2007’de yaptığı bir belirlemede ‘Hizbullah’ı bölgede güçlendirmeye çalışan AKP’nin Kürtleri tasfiye etmek için yeni yöntemler geliştirdiğini’ belirten PKK Lideri Abdullah Öcalan, ‘AKP Kürt Hamasını yaratmaya çalışıyor’ belirlemesinde bulunmuştu
Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimler, siyasi partilerin kurdukları ittifaklarla yeni bir dönemin perdelerini de araladı. Siyasetinin merkezine Kürt düşmanlığını alan AKP ile MHP, Hür Dava Partisi, Yeniden Refah Partisi, Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) yer aldığı Cumhur İttifakı, Kürt sorununda çözümsüzlük ve savaş siyasetini sürdüreceğinin mesajını hem ittifaklarla hem de seçim sürecinde meydanlarda yaptığı açıklamalarla verdi.
AKP’nin ittifaklarının şifrelerini ise İçişleri Bakanlığı koltuğuna geldiği 2016’dan bugüne Kürt düşmanlığı ile öne çıkan AKP İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu, 28 Mayıs ikinci tur seçimleri öncesi açıkladı.
Hür Dava Partisi ile ittifakın “devlet aklı” olduğunu belirten Soylu, “Biz HÜDA PAR’ı o tarafa bıraksaydık ne yapmış olacaktık” ifadeleriyle, bunun stratejik bir hamle olduğunu söyledi.
30 Ekim 2014 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında karar altına aldığı “Çöktürme Planı” ile 24 Temmuz 2015’te Kürtleri tasfiye planını devreye koyan AKP, istediği sonucu alamayınca yeni yöntemlere başvurdu. AKP, bunun işaretlerini seçim adı altında kurduğu ittifaklarla vermeye başladı. Nitekim Hür Dava Partisi’nin Cumhur İttifakı’nda yer almasıyla, 1990’lı yıllarda Kürt katliamlarıyla bilinen Hizbullah yeniden gündeme geldi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan, ağır tecrit koşullarında tutulduğu İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde avukatlarıyla daha önce yaptığı görüşmelerde, “AKP Kürt Haması yaratmaya çalışıyor” uyarısıyla, AKP’nin Kürtleri tasfiye planlarına işaret etmişti.
‘Yaşanan vahşeti unutmamak gerekiyor’
Siyasal İslam’ın Cumhuriyetin başından beri partilerle ilişkili olduğuna işaret eden Abdullah Öcalan, geçmişte Demokrat Parti, daha sonra Adalet Partisi ve Milli Selamet Partisi’nin, şimdi de bunun AKP ile devam ettiğini belirtti. Siyasal İslam’ın bir kanadının Suriye üzerinden Suudilere dayandığını ve ekonomik yardım aldığını kaydeden Abdullah Öcalan, binlerce Kürt’ü katleden Hizbullah’ın da bunlardan bağımsız olmadığının altını çizdi. Bu ilişkilerin halka iyi anlatılması gerektiğini vurgulayan PKK Lideri, 13 Eylül 2007 tarihli avukat görüşmesinde, “Yaşanan vahşeti unutmamak gerekiyor. Diyarbakır’da insanlara arkadan yaklaşıp baltayla ya da enselerine tek kurşun sıkarak binlerce gariban Kürt yurtseverini öldürmediler mi? Bıraksalar hepimizi vahşice katlederler. Önce Bahriye Üçok, Uğur Mumcu gibi sol Kemalistleri katlettiler. Daha sonra devlet –ki, devletin tümünü zan altında bırakmak istemem- bazı valiler ve garnizon komutanları eliyle özellikle 92’de Hizbul-kontra olarak Kürtlere karşı kullandılar. Örneğin Batman Valisinin yaptığı buydu. Diyarbakır Mahkemesi yıllar sonra verdiği kararda, bu yöntemin ne kadar hatalı olduğunu belirtiyordu. Mahkeme bile bunu kabul edilemez bulmuştu. Halkımız bu tehlikelere karşı uyanık olmalıdır” uyarısında bulundu.
‘Amaç tasfiyedir’
Hizbullah’ın tehlikeli olduğunu ve halkın buna karşı bilinçlendirilmesi gerektiğini belirten Abdullah Öcalan, 19 Eylül 2007 tarihli görüşmede, “Geçmişte Hizbul-kontra olarak üzerimize sürüldüler. Binlerce yurtseveri katlettiler. Devlet de bunlara göz yumdu. Artık bugün mahkemeler bile bu tutumun yanlış olduğunu söylüyorlar. Hizbullah’ı kullanmakla hata ettik diyorlar. Bugünkü bu ekibin Hizbul-kontradan hiçbir farkı yoktur; amaç tasfiyedir. AKP Kürt Hamasını yaratmaya çalışıyor. Hamas’ı çağırıp boşuna görüşmediler. Hamas nasıl FKÖ’yü (Filistin Kurtuluş Örgütü) tasfiye ettiyse, PKK’yi de FKÖ’nün akıbetine uğratmak istiyorlar” dedi.
