Türkiye’yi nükleer cehenneme dönüştürecek adımlar hızlanırken, nükleer sermaye İstanbul’da yapılacak Nükleer Santraller zirvesinde boy gösterecek. Zirveye katılacak olan G.Kore Sinop’a, Çin ise Trakya’ya çökme hazırlıkları yapıyor
Yusuf Gürsucu
Bu yıl 5’ncisi düzenlenen Nükleer Santraller Fuarı ile 9’uncusu düzenlenen Nükleer Santraller zirvesi 21-22 Haziran günlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek. Zirvede, nükleer enerji alanındaki gelişmeler ile küçük modüler reaktörlerle (SMR) ilgili oturumlar düzenlenecek. Dünyanın dört bir yanından binin üzerinde Nükleer sermayenin karar verici, akademisyen, ‘sivil toplum kuruluşu’, üretici, tedarikçileri nükleer enerjinin gündemini konuşacak. Nuclear Power Plants V. Expo & IX. Summit (NPPES) başlığı verilen etkinlikte Türkiye’deki nükleer enerji sektöründeki güncel gelişmeler ile Afrika ve Ortadoğu pazarlarında bekleyen fırsatlar, masada yer alacak temel gündem olacak.
Türkiyeli sanayici heyecanlı
Büyük bir pazar olduğu iddia edilen nükleer sanayinin özellikle boru, kablo, cıvata, çimento, kazan, madeni yağ gibi birçok alt bileşen için de iş fırsatı sağlayacağını belirten, Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç, bu açıdan Türk sanayicilerinin nükleer enerjide nitelikli ürünleriyle tedarikçi olabilecekleri iddiasında bulundu. Nükleer Sanayi Derneği (NSD) Başkanı Alikaan Çiftçi, “NPPES’te Türkiye, Ortadoğu ve Afrika’da SMR teknolojilerinin uygulanabilirliğini alanın uzman isimleriyle gündeme taşıyacağız. Türkiye’nin nükleer enerjideki atılım hamlesinde konvansiyonel santral projelerinin yanı sıra enerjide arz güvenliği açısından SMR’ler önemli rol oynayabilir” dedi.
Hedef Ortadoğu ve Afrika
İngiliz sanayi devi Rolls-Royce, küçük modüler reaktör (small modular reactors-SMRs) adı verilen yapıları inşa etmeye başlarken, İngiliz büyük sermayesi bu bağlamda başı çekiyor. Mevcut nükleer santrallerin ihtiyaç duyduğu alanın 1/10’una kurulabileceği belirtilen SMR’ler, nükleer sermayenin yatırım alanı bulamamasına yeni bir kapı aralamak amaçlanırken, Ankara Sanayi Odası’nda oluşturulan Nükleer Sanayi Kümelenmesi (NÜKSAK) ise sürece eklemlenmek istiyor. Yapılan zirvenin hedefi içindeki Türkiye, Ortadoğu ve Afrika’da olası SMR kurulumlarında rol almayı amaçlıyor. Türkiye’de elektrik üretiminde yaşanan aşırı arz fazlası nedeniyle, Türkiye’de SMR kurulumun sınırlı olacağı aşikâr. Ancak iktidarın Rusya ile yapılan anormal anlaşma NÜKSAK’ı umutlandırırken, İngilizlere takılıp dışarıda bu işlere eklemlenmek daha yakın geliyor. Diğer taraftan AKP’nin başımıza musallat ettiği Akkuyu NGS, birçok yönüyle geleceğimizi karartıyor.
Akkuyu’da maliyet çok ağır!
AKP iktidarının Rusya ile yaptığı anlaşmayla kurulumu süren Akkuyu Nükleer Santrali için Rusya devlet şirketi Rosatom’a 15 milyar dolara kurup, 15 yıl boyunca Akkuyu’nun üreteceği elektriği 12.35 sent/kWh üzerinden Türkiye’ye satacak olması büyük bir kâr elde edeceğini gösteriyor. Bu anlaşma ile Rusya’ya 15 yıl içinde 35 milyar doları aşan tutar ödenmek zorunda. Yani bugünkü kurla bu tutar 832 milyar 421 milyon lira. Bu koşullarda 30 yıl sonra eğer Türkiye halen yerinde duruyorsa, Nükleer santrali sökmek için 1 milyar dolar masraf yapılması gerekecek. Geri kalan ve binlerce yıl aktif olan radyoaktif atıklar ise Türkiye’ye miras kalacak.
Putin’e verilen imtiyazname
Rusya’ya yapılacak ödemenin faturasının ise halkın sırtına yıkılacağını belirtmek gerekiyor. Bu santralden dolayı Türkiye’de birçok enerji santralinin ise kapanması gerekecek ya da 4 yıldır uygulanan ‘kapasite mekanizması’ ile şirketlere aylık 300 milyonlara varan üretmedikleri elektriğin bedeli katlanarak büyüyecek. 104 bin MW üretim kapasitesi olan Türkiye’de 2023 yılının ilk 4 aylık sürecinde aylık tüketilen enerji miktarı 28 bin MW’a ulaşamadı. Bu şartlarda Akkuyu’nun büyük maliyetleri hızla bozulan ekonominin tamamen çökmesine ve halkın büyük bir yoksulluğa mahkûm olmasına yol açacak. Rusya’ya sağlanan (Putin’e demek daha doğru) bu imtiyazname yetmezmiş gibi Çin ve G. Kore’de İstanbul’daki zirveye katılarak Sinop ile Trakya’ya çökmeye geliyor.
