savaş gerekçesiydi. Sakine suikastı Birinci Dünya Savaşı’nda Avusturya Veliahdına yapılan suikasttan dahi daha ağırdır bizim için’ demişti
9 Ocak 2013 tarihinde PKK’nin kurucularından Sakine Cansız (Sara), Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Paris Temsilcisi Fidan Doğan (Rojbîn) ve Kürt Gençlik Hareketi üyesi Leyla Şaylemez (Ronahi) Paris’te merkezi tren istasyonu Gare du Nord yakınındaki Kürdistan Enformasyon Bürosu’na yapılan saldırıda katledildi. Katliamı yapan Ömer Güney’in MİT ile ilişkilerinin yanı sıra birçok kez Türkiye’ye giriş çıkış yaptığı ortaya çıktı. Ancak buna rağmen açılan dosyaya kimse dahil edilmedi. Ardından dava dosyası Ömer Güney’in cezaevinde şüpheli bir şekilde ölmesi üzerine düştü.
PKK Lideri Abdullah Öcalan ile 3 Ocak 2013 tarihinde İmralı Adası’nda Kürt siyasetçiler Ayla Akat Ata ve Ahmet Türk’ün görüşme gerçekleştirmesinin hemen ardından 3 devrimci kadının katledilmesi, Kürt sorununun çözülmesini istememe şeklinde değerlendirilirken, konuya ilişkin Abdullah Öcalan önemli değerlendirmeler yaptı. Abdullah Öcalan’ın yaptığı değerlendirmeler bugün de güncelliğini korumaya devam ediyor.
‘Barışı temsil ediyordu’
23 Şubat 2013 tarihinde Abdullah Öcalan yaptığı görüşmede, “Yeni Gladio’ya” dikkat çekerek “Sakine olayı bende büyük bir tereddüt uyandırdı. Sakine Avrupa’da barışı temsil ediyordu. Katliam hala aydınlatılamadı. Ha bizi ha Sakine’yi vurmuşlar. Çok karanlık bir olay. Darbe hâlâ devam ediyor” değerlendirmesi yaptı.
‘Devlete güvenmeyin’
Abdullah Öcalan, aynı görüşmede Kürt siyasetçilere yönelik daha önce yapılan saldırıları da hatırlatarak, “Siz de muallaktasınız. Tıpkı Sakine gibi. Kendi öz savunmanızı hazırlamadığınız hiçbir yere bir daha gitmeyin. Size bir vurduklarında, on vuramayacaksanız gitmeyin. Devlete güvenmeyin. Biliyorsunuz, Ahmet Türk’ü iki kez vurdular; bir Samsun’da, bir İzmir’de. Sakine’ye yapılan hepimize yapılabilir. Tayyip’in hükümet mekaniği şu: Kürt hareketine vurduğu kadar kendisine izin veriliyor; vesayet kurumu, güç odakları tarafından kendisine alan açılıyor. Başbakan zekice bu mekaniği teşhis etmiş ve iyi kullanıyor. Komplonun bir parçası değil. Danışıklıdır, başbakan komplonun parçasıdır demiyorum. Ama bu yöntemi bir iktidar aracı alarak görüyor, PKK’ye vurarak yerini sağlamlaştırıyor” ifadelerini kullandı.
Mesaj ne?
İmralı’da devam eden görüşmeler sürecinde 11 Ocak 2013 tarihinde yaptığı değerlendirmede Kürt kadınların katledilmesiyle kendilerine mesaj verildiğine vurgu yapan Öcalan, “Mesaj şudur: PKK böyle halledilir! 9 Ocak darbesi süreci bitirme darbesidir. Madımak, Başbağlar ve benzeri katliamlar CIA’nin verdiği perspektifin sonucudur, iti ite kırdırtma politikasıdır” vurgusu yaptı.
‘Bir savaş gerekçesi’
Görüşmelerde Paris katliamına ilişkin sürekli vurgular yapan Abdullah Öcalan, 2015’te katliamın yıl dönümüne ilişkin de şunları dile getirdi: “Çok planlı yapıldı. Benim için bir savaş gerekçesiydi. Sakine suikastı Birinci Dünya Savaşı’nda Avusturya Veliahdına yapılan suikasttan dahi daha ağırdır bizim için. Benim dışımda hiç kimse o koşullarda o savaştan sıyrılamazdı. Ben bütün bunları gördüğüm için, ağır olmasına rağmen, burada yürüttüğüm çalışmayı devam ettirdim. Arkadaşlarımın ezik, ağır bakışları arasında, MİT ağır töhmet altındayken ben bu görüşmeleri yaptım. Bundan sonra da bu tarz yönelimler olabilir. Önemli olan çalışma yöntemini doğru koyup ciddi yaklaşmayı başarmaktır.”
ABD, Fransa, NATO biliyor
2013’te kardeşi Mehmet Öcalan’la yaptığı görüşmede ise Öcalan, Paris Katliamına ilişkin, “Gladio deniyor yani NATO, kısaca şunu söyleyeyim halkımız şunu bilsin; kim beni buraya getirdiyse, Paris katliamını da onlar yaptı… Bu projeyi, planı kim yaptı. Bir an önce ortaya çıkarılsın. Fransa biliyor, Avrupa, ABD, NATO bunu biliyor” diye konuştu.
Kaynak: Jinnews