Nükleer sermaye 10. Kez Türkiye’de buluştu. İstanbul’da yapılan 10. Nükleer Zirve’de Türkiye’de Akkuyu’dan sonra inşa edilmek istenen 3 santral sermayenin ilgi odağı. Diğer yandan Türkiye sermayesinin hedefi ise küçük modüler santraller
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Ankara Sanayi Odası (ASO) ve Nükleer Sanayi Derneği (NSD) tarafından düzenlenen 10. Nükleer Santraller Fuarı ve Zirvesi NPPES (Nuclear Power Plants Expo & Summit) İstanbul’da gerçekleştirildi. Zirveye bin 600 nükleer enerji sektörü temsilcisi ile 252 şirket katıldı. Zirvede Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti, Güney Kore, Almanya, Fransa, İngiltere, Slovenya, İtalya, Bulgaristan, Romanya, Hindistan ve İsviçre’den nükleer sermaye temsilcileri yer alırken, 325 yeni iş birliği görüşmeleri yapıldı. Türkiye’deki nükleer enerjideki güncel gelişmeler ile Afrika ve Ortadoğu ‘fırsatlar’ olarak değerlendirilmekte. Öte yandan zirvede öne çıkan vurgu ise 4. nükleer santral projesinin kurulma hedefiydi.
Nükleerin en büyük buluşması!
Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç yaptığı konuşmada, “Fosil yakıtlarla karşılaştırıldığında çevreci kimliğinin yanı sıra oldukça ucuz olan nükleer enerji kullanımının artışı, enerji karmamızı çeşitlendirerek arz güvenliğimize de olumlu yansıyacak. Elektriği yoğun olarak kullanan biz sanayiciler, nükleer enerjinin ülkemizin sıfır karbon hedefine ulaşma ve yüksek katma değerli üretimin gelişmesindeki stratejik öneminin farkındayız. Nükleer Santraller Zirvesi bu açıdan sektörün vizyonunu ve yeniliklerle tanışmasını sağlayan önemli bir platform, Zirve dünyanın nükleer enerjideki en önemli buluşma noktalarından biri olmasıyla da uluslararası arenada dikkat çekiyor” diye konuştu.
Nükleer de hedef 20 bin MW
Nükleer Sanayi Derneği Başkanı Alikaan Çiftçi ise, “Bu yıl Zirve’de baz yük üreticisi nükleer santrallerin ülkemizin enerji politikasının tam merkezinde yer alıyor. Zirvede, 2050 yılına kadar Türkiye’nin nükleer kapasitesini 20 gigavatın üzerine çıkarma hedefi ile yeni konvansiyonel santral yatırımları ve küçük modüler reaktörlerin (Small modular reactors-SMR) oynayabilecekleri rol Zirve’de tartışıldı” dedi. Diğer yandan, Nükleer Sanayi Derneği, Şanghay İnşaat ve İmalat Endüstrisi Kuruluşu ve Güney Kore’nin Gyeongju Hwabaek Uluslararası Kongre Merkezi (HICO) ile 2 iyi niyet anlaşması imzaladı. İki gün boyunca NPPES’te yedi oturum ve 14 özel sunum gerçekleşti.
16 nükleer reaktör
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Yusuf Ceylan, NPPES’in açılışında şunları söyledi: “Ulusal Enerji Planımıza göre; nükleer enerjinin elektrik üretimindeki payını 2053 yılına kadar ise yüzde 30 seviyelerine çıkarmayı planlıyoruz. Bunun için en az 20 GW nükleer kapasiteye ihtiyacımız var. 2053 yılında bu hedefi gerçekleştirdiğimiz takdirde dünyanın önde gelen nükleer güç sahibi ülkelerinden biri olacağız. Bu kapasiteye ulaşmak için Akkuyu, Sinop ve Trakya dahil olmak üzere 3 farklı sahada toplam 12 ile 16 arası büyük ölçekli reaktör kurmayı hedefliyoruz.” Ceylan, “Bu santrallere yönelik şu anda Çin, Güney Kore, Rusya gibi teknoloji sahibi ülkelerin şirketleriyle müzakerelerimiz devam ediyor. Küçük modüler reaktörlerin de ülkemizde ticarileşmesinin önünü açacak, yerli sanayimizin sürece daha fazla dâhil olacağı yenilikçi iş modelleri için görüşmelerimiz devam ediyor” dedi.
