Sokağa çıkma yasağı sırasında mahsur kaldıkları Nusaybin’den çıktıktan sonra tutuklanan ve haklarında 76’şar kez ayrı ayrı “ağırlaştırılmış müebbet” istenen 17 çocuğun davasında savunma yapan avukatlar, delillerin tek taraflı toplanması ile gerçeğe ulaşılamayacağını vurguladı.
Mardin’in Nusaybin ilçesinde sokağa çıkma yasağının devam ettiği 26 Mayıs 2016 tarihinde mahsur kaldıkları binalardan tahliye edildikten sonra tutuklanan 17 çocuk hakkında açılan davanın 6’ncı duruşması Mardin 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Her biri hakkında 76’şar kez ayrı ayrı “ağırlaştırılmış müebbet” hapis cezası istenen 17 çocuktan Ş.A. duruşma salonunda hazır edildi. Çocuklar D.K., F.A., S.P. ve D.A. tutuklu bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi’nin (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Avukatların salonda hazır bulunduğu duruşmayı çocukların aileleri de takip etti. Duruşma yargılananların 18 yaşının altında olması nedeniyle kapalı yapıldı.
Yapılan kimlik tespitinin ardından duruşmaya geçildi. Geçilen duruşmada SEGBİS ile bağlanan çocuklar bizzat duruşma salonunda savunma yapmak istediklerini belirterek, SEGBİS’te savunma yapmayacaklarını belirtti.
Ardından ara mütalaasını sunan iddia makamı, çocukların üzerlerine atılı suçun mahiyeti, kuvvetli suç şüphesi ve adli tedbir kontrollerinin yetersiz kalacağı gerekçesi ile tutukluluk hallerinin devamı yönünde karar verilmesini istedi.
‘Tek taraflı delillerle gerçek ortaya çıkmaz’
Mütalaaya karşı savunma yapan Avukat Rengin Ergül, her defasında “kopyala yapıştır” şeklinde hazırlanan bir mütalaa ile karşı karşıya kaldıklarını belirterek, “Mevcut deliller arasında çocukların tutuklu yargılanmasını gerektirecek bir durum yoktur” dedi. Çocukların üzerinde tespit edilen antimon elementine dair rapor sunan Ergül, “Bu rapora göre bu element oradan geçen herkese bulaşabilir” dedi. Müvekkilinin hastaneye sevkinin yapılmadığından tedavisinin yapılamadığını kaydeden Ergül, yargılanan çocukların hangi olaylara karıştıklarına dair bir tespit yapılmadığını söyledi.
Avukat Gülbin Şahin ise, müvekkili ile birlikte diğer müvekkillerin zorlama yolu ile ifadelerinin alındığını dile getirerek, “Kanunlar eksik değil ancak uygulamada eksiklik var. Çocuğun eğitim hakkı, yaşam hakkı göz önünde bulundurulmalı. Ancak mahkeme tarafından tüm bu haklar bertaraf edilmektedir. Avukat Bünyamin Şeker ise, yargılamanın amacının maddi gerçeği ortaya çıkarmak olduğunu ifade ederek, “Tek taraflı deliller toplanarak maddi gerçek ortaya çıkarılmaz. İsnat edilen suçlamalara dair bir tespit yoktur. Fiil ve fail arasında bağlantı kurulmamıştır” diye konuştu.
Diğer avukatlar da benzer savunmalar yaparken, müvekkillerinin tutukluluk hallerinin sona erdirilmesini talep etti. Mahkeme çocukların tutukluluk halinin devamı yönünde karar verdi.
Yapılan yargılama sonucunda mahkeme bir sonraki duruşmada 11 çocuğun salonda, 6 çocuğun ise SEGBİS ile hazır edilmesine karar vererek, bir duruşmayı 18 Şubat’a erteledi.
Kaynak: MA