G.Kore Sinop, Çin Trakya için geliyor
Sinop’ta Japonya ile bağlayan ve son zamanlarda Rusya ile süren nükleer santral macerası bu kez G. Kore ile sürme olasılığı ortaya çıktı. Türkiye’nin ikinci nükleer santrali olarak nitelenen Sinop için iktidarla görüşmeler yaptığı bildirilen Güney Koreliler NPPES zirvesine katılacak. Güney Koreli Korea Electric Power Corp. (KEPCO) Türkiye’de inşa edilme planı olan Sinop nükleer santrali için görüşmelere 2022 yılında başlamıştı. KEPCO Yönetim Kurulu Başkanı Cheong Seung-il, Enerji Bakanı Fatih Dönmez ile bir araya gelmiş ve dört reaktörün inşasına ilişkin öneri sunmuştu. NSD Başkanı Alikaan Çiftçi ise, “Bu yıl Kore Nükleer Derneği de Koreli nükleer tedarikçilerden oluşan geniş bir katılım olacak ve yeni yatırımlar konusunda yerli firmalarımızla görüşmeler gerçekleştirecekler” dedi.
Çin Trakya peşinde
Çin’in Devlet Enerji Yatırım Şirketi (SPIC), iktidarın Türkiye’de kurulma planları yaptığı üçüncü nükleer enerji santrali projesi için görüşmeler yapmak amacıyla Nükleer Santraller Fuarı ve Zirvesi’ne katılıyor. Çin’in Devlet Enerji Yatırım Şirketi (SPIC), tedarik zincirine Türk firmalarını katma rüşvetiyle İstanbul’da düzenlenecek NPPES’e katılırken, asıl geliş nedeni Trakya Nükleer Santrali kurulumu ve işletmesi için iktidarla ikli görüşmelerde bulunacak. SPIC, 46 ülkede faaliyet gösterirken, toplam çalışan sayısı yaklaşık 130 bin civarında olan dev bir sermaye şirketi.
Avrupa’ya elektrik satamama şoku
Türkiye’de enerji arz fazlasına yönelişte Avrupa ile yapılacak enerji faslı itici bir güçtü. AB katılım sürecinin dumura ermesiyle birlikte bu yol açılmayınca elektrik üretim sürecinde oluşturulan havuz şirketlerine desteği sürdürmenin yolu halkın yoksullaştırılması üzerinden yürütüldü. Avrupa elektrik iletim sistemi olan ENTSO-E üzerinden oluşturulan ağ tüm Avrupa elektrik üretimlerini ortak ağa bağlamakta. 2009 yılında kurulmuş olan ve 35 ülkeden 42 iletim sisteminin işleticisi olan ENTSO-E’ye Türkiye 2016 yılında gözlemci üye olarak katıldı.
Gözlemcilikte bitti
Türkiye ile Avrupa arasında enterkonnekte sistem ile elektrik iletim bağlantısı oluşturulmasına karşın bugüne kadar Türkiye, Avrupa’ya bu ağ üzerinden elektrik satabilmiş değil. Enterkonnekte sistem ile gerçekleşen kalıcı bağlantıyla, Türkiye elektrik piyasası Avrupa iç elektrik piyasası ile hukuki olarak bütünleşme yoluna girdiği TEİAL tarafından iddia edilmesine rağmen, Ocak 2019 tarihinde süresi dolan olan Gözlemci Üyelik statüsünü kaybetmiş durumda. TEİAŞ’ın, gözlemci üyeliğinin devamı için ENTSO-E ile başlattığı girişim ise geçen 4 yılda sonuçlanmış değil.
Filler tepişirken..!
Türkiye Avrupa’ya elektrik satmayı başaramazken, Rusya doğalgaz satmak için Trakya’ya çökme planları yapıyor. AKP’li Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “Türkiye’de büyük bir gaz ikmal merkezi kurabiliriz” sözlerini ve Putin’le Kazakistan’da yaptığı görüşmeyi basına değerlendirmişti. Türkiye ve Rusya’da ilgili kurumlara müşterek bir çalışma başlatmaları yolunda talimat verdiklerini açıklayan Erdoğan, “En uygun yer neresiyse bu dağıtım merkezini inşallah kurmuş olacağız. Böyle bir dağıtım merkezi için, bu iş için tabii ki Trakya en önemli yer olarak görülüyor” sözleri dikkat çekmişti. Rusya Devlet Başkanı Putin ise, “Gaz tedarikinde Türkiye en güvenli güzergâh haline geldi. Avrupa’dan çok daha güvenli bir güzergâh haline geldi. Türkiye’de büyük bir ikmal merkezi kurabiliriz” demişti.
Çin özellikle Trakya ile ilgili
Çin Komünist Partisi Genel Sekreteri ve Çin Halk Cumhuriyeti Başkanı olan Şi Cinping, 2013 yılında açıklanan ‘Tek Kuşak, Tek Yol’ projesini ortaya atmıştı. 2017 yılında ise 19. Komünist Parti Kongresi’ndeki konuşmasında bu projenin Çin için stratejik bir plan olacağını belirtmişti. Türkiye’de bu sözler ilgi çekerken, projeyi değerlendirmeye alındı. Bu projeyle Çin, Rusya ve Hindistan’ı alternatif yol güzergâhlarıyla çevreleyerek kendine yeni ticaret ve güvenlik alanları inşa etmeyi amaçlıyor. Trakya’da Nükleer Santral kurulumuna yönelik adımlar atması da bu bağlamda değerlendirilmesi gerekirken, Rusya ve Çin’in adımları ‘filler tepişir, çimenler ezilir’ sözüne denk düşüyor. Çin’e Trakya’da Nükleer santral kurma girişimi ile Rusya’nın Trakya’yı gaz merkezi yapma girişimleri Trakya coğrafyasının her yönüyle tamamen değişmesine ve yine her yönüyle (ekolojik, demografik vd.) büyük bir yıkım anlamına geleceğini belirtmemiz gerekiyor.