SMR’ler 35 kat atık üretiyor
ABD ile Nükleer santral kurmak üzere iyi niyet beyanı imzalayan Türkiye’de ABD, İngiliz ve Fransız şirketleriyle SMR’lara yönelik çalışmalar yapılıyor. ABD’nin Sinop ve Trakya’ya yönelik ilgisi artarken 4. Nükleer santral kurulmasına yönelik iktidarın hedefi sürerken, ABD’nin bununla da ilgilendiği biliniyor. Diğer yandan Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA), geleneksel reaktörlere kıyasla, Küçük Modüler Reaktörlerin (SMR) büyük nükleer reaktörlere göre 35 kat daha fazla düşük-orta düzey radyoaktif atık ürettiği ve uzun inşaat süreleri ve yüksek maliyetleri nedeniyle faaliyete geçmeden kapandığını belirtiyor. Aynen büyük nükleer santrallerde olduğu gibi SMR projelerinin de güvenilir ve düşük maliyetli bir çözüm olmadığı kabul edilmekte.
BM, AB ve COP’lar nükleer peşinde
Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Konseyi’nin (UNECE) 2021 Eylül’ünde yayımladığı teknoloji özet raporunda, nükleer enerjinin Paris Anlaşması ve 2030 ‘Sürdürülebilir Kalkınma’ hedeflerinin gerekliliklerinin yerine getirilmesine yardımcı olabileceği iddia edildi. Rapor, nükleerin, küresel enerji sisteminin ve enerji yoğun endüstrilerin karbondan arındırılmasında diğer sürdürülebilir düşük karbonlu veya sıfır karbon teknolojilerinin kullanılmasının yanında daha geniş bir yelpazenin parçası olarak görülebileceğini belirtilirken, COP28’te nükleer sermaye kendine alan açarak birçok ülkenin ortak bildirge ile nükleer santral kurma girişimi başlatıldı.
AB ve Fransa
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Avrupa’da küçük modüler reaktörlerin (SMR) 2030 yılına kadar kurulmasını sağlamak için endüstriyel bir ittifak kurmaya karar verdiklerini açıklamıştı. AB Komisyonu Enerjiden Sorumlu Üyesi Kadri Simson, Avrupa’nın enerji alanında uzun süre çok yüksek düzeyde yatırım çekmesi gerektiğini belirterek, “2030 ile 2040 arasında enerji sektörüne yılda 670 milyar euro yatırım yapmaya hazır olmalıyız” sözleri dikkat çekiciydi. Avrupa Birliği’nin sermaye politikalarına yön veren Almanya ve Fransa arasında perde arkasında bir anlaşma yaptığını ortaya koyan politikalar gözlemleniyor. Almanya ‘yenilenebilir’ enerji politikalarında öne çıkarken, Fransa ise nükleer sermayeye yön veriyor. Tüm bu politikalar uygulamaya konulurken nükleer sermayenin hedefinin Ortadoğu ve Afrika olması dikkat çekiyor.
İngilizler SMR’lere odaklı
İngiliz sanayi devi Rolls-Royce, küçük modüler reaktör üretmeye başlarken, İngiliz büyük sermayesi bu bağlamda başı çekiyor. Mevcut nükleer santrallerin ihtiyaç duyduğu alanın 1/10’una kurulabileceği belirtilen SMR’ler, nükleer sermayenin yatırım alanı bulamamasına yeni bir kapı aralamak amacıyla ortaya atılan santral tipleri. Ankara Sanayi Odası’nda oluşturulan Nükleer Sanayi Kümelenmesi (NÜKSAK) bu sürece eklemlenmek adına zirveler düzenliyor. İstanbul’da yapılan zirvenin hedefi içindeki Türkiye, Ortadoğu ve Afrika’da olası SMR kurulumlarında rol almayı amaçlıyor. Türkiye’de elektrik üretiminde yaşanan aşırı arz fazlası nedeniyle, Türkiye’de SMR kurulumun sınırlı olacağı bilinmekte. Ancak iktidarın Rusya ile yaptığı anormal anlaşma NÜKSAK’ı umutlandırıyor.
4.cü Nükleer santral hedefinin Düzce Akçakoca sahilleri olma ihtimali yüksek.
Türkiye’de onuncusu düzenlenen Nükler zirvede, nükleer sermaye İstanbul’da buluştu.
Nükleer sermaye yeni atılımlarla büyümeye çalışırken, mini nükleer santraller (SMR) öne çıkıyor.SMR’ler bilinen nükleer santrallere nazaran 34 kat radyoaktif atık üretiyor.