Şırnak’ın Silopi ilçesinde, 14 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağının 5. gününde kolluk kuvvetleri tarafından vurulduktan sonra cansız bedeni 7 gün boyunca sokak ortasında bekletilen 57 yaşındaki Taybet İnan (Taybet Ana) ve 53 yaşındaki kaynı Yusuf İnan’ın ölümü üzerinden 3 yıl geçti. Vuruldukları yerden alındıktan günler sonra sadece iki oğlu ve kardeşinin katılımıyla defnedilmesine izin verilen İnan ve kayının ölümüne ilişkin Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma dosyasında ise aradan geçen bunca zamana rağmen herhangi bir ilerleme kaydedilmedi. Bunun yanı sıra, vuruldukları ilk günden itibaren tüm kamuoyunun gündemine oturmasına rağmen İlçe Emniyet Müdürlüğü, savcılığa gönderdiği yazıda olaydan 6 gün sonra haberdar olduğunu savundu. Vücudunda 10 kurşun tespit edilen İnan ve kaynı için Adalet Bakanlığı’na yanıt veren savcılık da İnanların güvenlik güçleri tarafından vurulamayacağını ileri sürdü.
Kızını da kaybetti
Yakınlarının ölümüne ilişkin her geçen gün adalet umutları tükenen İnan ailesinin ise yıllardır yaşadığı tarifsiz acı halen ilk günkü tazeliğini koruyor. Eşi ve kardeşinin ölümünden bir süre sonra, Cizre’deki yasak sırasında mahsur kaldıkları evin bodrum katında birçok arkadaşıyla birlikte yakılan kızı Hezne’nin ölümüyle daha da sarsılan Halit İnan da bu acıyı en derinden hissedenlerden biri.
Kurtarmak isterken vuruldu
Gözleri önündeki eşinin cenazesinin günlerce yerden kaldırılmasını bekleyen Halit İnan, eşi daha hayattayken onunla konuşan son kişiydi aynı zamanda. Sokak ortasına attığı iple eşini kurtarmaya çalışırken elinden ve kolundan yaralanan İnan, yine saatlerce yaralı kardeşinin can çekişine şahitlik etti.
‘Keşke kalbime değseydi’
Eşi ve kardeşinin cenaze törenine bile katılamayan İnan, ölümlerinin 3. yıldönümüne ilişkin yaşadıklarını anlattı. “Ölünceye kadar unutmayacağım” diyerek konuşmaya başlayan İnan, eşinin sokak ortasında kaldığı sürece değindi. Eşi gibi kardeşi Yusuf’un da günlerce defnedilmediğini hatırlatan İnan, eşini kurtarmaya çalışırken yaralanan eli ve kolunun halen iyileşmediğine dikkat çekerek, “Keşke buraya gelen kurşun kalbime değseydi” diyor. Yitirdiği eşi, kardeşi ve kızı için bir taziye bile kuramadığını aktaran İnan, “Bundan daha kötü bir hayat olamaz” diyebiliyor en fazla. İnan, yaşadıkları ağır süreci kimsenin yaşamaması için her gün dua ettiğini belirtip, şöyle diyor: “Anne ile çocuklarının birbirinden ayrılmadığı bir dünya istiyoruz.”
ŞIRNAK