Rusya ile Ukrayna arasında süren savaşta Avrupa’nın en büyük santraline yönelik saldırı sırasında yangın yaşanması nedeniyle nükleer santraller tartışmaya açıldı. Türkiye ise iktidar telaşla nükleer yasa peşine düştü
Ağır çatışmaların yaşandığı Ukrayna’daki Zaporizhzhia nükleer santralinin Rusya güçleri tarafından ele geçirilmesi saldırısında yangın çıkmış ve ardından yangının söndürüldüğü ve tesisin güvenli olduğu açıkladı. Ancak bu durum, nükleer enerjinin ölümcül radyasyonu serbest bırakabilecek saldırılara karşı savunmasızlığı konusunda küresel boyutta tartışmalar başlattı. Alman yayın kuruluşu ARD’nin, Almanya’nın geri kalan üç santralını 2022 yılı sonuna kadar kapatmayı öngören çıkış planı yerine nükleer santralların planlanandan daha uzun süre çalıştırılma hazırlığı yapıldığını duyurdu.
Nükleerciler üzgün
Nonproliferation Policy Education Center başkanı Henry Sokolski, saldırının bir bütün olarak nükleer enerji endüstrisine darbe vurduğunu ifade ederken, Dünya Nükleer Birliği, dünya genelinde şu anda yapım aşamasında olan 58, yapılması teklif edilen 325 reaktör olduğunu hatırlatarak, yapımı önerilen birçok tesis ise Doğu Avrupa’da bulunduğu belirtilirken, bu gelişmelerden rahatsız olduklarını ortaya koyuyorlardı.
“NGS projesi iptal edilsin, NDK kapatılsın!”
TBMM’de Nükleer Düzenleme Kanunu teklifinin alt komisyonda sabaha karşı oylanıp kabul edilmesinin ardından açıklama yapan Nükleer Karşıtı Platform (NKP), nükleer santral projelerinin iptal edilmesi, Nükleer Düzenleme Kurulu’nun da kapatılması çağrısı yaptı. “Geçmişi defolu, geleceği şüpheli nükleer mevzuat ülkemizin felaketi olabilir” denilen açıklamada nükleer santral projelerinin iptal edilmesi, Nükleer Düzenleme Kurulu`nun kapatılması istendi.
Açıklamada, “ Tüm dünya 25 Şubat 2022 tarihinde Rusya`nın Ukrayna`ya düzenlediği askeri saldırıyla sarsılırken, AKP`li 93 milletvekilinin imzasını taşıyan Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı`na sunuldu. Nükleer Düzenleme Kanunu teklifi 28 Şubat 2022 tarihinde TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Alt Komisyonu`nda, 1 Mart 2022 tarihinde sabaha karşı da Ana Komisyonda kabul edildi” hatırlatılması yapıldı.
Bu Telaş Neden?
Bu kanun teklifinin geçmişi nükleer mevzuatımız ve ülke yönetim sistemi açısından skandaldır denilen açıklamada, “Bu sistemin ilk kanun hükmünde kararnamelerinden biri olan 702 sayılı Nükleer Düzenleme Kurumu`nun (NDK) Teşkilat ve Görevleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) 2 Temmuz 2018`de yayımlandı. 702 sayılı NDK KHK`sı aceleyle düzenlenirken unutulan hususlar altı ay sonra 7164 sayılı kanunla tamamlanmaya çalışıldı. Ancak 7164 sayılı kanun Ana Muhalefet Partisi tarafından Anayasa Mahkemesine (AYM) götürüldü” denildi.
Anayasa mahkemesi iptal etti
Açıklamanın devamında, “AYM 9 Mart 2021 tarihinde; “Nükleer enerji ve iyonlaştırıcı radyasyon faaliyetlerine ilişkin konular ile bu alanda yetkili bir kurum kurulması 7142 sayılı kanunun 1. maddesinde belirtilen Anayasa`da yapılan değişikliklere uyum sağlamak amacı kapsamında değildir” diyerek, hem 7164 Sayılı kanunla yapılan düzenlemeyi, hem de 702 sayılı NDK KHK`sını tümden Anayasa`ya aykırı bularak iptal etti. Ancak iptal hükümlerinin Resmî Gazete`de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar verdi” diye belirtildi.
Telaşın sebebi belli
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) kapatıldığı hatırlatılan açıklamada, “Nükleerde denetimsizlik, Akkuyu Nükleer Santralı temelinde çatlaklar oluştuğu ve bunların kapatıldığı haberlerinin basına sızmasıyla ortaya çıkmış oldu. Geçmişi defolu, geleceği şüpheli nükleer mevzuat ülkemizin felaketi olabilir. AYM`nin NDK Kanun düzenlemesi için verdiği süre 9 Mart 2022 tarihinde doluyor, telaş ve keşmekeşin altında yatan sebep budur. NDK Kanun teklifinde en az on adet uluslararası anlaşmaya atıf yapılıyor” vurgusuyla, bir günde atıf yapılan bu anlaşmalarının neler olduğu, ülkemizin nasıl bir yükümlülük altına sokulduğunun anlaşılmasının mümkün olmadığı ifade edildi.
Nükleere inat yaşasın hayat
Açıklamanın sonunda ise şunlar yer aldı:
“Toplumun genelini ilgilendiren, gelecek kuşakları riske sokan nükleer santral gibi projeler ve tüm yasal düzenlemeler meclislerdeki salt çoğunluğa dayanarak, asgari demokratik yönetim ilkeleri; saydamlık, açıklık, katılımcılık, hesap verebilirlik değerleri göz ardı edilerek belirlenemez. Nükleer santral projeleri iptal edilsin, Nükleer Düzenleme Kurulu kapatılsın. Nükleere inat yaşasın hayat!”
Fukuşima ve Çernobil unutulmadı
Ukrayna’nın Çernobil kentinde bulunan nükleer santraldeki patlamanın yarattığı kirlilik 36 yıldır sürerken, 11 yıl önce Japonya’da 9 büyüklüğünde depremin ardından oluşan tsunami, Fukuşima Nükleer Santralini vurdu ve yaşanan patlama sonrası binlerce insan yaşamını yitirmişti. Rusya Ukrayna savaşı Çernobil’de radyoaktif tozların havaya karışarak çevreye yayılmasına yol açarken, hem Fukuşima’da hem de Çernobil’de radyoaktif kirlilik üst düzeyde devam ediyor. Fukuşima’da halen sular ve topraklar radyoaktifle kirli ve insanlar kanserle boğuşurken aynı durum Çerbnobil’de de sürüyor.
Atıklar milyonlarca yıl kalıcı
Nükleer atıkların imhasına yönelik bugüne kadar hiçbir çözüm üretilememiştir. Nükleer atıkların tehlike seviyeleri düşük, orta ve yüksek dereceli olmak üzere üç seviyede ele alınıyor. En tehlikeli olan da nükleer santralde enerji elde edilmesi için kullanılan ve yakıt çubuklarının yakılması sonucu ortaya çıkan atıklardır. Bu atıkların yarılanma yani etkisini kaybetme ömürleri 250 bin yıla kadar çıkıyor. Bulundukları yere radyasyon ve ısı enerjisi yayarken etrafındaki canlıların DNA’sına etki ediyor. Bu da çeşitli sağlık problemlerine ve insanların kanser olmasına yol açıyor. Kullanılmış yakıt çubukları soğutma havzalarında en az 5 ya da 10 yıl havuzlar içinde bekletilirken, etrafına radyasyon yayarak havaya, suya ve toprağı radyoaktif kirlilik yaratıyor.
EKOLOJİ SERVİSİ