‘Doğacak boşluğu Kürt Hamasıyla doldurmak istiyorlar’
Abdullah Öcalan, 26 Eylül 2007 tarihli görüşmede de, Kürt Haması uyarısında bulunarak, “On yıl önce hiç kimse FKÖ ile Hamas’ın ayrılıp birbiriyle çatışacaklarını tahmin edemiyordu. Hizbullah’ın 1990’lı yıllarda kurdurulup bölgede binlerce Kürt’ü katledeceğini hiç kimse tahmin edememişti. Ama şimdi FKÖ ve Hamas çatışıyor. Hizbullah da binlerce insanımızı katletti, sokak ortasında yurtseverleri satırla vurdular” hatırlatmasında bulundu.
PKK’nin tasfiyesiyle bölgede doğacak boşluğu Kürt Haması ile doldurulmak istendiğini kaydeden Abdullah Öcalan, 27 Aralık 2007 tarihli görüşmede de, bunun AKP eliyle yapılacağını ifade etti. PKK Lideri, bunun çözümsüzlük olduğunu vurgulayarak, “Ama bizim siyasetimiz çözümü sağlayacak en makul siyasettir” ifadelerinde bulundu.
‘Siyaset yapanlar bunu unutmamalı’
Abdullah Öcalan, 9 Ocak 2008 tarihli görüşmesinde, Hizbullah’ın önce İlim Cemiyeti altında örgütlendiğini, daha sonra ikiye ayrıldığını ifade ederek, “Önce on kişiydiler, sonra yüz kişi, binlerce kişi oldular ve Diyarbakırlıları satırlarla doğradılar. Şimdi sayıları daha çoktur ve daha tehlikelidirler. Velioğlu’nu, önce desteklediler, kullandılar, sonraki durumu da biliniyor. Bütün Diyarbakır güçlerini seferber ederek, iyi bir çalışma yapabilirler. Diyarbakır adına siyaset yapanlar bunu anlatmalı” şeklinde konuştu.
‘Halkımız örgütlenme geliştirmeli’
Hizbullah’ın bölgede yeniden hareketlendiğine dikkat çeken Abdullah Öcalan, 9 Eylül 2009 tarihli görüşmede şunları söyledi: “Bunlar yeniden harekete geçip, bölgede cinayetlere başlayabilirler. Biliyorsunuz bunlar daha önce ‘90’lı yıllarda Silvan’ı darmadağın ettiler. Bunlar faşisttirler, katiller. Öyle arkadan vururlar, haberiniz bile olmaz. Halkımız bunlara karşı uyanık olmalı, muazzam bir örgütlenme geliştirmelidir.”
‘Bütün bölgeyi kontrol altına alabilirler’
Bölgedeki kimi örgütlenmelerin Hizbullah’ın silahsız hali olduğuna işaret eden Abdullah Öcalan, 1 Kasım 2010 tarihli görüşmede, “Bu çok ciddidir, silahsız Hizbullah’ı oluşturuyorlar. Zamanla İslam dinini amaçları için kullanmaları çok tehlikeli bir karaktere bürünebilir. AKP’nin amacı kendi Hamas’ını yaratmaktır. Böyle bir durumda sizleri çiğ çiğ yutarlar. Sayın Başbakan da bu tehlikenin boyutunun, işin ciddiyetinin farkında olmayabilir ama bu Hamas tarzı örgütlenmeler bölgeyi ele geçirirse, kendisi de artık kontrol edemez ve bunlar sadece bizi tasfiye etmeye çalışmakla kalmazlar, bütün bölgeyi kontrolleri altına alabilirler. Filistin’de de böyle yaptılar, El Fetih’ten iktidarı nasıl aldılar? Bu Hamas zihniyetinin Filistin’de yaptıklarını görmediniz mi? İktidarı ele geçirme sürecinde insanları binaların tepelerinden aşağıya attılar. Aynı süreç bölgede de tekrarlanmak isteniyor. Bunların dinle bir alakası da yoktur. Böyle sahte İslam’la yapmaya çalışıyorlar” diye belirtti.
‘AKP’nin asıl amacı tasfiyedir’
Hizbullah’ın “derin” olarak tanımladığı organizasyonun küçük kısmı olduğunu belirten Abdullah Öcalan, arkasındaki derin güç ve planlara işaret etti. PKK Lideri, 2 Şubat 2011 tarihli görüşmede şu değerlendirmelerde bulundu: “AKP’nin asıl amacı tasfiyedir. Bu açık ve nettir. Bugüne kadar klasik yöntemlerle Kürtleri tasfiye edemediler, şimdi yeni yöntemler geliştiriyorlar. Bunlar yeni soykırım politikalarıdır. İşte ordunun bir kısmı savaşı istemiyor, savaştan bıkmış, ağır ve hantal bir duruma gelmiş, bunlarla istediği savaşı veremiyor, daha hareketli işte 50 bin kişilik kendisine bağlı özel ordu kuruyor, her birine bir buçuk iki milyar maaş da vereceklermiş. Yine 15 bin kişilik imam ordusunu da bölgeye gönderiyor ki bunlar da klasik anlamda imam değildir, özel görevlidir. Yeni karakollar da kuruluyormuş herhalde. İşte paralı ordu kurmadı mı, özel görevli imamlar atamadı mı, Hizbullah’ı tahliye ederek yedek güçler oluşturmuyor mu? Kürtlerin tasfiyesi çeşitli şekillerde yürütülüyor.”
PKK Lideri, 18 Şubat tarihli görüşmede AKP’nin kendi hegemonyasını kurmaya çalıştığını ifade ederek, buna karşı herkesin elinden geleni yapması gerektiğini söyledi.
Kaynak: MA